Dünyadaki sömürücü düzen kendi insanının refahı için her dönem az gelişimin ya da gelişmekte olan ülkelerdeki ihtiyaç olan zenginlik kaynaklarını, en ucuz yoldan ele geçirmek için on yıllardır aynı ülkelerde aynı senaryoyu uygulamaktadır.

Son yüzyılda teknolojideki gelişmeler tüm Dünya’yı enerjiye bağımlı hale getirmiştir. Dünya genelinde teknoloji gelişmekte olan enerjiye ihtiyaç daha da artmakta ve olan enerjiye sahip ülkeler batılıların kıskançları arasında ya teslim olmakta ya da paramparça edilmektedir.

Bugün petrol, yarın bor ya da uranyum. Son yıllarda özellikle petrolün anavatanı olan Ortadoğu coğrafyasında petrol yüzünden akıtılan kanlar insanlık adına tam bir utanç vesikasıdır.

ABD başkanı Trump bir sözünde “Benim için bir damla petrol, bir damla kandan daha kıymetlidir.” Diyerek bütün insanlığı yakın gelecekte nasıl bir tehlike beklediğini bize açıkça gösteriyor.

Mısır, Cezayir, Irak, Suriye gibi ülkelerde yaşanan insanlık dramlarını her akşam televizyon ekranlarında sıradan olaylarmış gibi izliyoruz.

Suriye’de nüfusun yarıdan fazlası yerinden edildi. Binlerce insan çoluk çocuk demeden katledildi. Bizler sımsıcak yuvalarımızda ailemizle birlikte evlerimizde otururken göz ucuyla televizyon ekranlarında çamurlar içerisinde derme çatma çadırlarda aç susuz ölüm kalım mücadelesi veren mazlum insanları izlerken içimiz sızlamıyorsa bırakın Müslümanlığı, bizlerde insanlık adına bir eser kalmamış demektir.

On yıllardır İsrail’in katlettiği Filistinliler için batının gerçek anlama bir karşı duruşunu gördünüz mü? Ya da yerinden yurdundan edilen binlerce masumun botlarla Akdeniz’i geçmeye çalışırken hiçbir batılı devletin kucak açtığını gördünüz mü?

Dertleri sadece kendi insanının refahı olan batılı ülkeler için tüm Osmanlı, İslam ve Türk coğrafyasında, önlerindeki tek ve son engel Türkiye ve aziz Türk Milleti’dir.

Aylardır, hatta yıllardır televizyon programlarında siyasi taraftarlığımızla birbirimizi ötelemek ve ötekileştirmek için her taraf acımasızca saldırıyor.

Konu FETÖ, deprem, futbol, din, özel yaşam fark etmiyor. Aynı ülkede aynı bayrak altında yaşadığımız ortak tarihi kültür ve geleceğe sahip olduğumuz kendi insanımızın hiçbir farklı görünümüne tahammül gösteremiyoruz.

Değerli Kardeşim

Çanakkale’de aynı düşmanlara karşı ecdadımız yan yana, can cana mücadele ettiler. O gün 253.000 vatan evladımızı şehit edenler bugün bizleri birbirimize düşürüp, önce parçalamak ve sonra yok etmek isteyen zihniyet aynı zihniyettir.

Gelin tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakıp milletimizin var olma mücadelelerinde de düşmana karşı aynı safta yer alalım. Aylin bebeğin başına gelenlerin yakın gelecekte senin çocuğunun başına gelmesini istemiyorsan, daha fazla ayrışmayalım.

Cemaat, tarikat hatta mezhep kavramlarıyla bizi ayrıştırmak isteyen din çetelerinin oyununa gelmeyelim.

Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Azeri, Gürcü, Yörük, Türkmen tarihinin karanlık günlerinde bu milleti oluşturan tüm farklı grupların tek gaye uğruna verdiği mücadele sonrası bağımız ve özgür bir ülkede yaşadığımızı unutmayalım.

On yıllardır kaşımıza dikilen resmin büyüğünü görelim. Ayrıntılara takılmadan büyük resmin hedefinde mazlum ve masum insanların hamisi olan aziz milletimizin olduğunu unutmayalım.

Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Çanakkale’den Sakarya’ya, Sakarya’dan 15 Temmuz’a kadar yazılan kahramanlık destanlarına daha fazla ayrışarak ihanet etmeyelim.

Hoşça kalın, mutlu kalın, sağlıcakla kalın.