‘’Doğruluk hazinedir’’ diye büyük bir miras bıraktı bize artalarımız. Sevgili peygamberimize doğruluğundan dolayı Muhammed’ül Emin olarak anılıyordu. Ona inanmayanlar bile doğruluğu konusunda en küçük bir şüphe duymuyorlardı.

Makamımız, mevkimiz, sosyal, ekonomik ve kültürel seviyemiz ne olursa olsun doğruluktan daha büyük bir hazinesi yoktur insanın.

Bazen yaşadığımız olaylarla doğruluk hazinesinin boynunu büktüğünü gördükçe ülkesine 40 yılını vermiş bir eğitimci olarak çok üzülüyorum.

Pazara uğruyorsunuz. Tezgahın önü başka arkası başka. Üretim miktarı belli olmasına rağmen yöresel olan Trabzon tereyağı, İspir fasülyesi vs. gibi ürünleri her yerde istediğiniz miktarda bulabiliyorsunuz.

Aileler değerler eğitimi konusunda yeterli ve gerekli eğitimi veremiyor. Yaşanan günlük onlarca olumsuz örnekleri zamanla kanıksıyor, günlük hayatımızda yanlışlar doğrulara evriliyor.

Her gün televizyonlarda izlediğimiz onlarca olumsuz örnek te bilinç altımıza yerleşiyor.

Siyasetçilerimizin bir çoğunun söylemleri ise yalanın ötesinde tam bir facia.

Önceden tezgahını açık bırakıp camiye giderdi insanlar. Şimdi ise buna benzer örnekleri görmek çok zor.

Son yıllarda okullarımızda ‘’ Değerler Eğitimi’’ kapsamında yapılan çalışmaları çok ama çok önemsiyorum. Ailelerin de destek verdiği bu çalışmalar çocuklarımız üzerinde çok büyük ve kalıcı etkileri olacağına inanıyorum.

İlimizde kantini olmayan bir okulumuz Aile Birliği ile birlikte çocukların acil ihtiyaçlarını karşılamak için su, kalem, silgi vs. gibi ürünlerden oluşan bir bölüm oluşturdu. Ürünlerin fiyatları üzerine yazıldı. Satıcı yok. İhtiyacınızı alıyor ve orada açıkta olan küçük bir kutunun içerisine ücretini koyuyorsunuz. Doğruluk ve dürüstlük adına mükemmel bir çalışma.

Değerlerinden yoksun bilgiyle donanmış insanların ne kandisine ne de insanlığa bir faydası olamayacağını unutmayalım.

Doğruluk hazinesine sımsıkı sarılalım.

Hoşça kalın, mutlu kalın.