Konuyla ilgili açıklama yapan Kır, ‘Birkaç kez daha seçimler başlamadan belediyemizin yaptığı yemekli hediyeli taşımalı toplantıların kaynağının nereden geldiğini sorduk sorguladık. Ancak belediyeden ya da bu toplantıları yapanlardan ne bir ses ne bir açıklama yapılmadı.

    Anlaşılan o ki bu değirmenin suyu nereden geliyor kimsenin umurunda değil mi? Kimse yediği yemeğin, aldığı hediyenin kimin parası ile alındığını önemsemiyor mu? Üstelik birde seccade dağıtılıyorsa tamamen masum ve kutsal bir hale mi geliyor?

     Hediye, promosyon dağıtılmasına karşı değilim, lütfen kimse sözlerimizden böyle bir sonuç çıkarmasın. Biz milletin malının birilerine dağıtılmasına karşıyız. Biz bizim verdiğimiz vergiler ile bize tepeden bakılarak yapılan işlere karşı çıkıyoruz.

      Yoksa insanlar kendi keselerinden istedikleri hediyeyi dağıtmakta özgürdür. Ancak belediyenin parası ile seccade yaptırıp ki, bunu bir itham değil faturalar medyada yayınlandığı için söylüyorum, kendi seçim yada tanıtım toplantılarında dağıtıyorsanız buna sonuna kadar karşı çıkıyorum.

      Milletin parası kimsenin kişisel arpalığı değildir! Üstelik milletimizin dini değerlerini birilerinin siyasete alet etmesi de hiç ahlaki bir davranış değildir.

     Bir kez daha soruyorum, kaynağı belli olmayan bir takım çalışmalar yapılıyor ve kimse bunları neden açıklamıyor?

     Milleten izin alınmadan milletin parası kullanılarak yapılan hayr - hasenat, seccade dağıtmak v.b. helal midir?

    Belediye üzerinde dönen şaibe bulutları, ortada konuşulan dedikodular, rant kavgaları v.b. Yalova halkına açıklanmadan bu işlerin peşini bırakmayacağız.

   Kimseyi itham edip suçlamadık, ortada dönen onlarca dolap söylentisine rağmen kimseye bir suçlama yakıştırıp yaftalamadık. İstediğimiz Yalova da her şeyin hak ve hukuk çerçevesinde adilane olarak yapılmasıdır. Kimse kendini padişah sanmasın. Kimse hesap vermeyeceğini düşünmesin. Seccade dağıtanlar ya da buna vesile olanlar en sonunda yüce mahkeme önünde Allah’a  -hesap verecekler. Firavun iktidar gücüne, Karun servetine, belam ise ruhbanlık makamına güveniyordu, inananlar ise sadece Allah’a güvenir dayanırlar. Biz sadece Allah’a güvenip dayanıyoruz, gücümüzde odur vekilimizde odur’ dedi.