HABER: Abdullah Bozkurt

Hak-Sen’in çalışanlar hakkında talepleri şu şekilde;

Sözleşmeli kamu personeline kadro verilmesi

Kamu kurum ve kuruluşlarında ihtiyaç duyulan özel nitelikli ve sınırlı sayıda personel istihdam etmek üzere 657 sayılı Yasanın 4/B maddesine dayanarak 28.06.1978 tarihinde 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar” kapsamında kamuda yaygın bir şekilde personel istihdamı yapılmaktadır.

Memurluğu diğer istihdam biçimlerinden ayıran en önemli özellik statüsünün özel bir kanunla düzenlenmiş olması ve geniş sosyal haklarla (özellikle izin hakkı) “iş güvencesi” sağlayan bir istihdam biçimi olmasıdır. İş güvencesi, memurun görevini yerine getirirken tarafsız davranmasını, kamu yararını gözetmesini; politik ya da özel dış etkilere kapalı olmasını sağlamak içindir. Bu açıdan da sözleşmeli kamu personelinin kadroya alınması önem arz etmektedir.

Ek ödemelerin emekli aylığına dâhil edilmesi

375 sayılı KHK ile 2006 yılından itibaren kamu görevlilerine ek ödeme yapılmaya başlanmıştır. Başlangıçta 80 TL olarak yapılan ek ödemeler, zamanla maaşın önemli bir ödeme kalemi haline getirilmiştir. Halen kamu görevlilerine unvanlara göre değişen oranlarda olmak üzere 950 TL ile 3000 TL arasında ek ödeme yapılmaktadır.

Çalışırken yapılan ek ödemeler kamu görevlilerinin emekli aylığının ve ikramiyesinin hesaplanmasında dikkate alınmadığı için kamu görevlisinin memuriyet ile emekli maaşı arasında ciddi bir uçurum oluşmasına neden olmaktadır.

Emekli aylıklarındaki ciddi düşüş nedeniyle emeklilik hakkını elde eden kamu çalışanları aile sorumluluklarını yerine getirebilmek için çalışmaya devam etmek zorunda kalmaktadır. Buna rağmen emekli olmak zorunda kalanlar ise bir başka iş aramak zorunda bırakılmaktadır.

Çalışanların gelir vergisi oranlarının düşürülmesi

Kamu çalışanlarının maaşlarından yapılan gelir vergisi oranlarının yüksekliği ve vergi matrahı dilimlerinin düşük tutulması nedeniyle yapılan maaş artışları tam olarak yansımamaktadır.

Yılın ikinci altı ayı için verilen maaş artışı gelir vergisi ile geri alınmaktadır.

Bu nedenle, gelir vergisi oranlarının düşürülerek, vergi matrahı dilimlerinin artırılması halinde yapılan artışlar tam olarak maaşlara yansımış olacaktır.

Kamu görevlilerinin görevde yükselme sınavlarındaki sözlü sınav uygulamasının kaldırılması

657 sayılı Kanun, Devlet memurluğunu bir meslek olarak kabul ederek sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânı sağlanmasını, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme işlemlerinin yeterlik sistemine dayandırılmasını öngörmektedir. Bu iki ilkenin temelinde, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme kavramı yatmakta olup, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesinin tek güvencesi de hizmetin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesiyle sağlanabileceği tabidir.

657 sayılı yasanın 3. maddesinde, temel ilkeler belirlenmiş ve bunlar arasında yer alan liyakat ilkesi "devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkânlarla uygulanmasında devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır" biçiminde tanımlanmıştır.

Ancak, yürürlükte bulunan mevzuata göre kamu görevlilerinin görevde yükselmeleri için yazılı sınavın yanında sözlü sınav şartı da bulunmaktadır.

Kamu personelinin yükselebileceği görev için gerekli olan mevzuat bilgisini ölçen yazılı sınav ile tamamen subjektif ölçütlere dayanan sözlü sınav puanlarının eşit ağırlıkta olması liyakat ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.

Diğer bir ifadeyle “mülakat”, “liyakatin” önüne geçmiştir.

Günümüzde yapılan sözlü sınavlar, kamuoyunda torpil sınavları olarak değerlendirilmektedir.

Bu nedenle, kamu personelinin görevde yükselmesine ilişkin sözlü sınavların kaldırılması gerekmektedir.

Yardımcı hizmetli personelin genel idari hizmetli kadrolara atanması

Devlet Memurları Kanunu'nda yapılacak bir değişiklikle Kadrolu Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılarak tüm personelin Genel İdare Hizmetleri sınıfına alınması sağlanmalıdır. Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılmasını sağlayacak böyle bir düzenlemeye gidilmesiyle bu sınıftaki memurların hak kayıpları önlenmiş ve diğer memurlarla eşitliği sağlanmış olacaktır.

Son yıllarda, kamu kurum ve kuruluşları yardımcı hizmetli personelin yaptığı işleri hizmet satın alımı yoluyla taşeron şirketlerde çalışan görevlilere yaptırmaktadır. Söz konusu personelin kamu işçisi kadrolarına alınması nedeniyle kesintisiz olarak çalışmalarına imkân verilmiştir.

Diğer taraftan yardımcı hizmet sınıfına mensup personellerden gerek örgün eğitim ve gerekse yaygın eğitimin yarattığı fırsatlardan yararlanarak ön lisans, lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamlayan yetişmiş personeller bulunmaktadır.

Memurların sendika üyeliğine ilişkin işlemlerin e-devlet üzerinden yapılması

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu, kamu görevlilerinin sendikalara üyelik ve çekilme işlemlerini matbu formlar ile yapılmasını ve kamu işverenine yazılı bildirimi zorunlu kılmaktadır. Bu durum, kamu işverenlerine sendikal örgütlenme hakkına müdahil olma imkânı vermektedir.

Şöyle ki, bazı kamu işverenleri üyeliğe ilişkin bildirimleri göz ardı ettiği gibi herhangi bir sendikadan çekilme başvurusunu da işleme almamak veya bildirimde bulunan kamu görevlisine baskı yapmak suretiyle başvurusunu geri çektirmek yoluna gitmektedir.

Zira, kanun gereğince sendikaların üye sayılarının ve yetkilerin tespiti kamu işverenince yapılan üyelik kesintisi esas alınarak yapılmaktadır.

Günümüzdeki teknolojik gelişmeler dikkate alındığında, kamu görevlilerinin üyelik ve çekilme işlemlerinin e-Devlet üzerinden yapılma imkânı bulunmaktadır.

10/10/2012 tarihinde kabul edilen 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu uyarınca işçilerin sendika üyeliği ve çekilmesi işlemleri e-Devlet üzerinden yapılmaktadır.

4688 sayılı Kanun’da yapılacak değişiklik ile benzer uygulamanın yapılması mümkün olacaktır.

Bu düzenlemenin yapılması halinde, kamu işverenlerinin sendikal örgütlenme üzerindeki etkisi ciddi biçimde azaltılarak gerek kamu işverenlerinin gerekse sendikaların işlemler için harcadığı zamandan, bildirimler için yapılan masraflardan da tasarruf sağlanacaktır.