Demir’in açıklaması şu şekildeydi; “Değerli canlar, basın emekçileri, STK yöneticileri ve kıymetli Yalovalılar! Bugün burada şahsıma yönelik itham edilen suçlamalara cevaben dün Yalova Emniyetine ifadeye çağırıldım. Benim toplumu kışkırttığım, Alevi toplumu ile ilgili sosyal medyada yaptığım paylaşımların tahrik içerikli olduğunu iddia ederek, benimle ilgili CİMER’e ve adli makamlara şikâyette bulunulmuş.

Yalova’da toplam 23 bin Alevi Bektaşi vatandaşımız yaşamaktadır. Toplumu hedef gösteren ben miyim yoksa evlerimizi işaretleyen zihniyet mi? Yaklaşık 50 gün önce Bağlarbaşı Lokman Sokakta beş tane evimiz kırmızı boyayla işaretlendi. İnsanlar günlerce tedirgin ve huzursuz oldular, hatta evlerini bile taşımak istediler. Akşamları, evleri işaretlenen aileleri ziyaret ederek destek olmaya çalıştım ve bu mağduriyeti sosyal mecrada paylaştım. Başında bulunduğum kurum ve görevim icabı bu yaşanılanları paylaşmam kadar doğal bir şey olamaz. İnsanların fişlenmesine kayıtsız kalamayız. Bizler bu ülkede barış içerisinde kardeşçe yaşamak istiyoruz, her yurttaş gibi temel hak ve hürriyetlerimize bir saldırı olursa tabii ki refleks olarak tepkimizi ortaya koymamız en doğal hakkımız.

Bağlı bulunduğum Hacı Bektaş Veli Anadolu kültür Vakfı Yalova Şubesi, 22 yıldır Alevi toplumunun sosyal, kültürel ve inançsal faaliyetlerinin yürütüldüğü bir cem evidir. Bizler yaratılanı severiz yaradan dan ötürü. Dil, din, ırk gözetmeden… Pir Hünkarın deyimiyle, “72 millete bir nazarda bakarız.” Bize itham edilen suçlamaları asla kabul etmiyoruz. Şahsımı şikâyet eden Fikret Şipal’i hiç tanımam, bir görüşmüşlüğüm yok kendisiyle. Ona karşı kişisel hiçbir husumetim de yok, olamaz da.

Bu yaşanılanlar hiç arzu etmediğimiz bir durum. Bizler kavgacı bir toplum değiliz. Bizim için bir can çok önemlidir, kalp kırmayız, kötülük bilmeyiz. Kendisini yüce yaratana havale ediyorum keşke beni bir arama nezaketinde bulunsaydı. Temsil ettiğim kuruma ve topluma karşı sorumluluklarım var. Her insan gibi bizlerin de bu mesnetsiz iddialara cevap vermemiz icap etmektedir. Bu arkadaşımıza cevaben; bir gelsin, bir çayımızı içsin, bizleri tanısın. Bu şikayetler bir son bulsun. Gelin canlar bir olalım. İri, diri olalım.”