Kabul edildiği dönemde meslektaşlarımıza önemli sosyal güvenceler

getiren ve çalışma koşullarında iyileştirmeler sağlayan yasa, ne yazık
ki daha sonraki dönemde sürekli aşındırılarak işlemez hale getirildi.
1961 yılında sağlanan haklar meslektaşlarımızdan bir bir geri alındı.
10 Ocak 1961'in aksine, günümüzde gazetecilerin iş güvenliğinden ve
çalışma koşullarının çağın gereklerine uygun olduğundan söz edebilmek
mümkün değildir.
Bugün gelinen koşullarda meslektaşlarımız sosyal güvenlikten yoksun,
toplu sözleşmesiz ve geleceği belirsiz bir yaşama mahkûm edildi. 2008
yılında yapılan düzenleme ise, meslektaşlarımızın yıpranma hakkına da
darbe vurdu. Gerektiğinde canını ortaya koyarak her türlü zor koşulda
görev yapan meslektaşlarımızın yıpranma hakkı, tüm karşı çıkışımıza
rağmen elimizden alındı.
Yasanın çıktığı günden bu yana yapılan değişikliklerle, kıvanç
duyulması gereken bir bayram kalmadığından, basın çalışanlarının iş ve
sosyal güvencelerinin teminat altına alınmasını sağlayacak yasal
düzenlemeler yapılıncaya kadar, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl
da 10 Ocak'ları bayram değil, "Dayanışma Günü" olarak
değerlendireceğiz.
Önerimiz; 212 Sayılı Yasa işlemez hale geldiğinden, 5953 sayılı,
"Basında Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi
Hakkında Kanun"un, günümüz şartlarına uyarlanarak meslektaşlarımızın
lehine yeniden düzenlenmesidir. Önümüzdeki dönemde, 5953 sayılı
kanunun ve yıpranma hakkının  basın çalışanlarına yeniden verecek
şekilde düzenlenmesi için mücadele edeceğiz.
Tüm meslektaşlarımın 10 Ocak Basın Emekçileri Dayanışma Günü'nü
kutlar, basın bayramını gerçek anlamıyla kutlayabileceğimiz günlere
elbirliğiyle ulaşmak umuduyla saygı ve sevgilerimi sunarım."

 

10 OCAK'IN TARİHÇESİ
5953 sayılı basın çalışanlarının haklarını düzenleyen yasa, 10 Ocak
1961 tarihli 212 sayılı yasa ile getirilen değişikliklerle basın
sektöründe çalışanların özlük haklarında çok önemli kazanımlar
sağladı. Bu kazanımlar, dönemin Türkiye Gazeteciler Sendikası ve basın
örgütleri tarafından "bayram" olarak kabullenildi.
Ne var ki, basın işverenleri yasayı protesto etti ve gazetelerini
çıkarmama kararı aldılar. 3 gün süre ile 5 büyük gazete, işverenlerin
kararı ile yayınlanmadı.
Gazeteciler, okuru gazetesiz bırakmamak amacıyla Türkiye Gazeteciler Sendikası çatısı altında kenetlendiler ve "Basın" adı altında gazete yayınladılar.
Gazete yöneticisinden, üretimin her aşamasında görevli emekçiye kadar
tüm basın çalışanlarının sendika çatısı altında kenetlenmeleri, gazete
sahiplerinin direnişini kırdı. 212 sayılı yasa böylece yürürlüğe girdi
ve yaygın uygulama alanı kazandı.
Ne var ki, özellikle 1990 sonrası dönemde ve basından medyaya dönüşüm sürecinde, sermayenin sektöre girmesiyle bu kazanımlar "uygulamada" tek tek elden çıktı.