Açıklamada, “01.07.2021 tarihi itibarıyla, bugün ülkemiz İstanbul Sözleşmesi’ne taraf olma sıfatını kaybetmiştir. İstanbul sözleşmesi, insanın yaşam hakkını temel alan ve tüm şiddet mağdurlarına yönelik koruma sağlayan, uluslararası hukuk çatısı altında denetleyen bir insan hakları sözleşmesidir. Söz konusu sözleşmenin siyasete alet edilmesi ve sözleşmeden çekilme kararı ile bugün toplumun yarısını oluşturan kadının güvenliği azalmış, adalete olan inancı zarar görmüştür.

“’Yaptım, Oldu, Bitti’ mantığı kabul edilemez”

Ne yazık ki bir gecede, tek taraflı hukuksuzca alınan ‘’İstanbul Sözleşmesi’nden çekiliyoruz’’ kararının iptali için farklı kişi ve kurumlarca, Danıştay 10. Dairesi’ne açılan onlarca ‘’Yürütmeyi Durdurma’’ davası da yok sayılmış, reddedilmiştir.

Danıştay’ın 5 üyesi içinde karşı çıkan 2 üye olmasına rağmen oy çokluğu ile ‘’Yürütmeyi Durdurma’’ dava taleplerinin ret kararı ile adaletsiz ve hukuksuz olarak uluslararası sözleşmeden geri çekilme kararı işleme alınmıştır.

Adaletin bir kenara terkedilerek ‘’Yaptım, Oldu, Bitti’’ mantığı kabul edilemez.

Yaşanan acılar, haykırışlar dikkate almalıdır. Kaybedilen her bir can büyük bir kayıp ve üzüntüdür. Kadın şiddeti, ölümlerine oransal ifadeler, kabul edilebilir istatistikler olarak değil insani ve vicdani bir sorumlulukla yaklaşılmalıdır. Burada insan yaşam hakkı söz konusudur.

DEVA’nın tek bir can kaybına toleransı yoktur!

DEVA ailesi olarak bizler, bu hukuksuzluğun başladığı andan itibaren karşısında olduk ve olmaya da devam edeceğiz.

İşte bu sebeple, insan hayatının siyasete kurban gitmesine asla müsaade etmeyecek, İstanbul sözleşmesini yaşatacağız. Bu uğurda vicdanların ağır geleceğine ve Danıştay’ın da sözleşmenin feshi işlemini iptal edeceğine dair inancımızı yaşatmaya devam edeceğiz.” İfadeleri yer aldı.