İnsanlarda ağır seyrederek ölümlere yol açabilen Ebola Virüs Hastalığı’nın ilk olarak 1976 yılında Sudan ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde salgına yol açtığını belirten Dr. Mehmet Erdem Gürel, hastalık hakkında şunları söyledi; 

“Kaynağı tam olarak bilinmeyen virüsün büyük olasılıkla meyve yarasalarından bulaştığı düşünülmektedir. Batı Afrika' da yaşanmakta olan salgında vakalar insandan insana geçişle ortaya çıkmıştır. Virüs, enjekte insanların kan veya diğer vücut sıvılarının bütünlüğü bozulmuş deri veya mukozaya doğrudan teması ile bulaşabileceği gibi, hastanın virüs içeren çıkartılarının bulaştığı giysi, çarşaf gibi eşyalarına temas ile dolaylı yoldan da bulaşabilmektedir. Hastaya sağlık hizmeti veren tıbbi personelin koruyucu ekipman kullanmaması veya enfeksiyon kontrol önlemlerine uymaması sebebiyle de çok sayıda sağlık çalışanı ebola virüsüne maruz kalmıştır. Burada bilinmesi gereken hastanın, iyileşmesi durumunda dahi haftalarca virüs taşıyıp bulaştırıcı olabileceğidir.

Ebola virüs hastalığı ani ateş, aşırı halsizlik, kas, baş ve boğaz ağrısı gibi belirtilerle başlayarak kusma, ishal ve döküntülerle seyreder. Bazı vakalarda kanama da görülebilir. Hastalıkta kesin tanı laboratuar testleri sonucunda konur. Kuluçka süresi 2-21 gün arasıdır. Kişiler, kuluçka süresinde değil hastalık belirtileri kendilerinde görülmeye başladığı anda bulaştırıcı olurlar. Hastalığa bağlı ölüm tipik olarak organ yetmezliği ve septik şok nedeniyle genelde hastalığın 6 – 11. günlerinde görülmüştür. Hastalığa özgü bir tedavi bulunmamakla birlikte hasta bakımında destekleyici tedavi ve temaslıların korunması ön plandadır.”