Sosyal Hizmet ve Engelsiz Üniversite kulüplerinin de katkı sağladığı Engellilikte Sağlıklı Beslenme Çalıştayı'nda konuşmacı olarak katılan Biyokimya ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Zafer Yönden'in yanısıra Uzm. Dyt. Ebru Atabay, Dyt. Fatih Çetinkaya, Dyt. Büşra Yıldırım ve Psk. Filiz Esin Boztaş da soruları yanıtlamak üzere hazır bulundu.

Çalıştayda ilk olarak söz alan Biyokimya ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Zafer Yönden, beslenmenin bireyler için önemine vurgu yaparak bağırsaklarımızın ikinci beyin olduğunu söyledi. Kan, idrar ve dışkı testleri ve vücuttaki mineral ve vitamin eksikliklerinin tamamlanmasıyla engelli bireylerin yaşam kalitesinin önemli oranda artırılabileceğini ifade eden Doç. Dr. Yönden, ayrıca günümüzde hava, su ve toprak kirlenmesi sonucunda vücudumuzda ağır metallerin birikebildiğini ve doğal beslenme ile vücudun dengesinin geri kazanılabileceğini belirtti. İyi beslenmenin çok yemek ya da az yemekle değil, doğru gıda tercihleriyle sürdürülebilir olduğuna vurgu yapan Yönden: "Mesela eskiden bize yağların zararlı olduğunu söylerlerdi. Halbuki böyle bir durum yok. Tereyağının içinde bulunan zengin bakteriler vücuda ilaçtan daha çok faydalıdır. Tabii ki her besini ölçülü tüketip kararında bırakmalıyız. Ekmek, tuz, şeker, yağ gibi gıdaların bir suçu yok. Bütün bunlara vücudumuzun ihtiyacı var, ancak hepsinden kararında tüketmek bize fayda sağlayacaktır." diye konuştu. Yönden, son olarak doğal yaşamın ve beslenmenin çok önemli olduğunu ifade ederek konuşmasını tamamladı.

Etkinliğin ikinci bölümünde sorulara yanıt veren Doç. Zafer Yönden, gelen bir soru üzerine süt tüketiminin faydadan çok, zarar verdiğini söylemesi ise salonda büyük şaşkınlığa sebep oldu. Yoğurt, peynir gibi bakteriyel işlemden geçen sütün çok faydalı olduğunu fakat işlenmemiş sütün insanlara zarar verdiğini dile getiren Doç. Dr. Yönden, metabolizmayı düzeltmek için tek taraflı beslenmeden kaçınılmasına dikkat çekti.

Çalıştayın ikinci bölümünde Uzm. Dyt. Ebru Atabay engelli bireylerin beslenmesinde doktor kontrolü eşliğinde çeşitli besin düzenlemeleri ve balık yağı gibi takviyelerle, öğünlere dikkat ederek beslenme problemlerinin önüne geçilebildiğini ifade etti. Dyt. Büşra Yıldırım ise devlet koruması altındaki engelli bireylerin beslenmesine değinerek, üç ana ve bir ara öğün ile dört öğünlük bir beslenmenin uygulandığını, bu konudaki hassasiyetin üst noktalarda olduğunu, toplu yaşam biçimi olan rehabilitasyon merkezlerinde bakıcı bireylerin engelli bireylerin beslenmeleri hakkında bilgilendirildiklerini, onların yaşam kaliteleri için çalışıldığını ifade etti.

Alerjen besinler hakkında bilgi veren Dyt. Fatih Çetinkaya da alerjenlerin tespit edilerek, beslenmenin ona göre uygulanması gerektiğini söyledi. Bu alerjenlerin bir müddet dışarda bırakıldıktan sonra yavaş yavaş öğünlere dahil edilebileceğini söyleyen Çetinkaya, doğanın sunduğu çeşitliliğinin beslenmeye de yansıması gerektiğini ve sağlıklı beslenmenin herkes için hayati öneme sahip olduğunu ifade ederek sözlerini noktaladı.

Son olarak söz alan Psikolog Filiz Esin Boztaş ise engelli birey ve aileleriyle gerçekleştirdikleri psikolojik çalışmalarda 4 D anlayışının (Duruş, Duygu, Düşünce, Davranış) önemini vurgulayarak sevgi, güven, neşe, coşku ve iyimserlik duygularının insan yaşamında artırılması gerektiğini ifade etti.