Konuyla ilgili açıklama yapan Yayla, ‘Paketin içeriğinde yer alan kamuda başörtüsü yasağının kısmen kaldırılması, andımız uygulamasına son verilmesi, dini vecibelerin yerine getirilmesinin engellenmesinin ceza kapsamına alınması, nefret suçunun cezasının artırılması, kişisel verilerin korunmasına yasal düzenleme getirilmesi, özel okullarda farklı dil ve lehçelerin önünün açılması, toplantı, gösteri ve yürüyüşlerde temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı kimi düzenlemelerin kaldırılacak olması, yardım toplama konusunda kısıtlamaların kaldırılması gibi alanlarda yasal ve idari düzenleme yapılacak olması temel insan hak ve hürriyetleri -özellikle ifade, eğitim-öğretim ve örgütlenme hürriyeti- noktasında son derece olumlu ve önemlidir. Bu hususta temel hak ve hürriyetleri genişletici mahiyette her türlü adımı alkışlayarak gerekli desteği sağlayacağımızı belirtmek isteriz. Kaldırılması noktasında mücadele verdiğimiz Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin 5. maddesinde kadın kamu çalışanları için getirilen kısıtlamaların kaldırılacak olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Söz konusu maddede yapılacak düzenlemede, erkek kamu çalışanları yönünden kamu hizmetinin sunumunda kişinin kılık-kıyafetini özgürce belirleyemeyeceği algısını giderecek adımın atılmasını bekliyoruz. Kılık ve kıyafeti seçme özgürlüğünü sağlayacak bir düzenlemenin öngörülmemesini bir eksiklik olarak görüyoruz. Gerek 657 sayılı Kanun’da gerekse diğer bir başka kanunda, kamu görevlilerinin kılık ve kıyafetlerine yönelik hiçbir düzenleme mevcut değildir.

Bu itibarla, kamuda kılık ve kıyafet sorununun nihai çözümü, sadece bir yönetmelik maddesinin değiştirilmesi meselesi değil; tüm kamu çalışanlarını kapsaması açısından, bahsi geçen yönetmeliğin bütünüyle ortadan kaldırılması ve bunun yanında bu ve benzeri düzenlemelerle belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmayı disiplin suçu sayan 657 sayılı Kanun’un 125/A-g maddesi ile ek 19. maddenin de yürürlükten kaldırılmasıdır. Kadın kamu çalışanları için getirilmesi düşünülen bu düzenlemeden emniyet, TSK mensupları ve hâkim-savcıların istisna tutulmasını, temel insan hak ve özgürlüklerine aykırı bulduğumuzu dile getiriyor, görevi ne olursa olsun hiçbir vatandaşın ayrımcılığa tabi tutulmaması gerektiğine inanıyoruz’ dedi.

      Yayla, ‘Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kamu çalışanlarının mesai saatlerinin Cuma namazı vakitlerine göre düzenlenmemesini göz önüne alınarak mesai saati düzenlenmesini tavsiye ettiği bir ortamda, kamu çalışanları için Cuma namazı vaktinde mesai saatlerinin düzenlenmesine yönelik idari düzenleme ile aşılabilecek bir tedbirin öngörülmemiş olmasını bir eksiklik olarak görüyoruz. Siyasi partilere üye olma yönündeki yasakların kaldırılmasını yerinde ve doğru bir uygulama olarak görmekle birlikte, bunun, yürüttüğü kamu görevinin niteliği gereği siyasi partilerin idari, mali ve hukuki denetimi konularında görev alanlar hariç tutulmak üzere tüm kamu görevlilerini kapsayacak şekilde genişletilmesi, tüm kamu görevlilerine siyasi partilere üye olma ve siyasi faaliyette bulunma hakkı getirilmesi noktasında tezahür etmesi gerektiği kanaatini taşıyoruz. Bununla birlikte, memura grev hakkının tanınması gerektiği yönündeki talebimizi de bir kez daha yineliyoruz’ dedi.