‘’Bana niye selam vermedin’’ diye, insan canına kıyan bir insanlık düşmanının hikayesi gazetelerden birindeydi

Sordular neden yaptın diye

‘’Canım istedi’’ diye karşılık verdi..

“Canın çıksın” emi diyecektim ki

Yüzüne baktım sırıtıyomuydu ne..

Dünyaya nasıl baktığını merak ettim o an..

Renklimi ,siyah beyaz mı, ?.

Yada nereye bakıyordu...?

Sahi vicdanı olmayan göremezdi ki

Ya da ‘’yan baktın’’ cinayetinin ardındaki dram hayretlerinize sunulur.

Trafik magandalarının rengarenk(!) görüntüleri

Kimi en son model araçların direksiyonlarında arzı endam eden iyi giyimli parlak takım elbiseli hatta bazısı kravatlı “odunlar”.

Ne yaparsak yapalım ortasını bulamdığımız, ölçüsünü bilemediğimiz, uç ve uçuk savruluşlardı bunlar.

Kimileri, ki onlar ‘’toplum bilimciler ya da psikiyatr’’ lar dır.

Onların benzer yorumlarını okurken ‘’toplumsal cinnet’’ tanımlamasına takılıp kalmıştım.

Öylemi demek lazımdı,bilemiyorum..

Tek çare ‘’maneviyat’’ diye meydan meydan dolaşıp bağıran büyüklerimiz geldi aklıma teşhis doğruydu..

Ama söylemek yeter miydi?

Söylemdeki hakikate itiraz haksızlık olurdu.

Söyleyenlerin yetkili olduklarında ne yaptıklarıydı ilgilendiğim.

Başka örnek,

...İşyeri sahibi, kiracısının kapısına kira istemek için gidiyor , cenazesi çıkıyor dükkandan.

Üst katta, yada alt katta ki komşu bir diğerine müziğin sesini kısarmısın demek için kapısına gidiyor ..cenazesi iniyor.

Ya da soluğu acil serviste alıyor adam

‘’Neden hastamla ilgilenmedin’’ yumruğu yiyen doktorların sayısı ?

Okul bahçesinde öğrencisi veya veli tarafından tartaklanan öğretmen(ler)

Neden dikiz aynasından baktın bana

Neden beni solladın..?

Neden parmak gösterdin.?

Ne demek istedin ?

Neden benden habersiz boşanma davası açtın...?

Neden dayağı yiyip oturmadın?

Şiddeti ,felsefi temelli (!)bakış açısına ve hayat tarzına(!) çevirme konusunda gayet başarılı olan tv dizileri.

Şimdilerde tartışılan çocuk yaşta evlendirilenlerin dramları

(Tecavüz örneklemlerine şimdilik yer vermedim)

Yırca köyünde katledilen 6 bin ağacın haline mi yanalım, köylülerin feryadına, çığlığına, çaresizliğine, yürek paralayan yerlere savruluşlarına mı üzülelim..

Tam şaşkınlık hali devam ediyorken

Danıştayın yürütmeyi durdurma kararına sevinen köylülerin sırasıyla, çiftellelli zeybek,ve benzeri düğün dernek havaları eşliğinde ki oynayışlarını görünce de olduğum yere mıhlanmış oldum....

Ortasını bulamadık bu işlerin

Sevincimizinde ölçüsü kaçmış, hüznümüzünde...

Saat saat, anlık zıtlıkları yaşıyoruz...

Tepkimiz de abartılı tepkisizliğimiz de.

Bazen kadavra donukluğu, bazen ele avuca sığmayan hareket hali.

Menkul değerlerle uğraşırken

İnsani değerleri ıskaladık.

Daha da kötüsü..

Korkarım ki alışıyoruz.