Polat sordu, Çandır cevapladı

Ayhan Polat: Sn. Çandır kendinizi TV YALOVA YouTube kanalı izleyicilerine tanıtır mısınız?

Kürşat Emre Çandır: 1978 Elâzığ doğumluyum. Aslen Sivaslıyım. 1980 de Yalova’ya geldik. İlkokulu Saffet Çam ilkokulunda okudum. Ondan sonra İstanbul Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesini bitirdim. İstanbul Eczacılık Fakültesini 1995 senesinde kazandım. Halen eczacılık mesleğini yürütüyorum. Bunların yanı sıra çeşitli sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yapıyorum. Yalova halkının yakinen bildiği, Hasat Vakti Grubu’nun yıllarca solistliğini yaptım. Artık biz bir Yalova çocuğuyuz. Bundan sonra da birikimlerimizi, Yalova halkının istifadesine sunmak için siyaset yolculuğuna adım attık.

Ayhan Polat: Gelecek Partisi Yalova Yönetimi geçtiğimiz günlerde tüm kamuoyuna deklare edildi. Yeni yüzler gördük ve genç kardeşlerimiz yönetiminizde. Yalova siyaseti kurtlar sofrasıdır. Bu genç arkadaşlarla Gelecek Partisi Yalova’da ne kadar başarılı olur?

Kürşat Emre Çandır: Bunun takdirini verecek olan Yalova halkıdır, değerli Yalovalı hemşerilerimizdir. Tabi bu genç nesil bizlerden çok daha öte. Biz gençlerin etinden, sütünden faydalanmak zorundayız. Bizim gençlerden isteğimiz, siyasete çok daha erken girmeleri ve siyasette yöneticilik alma yolunda ilerlemeleridir. Gönül rahatlığıyla ifade edeyim, 30 kişilik il yönetim kurulumuzda 4 üniversite öğrencisi arkadaşımız var. Gençleri biz ne kadar siyasete katabilirsek, onların bilgi birikimlerinden dünyaya bakış açılarından ne kadar çok istifade edersek toplumumuz bu kadar yükselir.

Ayhan Polat: Bu avantaja da dönüşebilir mi? Yalova küçük bir kent. Yeni yüzler görmek isteyen bir kent. Eskileri pek görmek istemeyen seçmen kesimi de var.

Kürşat Emre Çandır: Biz olabildiğince yeni yıpranmamış siyasetin yan etkilerini içinde bulundurmamış yönetim hayal ettik.

Ayhan Polat; Sn. Çandı, Gelecek Partisi Yalova’da, ilçe ve beldelerde teşkilatlanma tamamlandı mı?

Kürşat Emre Çandır: Eksiğimiz elbette var. Termal ve Çınarcık ile ilgili henüz bir karar vermiş değiliz, karar arifesindeyiz. Termal için ayrı bir parantez açmak lazım 3 bin seçmenden bahsediyoruz ve hem hemen her aileden bir kişinin devlette bir şekilde bağının olduğu bir ilçedir Termal.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, Gelecek Partisi’nin Yalova’daki hedefi nedir?

Kürşat Emre Çandır: Hedefler büyük. İlk yerel seçimde bizim öncelikle Yalova Belediye Başkanlığını almak için elimizden geleni yapacağız. Yalova’da belediye ile ilgili son dönemde bir sıkıntı var. Mevcut belediye başkan vekilimizin göreve devam etmesi hoş karşılanmıyor ancak başka bir alternatif yok, ortada bir mahkeme var. Onun dışında Yalova’da birkaç milletvekili çıkartabilmek üzere hesaplarımızı yapıyoruz, sahadayız. Vatandaşımızın da teveccühü bu yönde. Geçtiğimiz günlerde Yalova Pazar yerine bir ziyarette bulunduk, Pazar yerindeki esnafımızla görüştük, partimizin hazırlamış olduğu eşantiyonlar var. 150 eşantiyondan sadece 1 tanesi geri iade edildi. 149 vatandaşımız Pazar yerinde mevcut iktidarın yönetim şeklinden şikayetçi olduğun bizzat gördük. Bu demek değil ki, 149 vatandaşımız oyunu Gelecek Partisi’ne verecek.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, neden Gelecek Partisi? Neden DEVA, CHP, AK Parti, Memleket Partisi değil?

Kürşat Emre Çandır: Bir siyasi partiye dahil olabilmek için, ya da partinin saflarına girmek için öncelikle o partinin programına bakmak lazım. O parti size ne vaat ediyor ve o parti programı uygulanabilir bir program mı? Liderine inanmak gerekiyor. Ben Ahmet Davutoğlu’nun ve bizim Gelecek Partisi kadrolarımızın bu yükün altından kalkacağına inandığım için ‘Gelecek Partisi’ dedim.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, Şu anki konum itibariyle Yalova’nın ve Türkiye’nin en büyük problemi nedir?

Kürşat Emre Çandır: Türkiye’deki sorunlar dönemsel olarak arz ediyor. Bundan 4 sene önce terör derdik, bugün ekonomi diyoruz. Türkiye’de birtakım sorunlar çözülüyor, ardından başka sorunlar başlıyor ve şu an ülkenin yaşadığı en büyük problem pandemi sürecinde yaşadığı ekonomik problemler. %30’a varan genç işsizlik var. Üniversitelerin kalitesi tartışılır durumda. Yalova ile ilgili sorunlara gelince, Yalova’da kimlik sorunu var. Bu sorunu çözmeye yönelik bir şey var mı? Yalova bir turizm, tarım, ticaret, eğitim, sanayi kenti mi? Biz bu sorunun cevabını veremediğimiz müddetçe, Yalova’daki sorunların altından kalkamayız!

Ayhan Polat: Sn. Çandır, Gelecek Partisi’nin amblemi çınar ağacı. Neden bir zeytin dalı değil, de çınar ağacı? Bunun bir hikayesi var mı?

Kürşat Emre Çandır: Çınar bizim için çok kıymetli bir ağaçtır. Biz henüz ofisimizi tutmadan önce ilk 3-4 toplantımızı Çınarlı parkta yapmıştık, orada ayrı bir ambiyans var. Çınar çok yaşlı ve köklü bir ağaçtır ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda meşhur çınar ağacı vardır. Çınar öyle büyüktür ki, gölgesi öyle serindir ki, çınar ağacının altında ne üzerinize güneş gelir ne üzerinize yağmur damlası değer. Biz bütün ülkeyi kucaklayacak, her anda her kesimi bir pota altında eritecek bir sembol arzu ettik.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, Genel Başkanınız Ahmet Davutoğlu, Yalova’yla ilgili söyleminde, “Yalova Üniversite Şehri Olmalı” dedi. Siz Genel Başkanınızın söylemine katılıyor musunuz?

Kürşat Emre Çandır: Türkiye’de 150’nin üstünde üniversite var. Yalova’nın Üniversitesi’nin kalite sıralamasında ilk 100’e girmekte zorlandığını görüyoruz. Yalova’nın Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin gelmesi büyük bir artı katar kentimize. Çünkü Tıp Fakültesi’nin olduğu yerde diğer bölümlere rağbet artar. Bu noktada emekleri geçenlere canı gönülden teşekkür ediyorum. Bu çok doğru bir hamle. Yalova Üniversitesindeki 1-2 bölüm haricinde; Polimer Mühendisliği, İlahiyat Fakültesi ana dilde Arapça veren Türkiye’deki nadir ilahiyat fakültelerden biridir. Bu 2 bölüm dışında bir de Hukuk Fakültesini sayabiliriz diğer bölümlerin kalitesi tartışılır durumda.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, Geçtiğimiz günlerde Teknopark Protokolü yapıldı. Teknopark Yalova’ya ne kazandırır?

Kürşat Emre Çandır: Yalova’nın böyle bir sanayi cenderesi içerisinde, sanayiden uzak kalması, bacasız sanayi dediğimiz hususlar için çok geç kalındı. Biz bunu Gebze’den çok daha önce yapabilirdik. Tıp Fakültesi, Garden A. Ş., Teknopark gibi güzel şeyler için emeği geçelere teşekkür diyorum.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, Ahmet Davutoğlu’nun beyaz gömlek söylemi vardı; “Biz beyaz gömleği giydik, beyaz gömlekle halkımızın karşısında olacağız” dedi. Cem Uzan’ın da 2007 Genel Seçimleri öncesi böyle söylemi vardı; Beyaz gömlek, kırmızı kravat. Siz hep beyaz gömlek giyecek misini?

Kürşat Emre Çandır: Evet, bu yaz beyaz gömlek giyeceğiz. Cem Uzan’ın beyaz gömlek mevzusu sanırım bir projeydi. Sahnelerde genç görünmek adına alınmış bir karardı. Bizim giydiğimiz beyaz gömlekler temiz siyasete örnektir.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, Gelecek Partisi zamanında veya erken yapılacak bir seçimde Millet İttifakında mı, Cumhur İttifakında mı yoksa başka bir ittifakta mı yer alacak?

Kürşat Emre Çandır: Biz sanki 3 ay sonra seçim varmış gibi hazırız Genel ve Başkanlık seçimine. Ama 2 yıl sonra seçim olursa, yapacak bir şey yok. Biz şu anda seçim sürecine müdahale edecek durumda değiliz.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, Gelecek Partisi hangi ittifaka yakın?

Kürşat Emre Çandır: Gelecek Partisi, henüz yeni kurulmuş bir parti. Bir İttifak’ın içinde yer almak amacıyla zaten o tabelayı oraya asmaz. Zaten Cumhur Ettifakı’nın içinde olma endişesinde olsaydık, bize gerek kalmazdı.

Millet İttifakındaki değerli siyasi partilerimiz birçok anlamda, birçok vesileyle konuşmalar gerçekleştiriyor ama Millet İttifakı ile bir ortaklık anlamı buradan çıkmaz. Bunlar birer nezaket ziyaretleridir. Bu nezaket çerçevesi altında yapılan görüşmelerin altında bir şey aramamak lazım. Şu an biz tek başımıza Gelecek Partisi olarak olası bir erken seçime girmeye hazırlanıyoruz. Farklı planlar, projeler ortaya konulabilir. Bunu zaman gösterecek ama şu an biz tek başımıza dimdik ayaktayız.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, 1.5 yıldır süren pandemi dönemi var. Bir sağlıkçı, eczacı olarak sizin bu pandeminin atlatılması konusunda bir ön görünüz var mı?

Kürşat Emre Çandır: 1.5 sene önce, pandemi başlamadan önce, siyasete adım atmadan önce, İl Hıfzıssıhha Kurulunun Üyesiydim. İl hıfzıssıhha Kurulu’nun en eski üyesiyim. 3 valimizle, 4 sağlık müdürümüz, emniyet müdürlerimiz, belediye başkanlarımızla 7-8 yıl görev yaptım. O yıllarda aralık ayında yapılan toplantılarda böyle bir virüsün ortaya çıkabileceği, ön görülüyordu. Ancak böyle büyük bir çapta ölümlerin olabileceğini kimse öngörmüyordu. Virüsün ortadan kaldırılabilmesi için hepimizin 2 unsuru ortaya koyması gerekiyor; 1 aşılanma süreci. Programa gelirken bir haber duydum, müzisyenlerde aşılanacakmış. Sevindim ben de, bir müzisyen olarak. Pandemi sürecindeki ekonomik sorunları ve aşılanma sürecindeki gecikme ortadan kaldırılmasına yönelik yapılan bu çalışma çok kıymetli. Maske, mesafe, temizlik ve hijyen bu hepimizin uygulaması gereken bir husus. Onun dışında aşılanma sürecinin tamamlanması beklemekten başka yapacağımız bir şey yok. Aşıdan kaçan, aşı olmak istemeyen vatandaşlarımıza sesleniyorum. Lütfen kendiniz için değil, ama size hizmet veren sağlık sektöründe çalışan doktorlarımız, hemşirelerimiz, sağlık personellerimiz, hastanede çalışan temizlikçilerimize kadar sağlıkçıları seviyorsak, aşılarımızı olalım. Biz aşılarımızı olduk, bir sıkıntımız yok, gayet iyi durumdayız. Toplum sağlığı için, gelecek nesillerin sağlığı için, kayıpların azalması için aşılamayı bizim en kısa sürede tamamlamamız gerekiyor.

Ayhan Polat: Sn. Çandır Sizce Yalova ekonomisi hangi sektörlerle anılmalı, markalaşmalı ve o altyapıyla hareket etmeli?

Kürşat Emre Çandır: Bizim Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu, kongremizde dile getirdiği bir husus vardı. Biz Yalova fotoğrafına baktığımız zaman, 4 T görüyoruz. 1. T; turizm, 2. T; tarım, 3. T; ticaret, 4. T; tahsil yani eğitim.

Yalova’da belli bir ticari hayat ve dönen bir esnaf hayatı var. Ticaretin güçlendirilmesi bizim için önemli ancak ticaretin güçlendirilmesi diğer 2 T ayağına bağlıdır. Tarım ve turizme bağlıdır. Biz, Yalova’nın ufkunu öncelikle turizmde görüyoruz. Yalova bir turizm kenti diyoruz hep. Ancak görüyoruz ki Yalova bir turizm kenti olmanın çok ötesinde. Yalova, turizm şehri olmayı başaramamış. Söylemde turizm var ama uygulamada turizmin olmadığı bir şehir kimliği görüyoruz. Turizmin 5 ana ayağı vardır. Biri sakat olursa o masa çöker. Ulaşım, erişim, estetik planlamalarla tesisleşme ve tanıtım organizasyonlarıdır. Dünyada turizmle gelişen şehirlerine bakın, bu 5 ayağı çözmüşlerdir. Yalova’da ulaşımı bazı basit çözümlerle düzeltebiliriz. Erişim yani dışarıdan Yalova’ya erişim. Yalova 20 milyon nüfusun ortasında bu büyük bir avantaj.

Biz 25 sayfalık bir turizm raporu yayınladık. Yalova’ya erişimin ucuz ve uygun olması gerekir. Vatandaş, sabah gelecek akşam dönecek. Günü birlik turizmde bizim en büyük rakibimiz adalar. Adaları hafta sonları, günü birlik 40 bin kişi ziyaret ediyor. Yalova’da bu rakam 2 bin. Peki neden bu böyle? Ucuz ulaşım sorunu var. Kabataş’tan adalara pazar günü 6 TL’ye gidiyorsunuz. Yalova’ya 50 TL’den aşağıya gelemiyorsunuz. Alternatif erişim kanallarını açmamız lazım. Bu nasıl olacak; İstanbul Deniz Otobüslerinin 2 dudağının arasındadır Yalova. Yalova’da bizim alternatif bir ulaşım firmasını kurmamız lazım.

Bursa’da BUDO olduğu için rekabet var. O nedenle İDO Bursa’ya daha uygun fiyata götürüyor yolcusunu.

Pandemi sürecinin etkilerinin azaltılması için yapılması gereken en önemli hususlardan birinin İDO’nun kapasite düşürmesi gerektiğini ifade ettik Sağlık Komisyonuna.

Minibüsçü esnafımız 7 kişi yolcu taşıyacak 14 kişilik araçlarında, İDO tam taşıyacak.

Estetik planlamalar yapmak lazım. İnsanların Yalova’ya gelmesi için bir şeyler olması lazım. Bizim alternatif bir şeyler sunmamız lazım. Vatandaşlar başka şehirden buraya çocuklarıyla geldiği zaman, çocuklar oynamak ister. Biz çocuklarımızı nerede oynatacağız? Yalova’nın çevre şehirlerini buraya getirmemiz lazım. Heykelden, Öğretmen Evine kadar Gazi Paşa Caddesindeki orta refüje biz tramvay istiyoruz. Bayraktepe’ye teleferik istiyoruz. Bunları YATUB yapar. Yalova Turizm Birliği var, 2 milyon TL bütçesi söz konusu. YATUB ne işe yarıyor? Ben daha ortaya hiçbir şey koyduğunu görmedim. Bunu YATUB, Yalova Belediyesi, İl Özel İdare yapacak. Biz, Yalova’nın turizm kenti kimliğini gerçekten hak eden bir şehir olmasını istiyorsak, bu sıkıntıları gidermemiz lazım.

Reklam ve tanıtım konusunda çok eksikliğimiz var. EMİT fuarında, bütün vilayetler, şehirler, ilçeler var. Sadece Yalova 2 ayrı stantla temsil ediliyor. Biz niye kavga ediyoruz? Birleşelim. Biz çiçek fuarımızı Sakarya’ya kaptırdık. Sakarya, Yalova’nın eline su dökemez çiçekçilikte. Güçlerinizi birleştirin Yalova için, bu siyaset değildir. Bize lütfen yaşanacak şehir vaat edin ve yapın.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, siz siyasete girmeden önce de Yalova konusunda bu kadar duyarlı mıydınız, yoksa bu duyarlılık Gelecek Partisi İl Başkanı olduktan sonra mı başladı?

Ayrıca siz Yalova’daki mevcut iktidarı sosyal medyadan çok eleştiriyorsunuz. Hiç olumlu şeyler yapmıyor mu siyasi iktidar? Hep olumsuz gördüğünüz şeyleri eleştiriyorsunuz. Gerçekten de, muhalefetteki bir partinin il başkanı gibi mi eleştiriyorsunuz?

Kürşat Emre Çandır: Bizim Hasat Vakti Grubumuz var, Türkiye’nin 10 ilinde konser verdik. Her gittiğimiz konserde izleyicilere sizlere ‘Yalova’dan selam getirdik’ dedik ve Yalova’mızın öncelikle orada reklamını yaptık. Biz Yalova’nın insanıyız ve Yalova’dan çıktık ve bugünde biz aynı felsefeyle aynı düşünceyle sahadayız.

Biz doğruya doğru dedik yanlışa yanlış dedik. Geçen sosyal medyadan yapmış olduğumuz bir paylaşımda, bir iktidar partisinden kıymetli bir arkadaşımız yorum yapmış, ‘Vefa Salman’a ve tutuklu olan CHP yöneticilere hiçbir şey söylemiyorsunuz hep AK Parti’yi eleştiriyorsunuz’ diye. Ben dedim ki olay şu anda mahkeme sürecinde ve davalar devam ediyor. Mahkeme sürecine henüz intikal etmemiş bir durumu bizim eleştirmemiz, davanın seyri açısından doğru olmaz. Buna benzer bir husus geçen ay cereyan etti.

AK Partili Yalova Belediye Meclis Üyesi Uğur Daban hakkında isteseydik ağızımıza geleni söylerdik. Ama biz bu konuyu iyice incelemeden eleştirseydik, kendi içimize bunu anlatamazdık. Ben Uğur Daban ile ilgili hiçbir şey yazmadım. Olayı dinlemeden, olayın aslına incelemeden, amaca ve sonuca bakmadan birilerini eleştirmek muhalefet değildir. Benim muhalefetten anladığım bu değildir ve ben Yalova Beledisinin son 1.5 yıl içinde yaptığı birçok etkinliğini alkışladım. Mustafa Tutuk’un hayata geçirdiği projelerinden dolayı tebrik ettim. Olumlu olan her şeyin altına biz imzamızı atarız, ama olumsuzlukları da biz söylemek zorundayız.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, Yalova Belediyesi Meclis Salonunda ve Haziran Meclis Toplantısında, CHP’li bir Meclis Üyesinin Sn. Daban’a soru sorma hakkı yok mu? Bu sorunun muhatabı olan Sn. Daban, kısa ve öz bir şekilde kırmadan, dökmeden sorulan soruya cevaplaması gerekmiyor muydu? Ben bunu kamuoyuna bırakıyorum. Yalova Belediye Meclisine hiç yakışmayan bir durum ortaya çıktı.

Ayrıca, geçen gün Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Merkezinden bir heyet geldi Yalova’ya, bir basın toplantısı yaptılar. Açıklamalarında görevinden uzaklaştırılan Sayın Vefa Salman’ın suçsuz olduğunu iddia ettiler. Bir gün sonrası duruşması vardı Sn. Vefa Salman’ın. Yargılandığı davalardan Beraat edeceğini iddia etiler. Yalova Belediyesinde yaşanan bu usulsüzlükler, iddianamede geçen ‘Zimmet’ ve ‘Görevi Kötüye Kullanma’ suçları yargı aşamasında. Salman’a ‘SUZSUZDUR’ söylemiyle savunmak, bir algı değil midir? Siz bun nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kürşat Emre Çandır: Hakim ve savcılarımızın görevlerini en iyi şekilde yaptıklarını düşünüyorum. Bu noktada Adalet’e güvenmek gerekir. Aksi halde; Vefa Salman eğer suçlu olmuş olsaydı kendisini demir parmaklıklarda görmüş olurduk. Demek ki Adalet, şu anda doğru tecelli ediyor. Göreve iadesini kastederek söylemiyorum. Eğer hukuksuzluktan bahsediyorsa birileri, Vefa Salman tutuklana da bilinir. Mahkemenin son kararına kadar bana susmak düşer. Ben bu konuda hiç yorum yapmadım, bundan sonra da yapmam. Şunu beklerim, eğer Vefa Salman şu an için suçsuz ise görevine iadesini ben de bekliyorum. Vefa Salman’ın göreve iade edilmemesinin sebebi, sanıyorum süreci olumsuz etkilememesi içindir. Ben göreve iade edilmesinin daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Bu kararı verecek olan yüce mahkemedir.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, söylediklerinizi Cumhuriyet Halk Partisi Heyeti de söyledi ama şöyle bir durum var. Ne zamanki mali işlerde görev yapan Reşat Elgin kayıplara karıştı, bu şahıs bulamayınca Salman tarafından hakkında suç duyurusunda bulunulduğu bilgisi kayıtlarda var. Bu kesin bir bilgi. Daha evvel neredeydin diye sormazlar mı Sn. Salman’a..?

Kürşat Emre Çandır: Sn. Vefa Salman’ı konuun dışında tutamayız. Çünkü siz bir belediye başkanısınız, yönetici ve personelinizden sorumlusunuz, sorumluluklarınız var. Bunlarla ilgili bu sorumlulukların daha sağlıklı yerine getirilmesinin Yalova halkı için faydalı olabileceğini düşünüyorum. Son kararı Yargı verir.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, az önce il teşkilatınızdan bahsettik. Yalova küçük Türkiye. Ülkenin her bölgesinden insanın yaşadığı bir kent. Burada il yönetimi oluştururken yöresel kimliklere baktınız mı? Karma bir zenginlik var mı yönetiminizde? Bu sizin başarılı olmanızda önemli bir etken midir?

Kürşat Emre Çandır: Kesinlikle çok önemli bir etkendir. 30 kişilik yönetim kurulumuz içerisinde benim dışımda bir Sivaslı arkadaşımız var. O arkadaşımızı ben dahi iyi tanımıyorum. Bunun dışında; Diyarbakır, Ordu, Kars, Tokat, Bursa, İstanbul’dan arkadaşlarımız var. Tabi ki Yalovalı hemşerilerimizin de içinde bulunduğu hemen hemen her şehirden Türkiye mozaiği oluşturduğu bir yönetim hayal ettik ve burada diğer siyasi partilerimizin çoğunda gündeme gelen bir takım yöresel ağırlıkların, yöresel kimliklerin, siyasi partilerin içinde temsil edilmemesi bizim için en büyük handikap olurdu ve biz bunu kesinlikle yapmadık. Yalova’da ki meslek örgütlerimizde de aynı renklilik var. Bizim il yönetiminizde bir simitçi arkadaşımız dahi var. Bizim Teşkilat Başkan Yardımcımız Çınarcık’lı ve simitçi. Bizim yönetimimizde üniversite öğrencileri, ev hanımları, mimar, iç mimar, ressam arkadaşlarımız var. Sadece siyaseti müteahhitler yapar gibi bir düşünce, bizim kapımızdan içeri girmiş değil.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, Bayağı renkli bir il yönetim kurulu oluşturmuşsunuz. Sayın Genel Başkanınız geçen hafta Yalova’daydı. Kongrenizi yaptınız. Yalova’dan nasıl ayrıldı? Yönetim olarak kendisinde ne iz bıraktınız? Mutlu mu ayrıldı, üzgün mü ayrıldı Yalova’dan?

Kürşat Emre Çandır: Biz kongremizi Mart için ayarlamıştık. Ancak pandemi sürecinde hasta rakamlar çok yüksekti ve o yüzden Haziran Ayı’na erteledik kongremizi. Halk sağlığı, insan sağlığı her şeyden önemlidir bizim için.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, Kongrenizde, AK Parti Genel Merkezine yaptığınız gönderme neydi?

Kürşat Emre Çandır: Üzerlerine alınan alınsın. Ben AK Partiye göndermedim. O sihirli kelime var ya, ‘lebalep’ kelimesi maalesef AK Partide değerli kardeşlerimizin üstüne yapıştı. Çünkü o sağlıklı bir fotoğraf değildi. İnsanlarımızın hayati tehlikelerinin olduğu bir dönemde, rakamların son derece yukarı çıktığı dönemde, bence alınan çok hatalı bir karardı. Biz bu kadar eleştirirken, aynı şeyi yapsak olmazdı. Sadece ‘demesinler’ diye de bu işi bu şekilde yapmış değiliz. Samimiyetle biz bu kararı erteledik. Siyaset bir yere kadar, siyaset gelip geçicidir. İnsan sağlığı, halkımızın, çocuklarımızın, gençlerimizin sağlığı hakikaten her şeyden önemlidir.

4 Haziran için karar aldığımız zaman Sayın Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu bize 1 gün ayırdı, sadece cuma gününü. Biz çok ısrar ettik, Sayın Genel Başkanım, size bir günde Yalova’yı anlatamayız. Bakıyorum diğer siyasi partilerin genel başkanları Yalova’ya geliyorlar, Cumhuriyet Caddesinde bir otobüs turu, meydanda bir miting, sonra ceketlerini alıp gidiyorlar.

Biz şunu istedik, Genel Başkanımız 2 gün gelsin, sabahtan akşama kadar bir etkinlik takvimi gerçekleşsin. Yalova’mızın dinamiklerini sonuna kadar yerinde görsün ve tespit etsin. Siz istediğiniz kadar Ankara’ya Yalova’yı anlatın.

Sayın Genel Başkanımız Garden A.Ş.’yi ziyaretinde, ‘Ne kadar güzel ne kadar başarılı bir çalışma, bizim bunu geliştirmemiz lazım’ dedi. Sanayi sitesine götürdüğümüzde, oradaki sanayici kardeşlerimizden araç boyama istasyonunda yüzünde beyaz maskesi vardı. Bu işçi kardeşimiz, maskesini kaldırdı ve Sayın Genel Başkanımızı ile göz göze geldi. O sahneyi görmenizi isterdim. Sn. Davutoğlu, Üniversiteli gençlerimizle buluştu. Basın mensuplarımızla bir araya geldi. Yalova Ticaret ve Sanayi Odasıyla Başkan Becen ile bir araya geldi. Armutlu’da, Çınarcık’ta halkımızla buluştu, açılışlar yaptı.

Sn. Genel Başkanımız Yalova’dan gittiği zaman, zihninde bir Yalova fotoğrafı belirdi. Genel kurulda da o ifadeyi kullandı.

‘Yalova bir sanayi şehri olmamalı, Yalova bir tarım şehridir. Uygulanmış zaten GARDEN A.Ş.’de, Yalova turizm şehridir; Çınarcık, Termal ve Armutlu da turizm yıllardır yapılmaktadır. Yalova bir eğitim şehridir; üniversitemiz var, kalkındırılması, daha verimli kullanılması lazım. Yalova bir ticaret şehridir. Ticaret olmalı. Yalova’da ticaretin var olması bu 3 ayağın var olmasına bakıyor.’ Şeklinde değerlendirmesi var.  

Genel Başkanımız Yalova’dan giderken çok mutlu ayrıldı. Tabi bu mutlu ayrılışta en büyük pay sahibi değerli Yalovalı hemşerilerimizin Genel Başkanımıza gösterdikleri ilgi ve teveccühtü.  Yalovalılara teşekkürü bir borç bilirim.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, Yalova küçük bir kent. Yalova’da birçok siyasi partinin il başkanı var. Karşılaşıyor musunuz sokakta, cadde de? Karşılaşınca sohbet ediyor musunuz? İlk konuştuğunuz konu ne oluyor?

Kürşat Emre Çandır: Elbette karşılaşıyoruz. Malum Yalova küçük bir kent. Siyasi kimliklerimizin bizim dostluklarımızın önüne geçmesine müsaade etmemeye gayret ediyoruz. AK Parti, İYİ Parti, MHP, Gelecek, Deva, CHP… istediğimiz kadar siyaset sahnesinde olalım bizim için dostlukların ön plana çıkması gerekiyor.

Bizim kongremizde afiş asacağız, afiş planlaması yapacağız, elektrik direkleri için randevu alalım dedik. Dediler ki Ağustos’a kadar dolu. Bakıyoruz Yalova Lisesi’nin önü dolu, Halk Eğitim Merkezi’nin önü dolu. Nereye asacağız biz bunları? 2 tane ana arter var, onun köşesine astık ve ‘lütfen kaldırmayın başka yer yok’ dedik, rica ettik ve Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş son Başbakanı Yalova’ya gelecek. Ben vatandaşımıza bunu ilan edemeyecek miyim? Ne yapsaydık, kâğıt afişleri arabaların üstüne koyup çevreyi mi kirletseydik? Şunu gördük, bizim afiş astığımız yerde bir başka siyasi partinin afişi Şubat ayından beri duruyor. Bunu şunun için söylüyorum, orada kimseyi töhmet altında bırakmadık, kimseyi lekelemedik ama uygulama da yapılan hataları söylemek bizim boynumuzun borcudur.

Ayhan Polat: Sn. Çandır, sizin bir müzik grubunuz var pandemiden dolayı bir araya gelemiyorsunuz. Bize müzik hayatınız hakkında bilgi verir misiniz?

Kürşat Emre Çandır: Yalovalı hemşerilerimiz ‘Hasat Vakti’ deyince hatırlayacaklardır. 1,5 yıldır sahnelerde yokuz. 2010 yılında bizim sanat yolculuğumuz başladı. Serkan Güven hocamla birlikte bir tasavvuf müziği grubu oluşturduk ve gençlerimizin dinleyebileceği yeni nesil bir müzik modeli hedefledik. Klasik Türk Tasavvuf Musikisi motiflerinin dışına çıktık. Gitar koyduk, bas gitar koyduk, dedik ki ‘gençler dinlesin.’ Başarılı da olduk ama bizim bir talihsizliğimiz oldu. İlk albüm çalışmamız, 2016 Haziran ayında piyasadaki müzik marketlerde yerini aldı, 4 ayrı klip çektik TRT müzikte hala kliplerimiz dönmeye devam ediyor. Hemen Temmuz ayında hain 15 Temmuz darbe girişimi geldi. Bu da bizim talihsizliğimiz, çünkü o atmosferde insanların müzik dinleyebilecek havaları yoktu. Ekonomik anlamda pandemi sürecinin olumsuz etkileri sürerken, ne müzik, ne sanat, ne tiyatro. Sanatın her kolu bu noktada olumsuz etkilendi. Umuyorum ki şu süreç bir an önce atlatılır, Türkiye bir şekilde ekonomik düzlüğe çıkar. Tabi bu mevcut iktidarın siyaseti ile olabilecek mi, bunu bilemiyorum. Bunu vatandaşlarımızın takdirine bırakıyorum.

Değerli seyirciler, lütfen TV Yalova’da kalın. Bizim için yerel medya gerçekten çok kıymetli. Bunu bir siyasetçi olarak söylemiyorum. Bir Yalovalı olarak söylüyorum. Bizim renklerimizi, farklılıklarımızı, unsurlarımızı, Yalova’da yaşamı bize ulaştıran medya mensuplarımıza, gazetecilerimize, televizyoncularımıza TV Yalova ekranları vasıtasıyla teşekkürü borç bilirim. Gelecek Partisi olarak bir küçük mesaj vermek istiyorum. Yalova’nın geleceği Allah’ın izniyle emin ellerde. Üzülmeyin, daralmayın. Her sıkıntının sonunda bir ferahlık vardır. Ferahlık çok yakın.’