Araştırmaya 377 akademisyen katıldı ve bunların % 35 profesör (132 kişi), % 20.2 doçent (76 kişi), % 33.7 doktor öğretim görevlisi (127 kişi), % 3.4 öğretim görevlisi (13) ve % 7.7 araştırma görevlisi (29 kişi). Araştırmaya katılan akademisyenler farklı bilim dallarından ve Türkiye’nin hemen hemen bütün üniversitelerinden olup bütün akademisyenleri temsil etme potansiyeline sahip olduğu söylenebilir.

Araştırma sonuçlarının endişe verici olduğu görüldü. Buna göre akademisyenlerin % 77.3’ü gibi yüksek bir oranı Türkiye’deki üniversitelerdeki etik ihlallerinin önemli bir sorun olduğunu düşünmekte. Akademisyenlerin sadece % 5.3’ü üniversitelerde etik ihlalinin olmadığını düşünmekte. Kalan kısım ise kararsız olduklarını belirtmiş. Bu sonuç oldukça düşündürücü olup, YÖK gibi yetkili kamu kurumlarının lüzumlu önlemleri almasını gerekli kılıyor.

Araştırmaya katılan akademisyenler % 81.1’ü YÖK ve ÜAK gibi kamu kuruluşlarının karar ve eylemlerinin STK’larca değerlendirilmesi (incelenmesi) gerektiğini belirttiler. Bu oran akademisyenlerin daha sivil bir akademi çevresine destek verdikleri şeklinde algılanabilir. Apaydın bu kurumların etik ihlallerini önlemede yetersiz kaldığını vurgularken, demokratik bir toplumun oluşması için bunun bir şart olduğunu belirtiyor. Apaydın, bu kurumların olmasına rağmen üniversitelerde etik ihlallerinin yüksek olmasının yeni yapılanmalara ihtiyaç olduğunu gösterdiğini söyledi.

Araştırmada dikkate değer diğer önemli bir bulguya göre, akademisyenlerin önemli bir kısmı etik ihlallerinin azaltılması için AKETDER’in önemli işlevler görebileceğini düşünüyor. AKETDER’in akademisyenlerin etik konusunda örgütlenerek bir çatı altında buluşabilecekleri bir adres olabileceği ve bu kurumun YÖK ve ÜAK’ın kararları hakkında objektif ve tarafsız bir şekilde hiçbir baskı altında kalmadan değerlendirme yapabileceği akademisyenler tarafından düşünülüyor.

Araştırmaya katılan akademisyenlerin herhangi bir STK’ya üye olma oranlarının da % 49.9 olduğu görüldü. AKDER Başkanı Prof. Dr. Fahri Apaydın, bu oranının daha yüksek olması gerektiğini belirtmiş ve akademisyenlerin toplumda önemli işlevler görebilecek olan STK’larda daha aktif olmaları gerektiğini ve akademisyenlerin bilgi ve deneyimlerini topluma değer olarak bu yolla da ulaştırabileceklerini vurguladı. Aynı zamanda TEMA gönüllüsü de olan Apaydın, ayrıca bunun katılımcı demokrasinin tesisi için de önem arz ettiğini ve akademisyen toplum buluşmasının bu şekilde de sağlanabileceğini ifade etti. STK’ların önemine değinen Apaydın STK’ların daha işlevsel olabileceklerini ve toplum için değer yaratabileceğini özellikle vurguladı.

AKETDER Başkanı Prof. Apaydın, akademisyenlerin etik konusunda daha fazla araştırma yapmaları gerektiğini ve etik konusunda akademik çalışması olan akademisyenlerde etik konusunda daha fazla bilinç ve farkındalık oluştuğunu açıkladı. Araştırmaya katılan akademisyenlerin % 40.3 etik konusunda araştırma yaptığını ve bu oranın da artması gerektiğini söyledi.