2020 yılı, başta Yalova olmak üzere, ülkemiz ve tüm Dünya’da yaşayan insanlar açısından yüz yılın en kabus dolu 365 günü olarak tarihe geçti.   

2021 yılı ve sonrasındaki yılların, insanlığa ne getireceği konusunda iyimser olmak isterdim. Ama bundan sonraki yılların çok büyük zorluklarla yaşanacağının da bilenmesini isterim.

Dünyadaki salgından dolayı yaşanan ekonomik kriz, ülkemizde salgın öncesi görülmeye başlandı. Bu durum, ülkemize ve milletimize çok büyük bir dezavantaj olarak yansımış durumda.

ABD ve AB’nin yaptırımlarının da, Pandeminin yaşandığı bu dönemde, bizlere ciddi şekilde yansıdığı gerçeği asla unutulmamalı...

Bu olumsuzlukların yanı sıra, ülkemizin bir deprem kuşağı içinde bulunması, hemen hemen her gün Doğu, Batı başta olmak üzere Türkiye’nin her bölgesinde yaşanan depremler; sağlığımız başta olmak üzere, ekonomimize de ciddi yansıdı.

Son 5 yılın en kurak kış mevsimini yaşayan; Batı ve İç Anadolu Bölgemizde baraj sularının dibe vurması da, 2020 yılının ne kadar sıkıntılı geçtiğini bizlere adeta resm etmektedir.

Yaşanan onlarca olumsuzluğu rağmen, hayat devam ediyor. Daha çok çalışıp üretmek, dışa bağımlılığı en aza indirmek hedefimiz olmalı. Her türlü israftan kaçınmak, kamunun malına sahip çıkıp en başlıca görevimiz sayılmalı...

Özellikle eğitim ve öğretimin çok büyük yara aldığı bu süreçte, üretim kesimine ara eleman yetiştirilmesi için reform niteliğinde kararların alınması şart oldu.

Bu olumsuzluklara rağmen, 2021 yılı ve sonrasında ki yılların, tüm insanlığa refah getirmesi tek temennim.