Kent Konseyi Kadın Meclisi, İbrahim Yıldız Spor Salonu sahipleri ile paydaş oldukları ''Biz Kendimizi Savunuruz'' projesi ile ulusal anlamda farkındalık yarattılar. Basit hamleler ile şiddetin en azından bir kısmını nasıl savuşturabileceklerini kadınlara öğrettiler. Halka açık olarak yapılan etkinlikte Göksel Er ve İbrahim Yıldız, kadınların şiddet görmediği bir dünyada yaşamak istediklerini ve bunun için de her zaman ellerini taşın altına koyacaklarını belirttiler.

Kadın Meclisi Başkanı Nurten Anıl açıklamasında; “Sizlerle akşam karanlığında bir araya geldik çünkü biz karanlıklara ışık olmak için bir arada buradayız. Bizler Kadın, erkek ayrımı yapmadan birlikte yaşamayı öğrenirsek dünya aydınlık ve yaşanabilir bir yer olur.

Kadına yönelik şiddet tüm gelişmelere rağmen ekonomik düzeye ve öğretim düzeyine bakılmaksızın gerek uluslararası gerekse ulusal olmak üzere evrensel bir sorun olmaktadır. Yani kadına yönelik şiddetin coğrafyası yoktur.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nün tarihçesine baktığımızda insanlık suçu ve insanlık ayıbı ile karşı karşıya gelmekteyiz. 25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti'nde diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kız kardeş olan Mirabel Kardeşlerin cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu. Kardeşlerin tecavüz edilerek vahşice öldürüldüğü ortaya çıktı. Kardeşlerin cesetleri bir uçurumun kenarında bulunmuş ve bir kaza sonucunda öldükleri söylenmesine karşın gerçek sebep bu değildi. Mirabel Kardeşler, ülkelerinde siyasal özgürlük için, mücadele ettikleri için pek çok kez hapsedilip zulme uğramışlardır ve son olarak da 25 Kasım 1960 yılında arabalarından zorla indirilerek tecavüz ve işkence ile vahşice katledilmişlerdir.

1981’de Dominik Cumhuriyeti'nde toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü olarak kabul edildi. Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler sonucunda Birleşmiş Milletler 17 Aralık 1999'da 25 Kasım'ın kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için uluslararası mücadele günü olarak benimsenmesine karar verdi.

Hayatlarını kaybeden yüzlerce, binlerce, on binlerce, yüz binlerce kadın olmasına karşın dünyada kadın hakları konusunda iyi anlamda yol kat edilmemiştir. Kadına yönelik şiddetin şiddeti artmakta, kadına yönelik şiddet insanlığın kanayan yarası olmaktadır. Kadına karşı yapılan ayrımcılığın önlenmesi gerekmektedir. Politik, sosyal, ekonomik, kamusal ve kültürel alanlarda eşit haklara sahip olmalıdır kadınlar. Kadınlar hayatlarını, hakları olan sebepler nedeniyle kaybetmektedirler. 324 günde 302 kadın öldürüldü. Öldürenler aile üyesi, eski koca, sevgili veya koca. 532 kadına şiddet uygulandı şiddet uygulayan erkeklerin %53'ü eski koca, koca ve sevgili. Kadınların %64'ü kocası ve sevgilisi tarafından Öldürüldü, bunların %49'u ateşli silahla. Her 100 kadından 97'si şiddete maruz kaldı. Şiddet türlerine gelince; ekonomik, sözlü, psikolojik, fiziksel, cinsel ve mobing olarak karşımıza çıkmaktadır.

Oysaki toplumun yarısını oluşturan kadın diğer yarısını da doğurmaktadır. Çocuklarımızı kadın erkek ayrımı yapmadan cinsiyetçi yaklaşmadan yetiştirmeli önce insan olma bilincini verirken, vicdanlı merhametli olmayı öğretmeliyiz.

Şiddete uğrayan değil şiddet uygulayan utansın. Sevgi ve saygının hakim olduğu barışçıl ve cinsiyetçi olmayan bir dünya diliyoruz.” dedi.

Ulu önder Atatürk'ün dediği gibi ''dünyada her şey kadının eseridir.”