AK Parti Yalova Milletvekili Temel Coşkun, ‘Sevdiklerimizle beraberce yaşadığımız, geleceğe emanet edeceğimiz dünyamızı, yaşamak için su, hava ve gıda kadar ihtiyacımız olan çevremizi korumak ve temiz tutmak bir insanlık görevidir’Her nerede olursak olalım çevrenin kirlenmemesi ve kirletilmemesi için doğal kaynaklarımızı bilinçli kullanmayı, doğaya saygılı ve uyumlu yaşamayı öğrenmeli ve öğretmeliyiz. Dolayısıyla, çevreye karşı duyarlı olmak ve dünyayı korumak her hangi bir kurum veya kuruluşun değil tüm insanlığın ortak ödevi olmalıdır. Çünkü çevreyi ve doğayı korumak, bireyin ve sağlıklı toplumların oluşmasına önemli katkıda bulunmak demektir’dedi.

          Coşkun,’Orman ve Su Bakanlığı, yeni kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile yürütülen ortak çalışmalarla Hükümetimiz çevre yatırımları, milli ve tabiat parkları, orman sayısındaki artışlar, sağlık turizminin gelişmesi, geri dönüşüm hizmetlerinin yaygınlaşması, tarımın, gıdanın daha etkin ve verimli hale gelmesi konusunda önemli adımlar atmıştır. Yeniden düzenlenen Türk Ceza Kanunu’na, çevre kirliliği ve imar kirliliği ile ilgili cezai yaptırımlar konulmuştur. Değişen şartlara uyum sağlamak üzere hazırlanan ve 1995 yılından beri Mecliste bekleyen Çevre Kanunu, gündeme alınarak yasalaştırılmıştır. Kentsel dönüşüm yasaları çıkarılmıştır. AB uyum süreci içinde, eksik bulunan ikincil mevzuatın önemli bir kısmı tamamlanmıştır. Sürdürülebilir kalkınma anlayışı içinde, çevre alanı ile rekabet ve sanayileşme arasında gerekli denge gözetilmiştir.

Yasal düzenlemeler kadar toplum bilinci, eğitim ve bilgilendirme çalışmaları, yazılı ve görsel basınımız, toplumun tüm kesimlerinin çevre kirliliğine karşı mücadelesi ile ancak sonuç alınabilecektir.

Doğal kaynaklarımızın her geçen gün biraz daha azaldığının, bilinçsizce ve telafisi olmayacak şekilde tüketildiğinin farkında olmalıyız. Bu tükenişin en büyük müsebbibi maalesef insanın kendisidir. Unutmayalım ki; bir cam şişe 4000 yılda, herhangi bir plastik malzeme 1000 yılda, pet şişe 400 yılda doğada ancak yok olabilmektedir. Plastik bir tabakla 500 yıl, çakmakla 100 yıl ve gazete ile 3 ay çevre kirliliğine sebep olmaktayız. Çevrenin ve sınırlı kaynakların korunmasına yardımcı olmak, enerji verimliliğini artırmak ve milli ekonomiye katkıda bulunmak, israfı önlemek bireysel dikkat, özveri ve hassasiyetten geçer.

Denize çöp atmayarak, çöplerimizi özellikle de naylon, kâğıt, plastik ve pilleri geri dönüşüme göre ayrıştırarak, ormanlarda ateş yakmayarak, su kaynaklarına zarar vermeyerek, ihtiyacımız olanı kullanarak tüketim çılgınlığının önüne geçerek israf etmeyerek insanlığa, dünyaya, yaşadığımız çevreye ve geleceğimize hizmet eden duyarlı birey olabiliriz. Bu her insanın elinde olan bir iradedir.

Bu yıl tüm dünyada işlenen çevre teması ‘düşün, ye, koru’ olarak belirlenmiştir. İsrafın önlenmesi dünyanın gündeminde yer alarak, bu konuda tüm insanların dikkati çekilmiştir. Hep beraber daha temiz ve sağlıklı bir hayat için, daha güzel bir dünya için sadece kendimizi değil toplumu ve geleceğimizi düşünerek, kullanmak, korumak ve tasarruf etmek sorumluluğundayız.

Özellikle son günlerde de görülmüştür ki, çevre duyarlılığı ve çevreye olan hassasiyet toplumumuzda her geçen gün artmaktadır. Bu hassasiyete ve duyarlılığa kayıtsız kalmak ta mümkün değildir. Dolayısıyla bizler siyasetçi olalım, kamuda başka bir görev yapalım, nerede olursak olalım bizden sonraki nesillere bırakacağımız en önemli miras temiz bir çevre ve sağlıklı bir gelecek olacaktır.

5 Haziran Dünya Çevre Günü ve Çevre Haftasını kutluyor, insanlığa temiz ve sağlıklı bir gelecek diliyorum’ dedi.

    Bu gece ‘bir Miraç Kandilini daha idrak etmenin mutluluğunu yaşacağımızı’ ifade eden Yalova Milletvekili Temel Coşkun, “Hikmet yüklü bir yolculuğu, yükselişi ve huzura kabul edilişi ifade eden Miraç, Müslümanlar için manevi duygularımızı canlandıran, iç dünyamıza doğru bir yolculuk yaparak kendimizi sorgulamamızı sağlayan kutsal gün ve geceyi ifade etmektedir. Bunun için bu geceyi değerlendirelim. Duyguların ve hislerin manevi yükle dolduğu, inananların huzur bulduğu bu gecede, miracın engin mesajını ruhlarımızda hissedelim. Müslümanlık ve insanlık için dünyamız ve ülkemiz için devletimiz ve milletimiz için sevdiklerimiz ve akrabalarımız için dua edelim.

Bu mübarek gecede de âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimizin hoşgörüsünü, sabrını, sevgisini almaya ve yaşamaya daha çok ihtiyacımız var. Belli sebep ve gerekçelerle birbirimizden uzaklaştıkça, ötekileştirdikçe veya ufak meseleleri büyüterek içinden çıkılmaz hale getirirsek toplumsal barışı ve kardeşliğimizi geliştirme noktasında sıkıntılar çekeriz. Bunun kazananı asla olmaz. Bunun kazananı bu milletin gelişmesini, birliğini ve beraberliğini, kardeşliğini istemeyenler olur.

Dolayısıyla bu son günlerde millet olarak hepimizi rahatsız eden olaylara hepimizin olumlu katkı vermesi ve toplumun rahatlaması için gayret göstermeliyiz. Eylem yapan da bizim insanımız, polis de bizim insanımız. Bunların karşı karşıya gelmesi bizi sadece üzer. Ülkemiz, her alanda ciddi bir kalkınma, yükselme ve itibar kazanma noktasına gelmişken; bunlara gölge düşürmememiz gerekir. Bunun için mübarek üç ayların içerisindeki kandiller bizim gönüllerimizi aydınlatmalı, şefkat duygularımızı kabartmalı, bizi birbirimize daha çok yaklaştırmalıdır.

Bu duygularla Miraç Kandilinin birlik, dirlik ve beraberliğimize, toplumsal birlikteliğimizin güçlenmesine, insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum” dedi.