Yalova ‘da bir ilk olan % 100 organik sertifikalı ürünlerin ve kendi üretimleri olan organik sebze ve meyvelerin de satışa sunulduğu Pulur Organik Market açılışı Bayraktepe Mahallesi, Şehit Ömer Faydalı Caddesi’nde gerçekleşti.

  Açılışı İl Tarım Müdürü Suat Parıldar ve Belediye Başkan Adayı Nedim Güler beraber yaptılar. Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman başka bir programda olduğu için ilerleyen saatlerde CHP İl Başkanı Nur Koçak ile geldi ve bir kurdele kesme merasimi daha gerçekleşti.

  Pular kelimesinin Güneydoğu’da tepe, Karadeniz’de küçük kuş, Ege’de küçük ot anlamına geldiğini öğrendiğimiz Pular Organik Market Sahibi Vahap Bektaşoğlu, ortağı Ferit Yarar ile burayı kurduklarını, yaklaşık 16 yıldır organik tarım üreticisi olduğunu, bu bölgede yetişebilen özellikle sebze grubunun hem yazlık hem kışlık tamamını yetiştirebildiklerini belirtti. İstanbul’daki organik marketler, organik pazarlar gibi yerlere ürünlerini verdiğini belirten Bektaşoğlu, “Kanser hastası, ufak bebeği olanlara ürünlerimizden gönderiyorduk, ikram ediyorduk. Onlar da bize ‘Böyle bir yer açın’ diye isteklerini belirttiler. Biz de karar verdik ve açtık” diyerek talep olduğunu ve talebe cevap verdiklerini ifade etti.

Üretim alanları hakkında açıklama yaptı

  Üretim alanları hakkında bilgi veren Bektaşoğlu, “Üç tane yerde üretim yerimiz var; Bir tanesi Altınova Ayazma’da, bir diğeri Kılıçköy’de son olarak iki yıl önce başladığımız, bu yıl 3. yılı doldurduktan sonra organiğe dönüşecek bir yer Kazımiye’de özellikle çileğimizin çok olduğu bir yer” dedi.

Bektaşoğlu, “Yalova’nın da ata tohumu var”

   Devletin biraz daha destek olması ile organik tarımın, sektörel olarak yaygınlaşacağını ifade eden Bektaşoğlu, “Tokat Niksar’da yaşayan çiftçiler ile görüştüğümüz zaman, onların kendilerine has kuru soğanları vardır. Bu soğanı yetiştirirken, 50-60 kuruşa satıyorlardı. Biz o soğanı aldık İstanbul’da 4-5 liraya toptan satmaya başladık. Biz gittik onlara bundan sonra sizin soğanınızı 2-2,5 liraya 3 liraya satın alacağız dedik ve o köyde herkes organik soğan yapmaya başladılar. Bu soğan İstanbul’da çok yayıldı ve insanlar Tokat Niksar’ın ata tohumunu almaya çalışıyor. Yalova’nın da ata tohumu var. Yalova’nın bezelyesi, bamyası, yüz yıllara dayanan tohumu var. Biz bunları kullanıp yaygınlaştırıyoruz.

   Tohum bankasıyla ilgili düşüncelerini açıklayan Bektaşoğlu, “Buğday Derneği ile görüşüyoruz. Eşimize dostumuza tohum veriyoruz. Yalova’da biz şanslıyız. Araştırma’da Gülay Hanım var, organik tarım konusunda profesördür. Ondan da destek alıyoruz.

  Bu işi yaparken zaman içerisinde ürün verdiğimiz yerlerde hangi ürünlerin kimler tarafından yetiştirildiğini takip ediyoruz. Ekmeği İstanbul’daki bir arkadaşımız üretiyor; ama bunun tohumlarını nereden aldığını, içine kattığı yağını, susamını nerelerden aldığını, nasıl yetiştirdiğini biliyoruz.

Bektaşoğlu, “Söz verdim”

   Ürünlerin fiyatları konusunda söz verdik diyen Bektaşoğlu, “Özellikle meyve sebzede, mesela elmayı Tokat Niksar’dan alıyorum. İstanbul’da toptan sattığım marketlere 5 liradan veriyorum. Bazı yerlerde görüyorum bu elmayı 10-15 liraya satanlar var; ama ben 5 liraya sattığım elmayı getirip burada 6 liraya satıyorum. Söz verdim insanlara elimden geldiği kadar ucuza satacağım. Konvansiyonel tarımla fiyatlarımızı olduğu kadar birbirine yakın tutmaya çalışacağız” dedi.

Bektaşoğlu,“700 tane kimyasal kalıntı ararlar”

    Günümüzde bir çok ürünün organik adı altında satıldığına değinen Bektaşoğlu, “Organik, saf,  %100 köy ürünü gibi ifadeler kullanıyorlar. Organik tarımda kontrol süreci vardır. Eğer o kontrol sürecini geçirmemişseniz, sizi, ürünlerinizi denetlememişseler, analiz numuneleri almamışsalar, kim ne derse desin organik olmaz. Bakanlık bu konuda yetkisini sertifikasyon kuruluşuna vermiş. Bu kuruluşlar bizi denetliyorlar. Mesela maydanozu ekerken, ekmeden önce benim tohumumu nereden aldığımı ispatlamam lazım, ektiğim zaman gelirler fide aşamasındayken numune alırlar, analize gider. Bu analizlerin içerisinde yaklaşık 700 tane kimyasal kalıntı ararlar. Bunlardan herhangi bir tanesi içerisinde var ise o zaman sizi durdururlar devam edemezsiniz. O aşamayı atlattıysanız, ürününüz yetişti. Siz toplayacaksınız o zaman da gelip meyvenizden analiz alıyorlar. Temiz çıktıktan sonra ürün sertifikası veriyor. Bunu şimdi satabilirsiniz diyor. Bu aşamalardan geçip bu belgeyi almadan o ürün organik diyemezsiniz. Bu ürünlerde organik olduğuna dair logo vardır. Bu yoksa organik değildir” dedi.

 Haber/Fotoğraf: Yasemen Yeter