Dr. Tuğrul Karaaslan kimdir?

     Karaaslan kendisini şöyle tanıttı; ‘Malatyalıyım. 1967 yılında doğdum. Eğitim hayatında, hep başarılı bir öğrenciydim. Hacettepe Tıp Fakültesi’nde İngilizce bölümünde eğitim aldım. 1991 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Evliyim, 2 erkek çocuğum var. Washington D.C'de Walter Reed Medical School'da araştırma görevlisi olarak çalıştım. İsviçre'de Cenevre Tıp Fakültesi'nde Kalp Damar Cerrahisi bölümünde görev yaptım ve 1998 yılında Türkiye'ye dönüp tıbbi malzeme üreten Progroup International'ı kurdum. Türkiye’nin en önemli tıbbi fabrikasını kurdum. Yalova’da kurduğumuz sanayi sitesi Handere’yi herkes biliyor. 34 tır ve dev bir inşat firmam var. Ayrıca, Handere’de beton prefabrik sanayi yapıları yapmaya başladım. Altınova Tersane’sinin kurulmasında büyük katkım oldu. Kuran benim, millet fikri ortaya attı işi ben yaptım.

   Benim babam öksüz ve yetimdi. Kayseri’de devlet okulunda parasız okumuş. İyi eğitim alarak, kendini geliştirerek bu ülkeye bakanlık yaptı. Bu ülke öksüz bir çocuğu okutuyor bakan yapıyor. Ben hep doğrudan yanayım. Ülkemize, Cumhuriyetin büyük bir yararları oldu. Geçmiş tarihimizde, kötü anılar olduğu kadar iyi anılarımızda vardır. Bu ülke 50’li yıllarda öksüz olan bir çocuğu parasız devlet yurdunda okutarak, sahip çıktı oda bakan oldu. Ben böyle bir babanım çocuğuyum. İyi eğitim aldım kendime ve milletime hayırlı bir insan olmak için çalışıp, çabaladım. Benimsenmek için insanların, karşısındakine inanması lazım. Ben ilk önce kendime inandım, başarmayı hedefledim. Şimdi de her şeye sahip biriyim. Ben öyleyim, böyleyim demekle de olmaz. Herkes kimin ne yaptığını çok iyi bilir. İsim, mevki ve benimsenir olmak ayrı bir konudur’ dedi.

‘İyi eğitilmiş bir insan olduğum için, hedeflerimi doğru seçtim’

     İnsanların iyi eğitimli olmasının hayatları boyunca çok önemli olduğuna vurgu yapan Karaaslan, ‘Bir insan, iki şekilde terbiye olur.

Bir, kötülükle…

İki iyilik ve eğitimle…

Kötülükle terbiye olan insan, sisteme, devlete karşı olur. İnsanlara karşı hep düşmanlık besler. Bu tür insanlar her şeye olan inançlarını yitirmişlerdir. Hayatta kalmanın tek güç gücünün kaynağını da para olduğunu düşünürler. İyilikle terbiye olan insan örneğin babam, öksüz biri olmasına rağmen okumuş kaymakam olmuş, sonrada o insana devlet sahip çıkmış, iyi eğitimin verdiği getiriyle devletin en üst kademelerine kadar gelmiştir.

Taşköprü’de 18 yaşındaki kızları Fransa’ya, Almanya’ya eğitim almaları için gönderdim. 15 sene önce, annesinin daha bakkala göndermeği insanları ben yurt dışına gönderip, eğitim almaları noktasında yardımcı oldum. O insanlarla fabrikayı açtım ve eğittiğim o insanlarla tıbbi malzeme üretimi yaptım, yaptığım ürünleri, 55 ülkeye ihraç ettim. Yani bu hikaye, güzel bir hikaye ama gerçek bir hikaye.

İyi eğitilmiş bir insan olduğum için hedeflerimi doğru seçtim, işimi doğru yaptım, karşılığımı aldım. Türkiye genelinde 300 kişiye iş veriyorum. Yalova’da ise 60 kişiye iş imkanı sağlıyorum’ dedi.

‘Elvis ve Mustafa Kemal Atatürk gibi, ölümsüz olmak istiyorum’

    Bu yaşamdan göç ettikten sonra hayatta güzel eserler bırakmayı hedeflediğini dile getiren Karaaslan, ‘Ben ölümsüz olmak istiyorum. Bunun için neler yapabilirim diye, hedef koydum kendime. Kazanç,  ileriye doğru olur. Hayatta ölümsüz olduğuna inandığımız insanlar vardır. Elvis ve Mustafa Kemal Atatürk gibi. Onlar için, ‘Onlar ölmedi halen kalbimizde yaşıyor’ deriz. Elvis şarkılar yapmış, bir tarz yaratmış. Atatürk ise bu ülkeyi kurmuş, babamızın resmi yoktur ama Atatürk’ün resmi vardır duvarlarda. Herkes Atatürk’ü, babası yerine koymuş, kimi kitap yazıyor, kimi eser bırakıyor.

Kötülükle eğitilmiş insanların hedefleri, kötülük adına uç noktalardadır, örneğin en iyi soyguncu, ya da en iyi seri katil nasıl olabilirim düşüncesinde olurlar. En gariban insan ise, çocuk sahibi, torun sahibi olmayı hedefler. Ben ölmeyeceğim, hayatta torunlarım olacak düşüncesinde olurlar. Siyasetçi değil, ben bilim adamıyım. Bilimsel gerçekleri söylemem lazım’ dedi.

‘Heyecan, ölümsüzlük egosunu tatmin etmek için adayıyım’

    Heyecan, ölümsüzlük egosunu tatmin etmek için Altınova AK Parti’den Belediye Başkan Aday Adayı olacağını dile getiren Karaaslan, ‘Ben hazlarımı doyurmuşum. Eser olarak geleceğe yönelik, daha neler bırakabilirim düşüncesindeyim. 50’den sonra insan, ölümsüzlüğe çare arar. Ben bilinçli bir insan olduğum için heyecanımı, geride bir güzel eser bırakarak yapmak istiyorum. Buralardan beni tanıyan biri veya çocuklarım geçtiği zaman, bir doktor varmış, çok başarılı bir adammış, yurt dışında çalışmış, gitmiş, gelmiş buralarda fabrikalar kurmuş, işyerleri açmış, tersane için büyük katkısı olmuş, sonra bu insanı belediye başkanı yapmışlar. Bu şehri değiştirmiş. Altınova’nın önünü açmış biri desinler istiyorum. Bu entelektüel bir keyif. Ben hırslarımı düşüncelerimi, bilinçli hale getirmiş bir insan olarak, artılarımı kullanmak için belediye başkanı olmak istiyorum’ dedi.

‘Doğru bir belediye başkanı da cimri olmalı’

Herkesin içinde gezen bir patron olduğunu söyleyen Karaaslan, ‘Bana cimri diyorlar. Evet ben cimriyim. Doğru bir belediye başkanı da cimri olmalı, milletin paralarını har cur ederek, dağıtmamalı. Cimri olmamın sebebi, neden biliyor musunuz? Ben, çalıştırdığım insanların, anası, babası, amcası, dayısı ve her şeyiyim. Cimri olmasam, çalışanlarımın ihtiyaçlarını karşılayamam, dertlerine derman olup, her şeylerine koşuşturamam. Ben ekonomiyi iyi kullanmak zorundayım. Çünkü çalışanlarımın bütün ihtiyaçlarını karşılamak zorundayım’ dedi.

‘Altınova çok bakir, hiç gelişmemiş bir yapıya sahip’

   Altınova Ak Parti’den Belediye Başkan aday adaylık başvurusunu, bu hafta içi yapacağını ve neden Altınova AK Parti’den Belediye Başkan Adayı Adayı olacağını açıklayan Karaaslan, ‘ Altınova’da ciddi projeler geliştirilebilir. Taşköprü ve Çiftlikköy Belediyeleri’nin mücavir alanları içinde yer alan işletmelerin bu belediyelere kazandırdığı yüksek düzeyde gelirler varken ben buralardan aday olurdum. Rant peşinde değilim. Altınova’da tersaneler şuan ekonomik yapı olarak bakarsak, atıl durumdalar. Altınova’nın önü açık, çok şey yapılabilir ama bir Çiftlikköy ve Taşköprü’de ne yapabilirsiniz ki, fabrika, sanayi her şey var. Altınova’nın önünü açmak lazım. Altınova çok bakir, hiç gelişmemiş bir yapıya sahip. Zaten benim Yalova Handere, Kirazlı ve Taşköprü'de yüksek teknolojili sarf tıbbi malzeme üreten üç işletmem var. Ben Altınova’da birçok yeni projeleri hayata geçirmek istiyorum ve öldükten sonra da hizmetleriyle anılan ölümsüz biri olmak istiyorum’ dedi.

    Haber Foto: Gamze Yüksel