HABER: Abdullah Bozkurt 

Mimar Savaş Dinçer, “Bilenlerin söylediğine göre Ege Bölgesi ve Batı Anadolu, batıya doğru sıkıştırılıyor. Bu nedenle depremi afet olmaktan çıkarılması gerekiyor. Deprem afet değil bir doğa olayı. Afet olmaktan çıkarıldığı taktirde yerleşim bölgelerindeki imar planları, inşa edilen konutlar, göç hareketleri, deprem riskine göre planlanmalı diye düşünüyorum. Yapı denetiminin titizlikle uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda dünyadaki, ilgili gelişmeler çok iyi takip edilerek, ülkemizde de uygulanması gerekiyor. Yapılan depreme dayanıklılık testinin vatandaşa bırakılmaması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve ilgili odalar tarafından yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Mimar Savaş Dinçer, “Kentsel dönüşüm doğru karar”

Mimar Savaş Dinçer, kentsel dönüşüm projesinin son derece doğru olduğunu ve bir an önce hızlandırılması gerektiğini vurguladı. Dinçer, “Kentsel dönüşüm doğru karar ve acilen yapılması gerekiyor. 1999 Marmara Depremi öncesi yapıların büyük bir kısmı dayanıksız ve vatandaş mecburen oturuyor içinde. Bu depremde de potansiyel olarak yıkılacak binalar bunlar. Tabi bu kentsel dönüşümler yapılırken vatandaşların ekonomik durumu da göz önüne alınarak, devletin yardımcı olması veya imar planlarında müteahhittin gireceği şekilde piyasa hareketlendirmesi bakımından çözümlerinin bulunması gerekiyor” dedi.  

Dinçer, “Göçe teşvik verilmeli”

Mimar Savaş Dinçer yaptığı açıklamada, “Kırsal yerleşim yerlerine dönmeyi vatandaşa cazip hale getirmek gerekiyor. Çünkü, bu şekilde kırsaldaki yapı kalitesi de arttırılmalı ve yükseltilmeli. Bu bölgelerdeki yapılaşmadaki adımlar çok ciddi atılmalıdır. Aynı zamanda da yatay bir yerleşim olmalıdır. Şu andaki kırsalda yapılan yapılar kontrolsüz bir şekilde yapıldığı gözlemi var. Proje uygulama aşamalarında yapı tasarımı, yer tespiti, zemin etütü, sistem seçimi, proje detaylandırması, malzeme seçimi, malzeme detaylandırması gibi uygulamaların çok ciddi bir şekilde devlet tarafından denetlenmesi gerekiyor. Marmara Depremi öncesi yapılan binaların yıkılmasının en büyük nedeni, mimarlık ve mühendislik hizmetlerinin alınmamış olmasıydı. Ve bu alınmamış hizmetlerin neticesinde de bu yıkım ön plana çıktı” ifadelerini kullandı.

Dinçer, “En büyük sorun zemin iyileştirilmesi”

Savaş Dinçer, “Şu andaki en büyük sorun zemin iyileştirmesiyle ilgili hizmet veren ciddi firmaların, zemin iyileştirmesinde müteahhitlerin büyük baskısı altında kaldıklarına inanıyorum. İnsanlar maliyeti arttığı için, zeminlerde çeşitli iyileştirmeleri istemiyor. Raporda da geçmemesi için büyük baskı altında tutuyorlar firmaları. Bu konu pazarlık konusu yapılmamalı ve bununla ilgili de zemin etütü yapan arkadaşlar yalnız bırakılmamalı. Devlet ve odalar kesinlikle bu firmalara yardımcı olmalı. Zemin konusunda da çok ciddi tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorum.

Deprem öncesi yapılacak olan önlemlerin maliyeti 1 ise deprem sonrasında 10 olacak. Buda devlete çok büyük bir yük getiriyor. Bu önlemleri devlet ve vatandaş birlikte yapmalı. Bu konuda her iki tarafta duyarlı olmalı. Duyarsızlık, yapılan çalışmaları olumsuz etkiliyor” şeklinde konuştu.