Zamana yolculuk ettiren en eşsiz duygundur anıların. Göçüp gitmişlerdir belki hayatından zamanın içinde kaybolup...

Ama sen gönlünden uğurlayamadığın müddetçe anılarını...

Gelir konar baş ucuna...

Sessizce bir şeyler söyler sana…

Bazen haykırdıklarını hissedersin.

Biriktirdiğin sessiz çığlıklarına çığlıktır belki de onlar...

Kendi hikayenin kahramanı senden ve yüreğinden başka kimse olamaz.

İnsanlar tanırsın vaktiyle, sol yanının baş köşesinde ağırlarsın onları...

Hayatında kaldıkları daha doğrusu kalabildikleri süre boyunca.

Sonra…

Zamana kapılıp giden insanlar olacaktır ömründe…

Yaşamının rotasını nereye çevirirsen oraya gidiyor gönlün de…

Gönlündeki duyguların ikiye ayrılır:

Biri söyleyebildiklerin biri de söyleyemediklerin. Ve en çok da söylemediklerini yaşamakla mükellefsindir aslında...

Birikir sol yanında. Birikir de gönlüne işler, hiç gitmeyecekmişçesine.

İçini sarıp da sarmalayan o buram buram özleminden köşe bucak kaçarsın da yine susturamadığın gönlün olur dergâhın. Kaçan kovalanır derler lakin öyle duygular vardır ki içinin en derinliklerinde,

Hem delice sahiplenirsin hem de salıvermek istersin onları. Bu ikilem köprüsünde eser durur deli gönlün. Kâh sağa kâh sola…

Sağına bakarsın, zamana yenik düşen kaybolup giden duyguların. Soluna bakarsın, yine bir türlü söz geçiremediğin istikrarsız gönlün...

Dört bir yanını kuşatmıştır içindeki sen. Başlarsın yüreğinle uzun uzun hasbihal etmeye. Öfkelenirsin zaman zaman…

Sessizce çekip gidersin içindekilerden…

Gidersin…

Gitmesine de …lakin terk edemezsin. Yüreğini dağlayan duygularını. Ve yorulmuşsundur artık…

Hadi kalk be gönlüm...

Giy istikrarını süsle gönlümü simsiyah hüzünleri çekip at artık şu üzerinden...

Giyin bembeyaz ümitlerini...

Bilmez misin, umutlarınla varsın sen…

Öyleyse…

Etme…

Umutlarını gönlünden düşürme.

Düşürme ki, hayatın gözünden düşme…

Geleceğe biriktirdiğin umutların var, seni bekleyen. Zor anlarında canına can olan anıların var. Küsme onlara…

Anılarla başlar, hayat kimi zaman...

Hep geçmişe özlemle gelecekteki imkansız hayaller arasındaki çizgide durur gönlümüz. Tam umut edersin; sonra bir bakmışsın gönlün seni ele vermiş. Yanı başımızda olanla, elimizin altında olan şeyler farklıdır. Ne yazık ki biz insanlar bazen, yanı başımızda olanı elimizin altında zannederiz. Sonra, göçüp gittiklerini hissettiğimizde, daha doğrusu farkına vardığımızda desek daha doğru olur...