Topçular, ‘19 Mayıs 1919, aziz vatanımızın işgal ve istilaya uğradığı bir dönemde milliyetçi kahramanların her türlü imkânsızlık içinde, sadece büyük Türk milletinin asaletinden doğan manevi kudretine inanarak mücadeleyi başlattıkları günün adıdır.

   Türk milliyetçiliği bu kutlu yolda milli mücadelenin esası, özü ve vazgeçilmez bir değeri olmuş; milli şuur ve milli vicdan politik bir tutumun bileşkesinde yaşam alanı bularak Cumhuriyetimizin kurulmasına zemin hazırlamıştır. Umutların tükenip teslimiyet ve aczin kural haline geldiği bir zamanda; Türk milletinin birlik ve dayanışma ruhu milliyetçi şuurlarda harekete geçerek bağımsızlık meşalesini yakmış; işgal ve esaret kesin bir şekilde reddedilmiştir. Bu kapsamda “millî hâkimiyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak” üzere yola çıkan kahramanlar milletimize biçilmiş esaret kefenini yırtacak kararlılığı ve cesareti göstermişlerdir. 1919 yılında aziz vatanımızın harap ve bitap düştüğü bir ortamda; Türk milletinin sarsılmaz inancıyla kazanılan muhteşem değerlerimizin maalesef bugün yeniden tartışıldığı, pazarlandığı, dışlandığı hazin bir döneme şahit olmaktayız’dedi. 

    Topçular, ‘Barış gelecek, silahlar susacak, Analar ağlamayacak” gibi efsunlu kelimelerle aziz milletimiz kandırılıp, bin yıllık kardeşlik tehlike altına atılmış,terör örgütü ile pazarlık masasına oturulmuştur. Bütün bunlar yapılırken hukukun üstünlüğü ve Anayasa bir kenara itilmiş Aziz milletimizin değerleri yok sayılmıştır.

   Büyük Ortadoğu projesinin mecburi istikameti olan bölünüp ayrışmaya dayalı sistem, Ülkemizi yöneten iktidar sakinleri tarafından tam bir teslimiyet içinde uygulamaya konmuştur. İşbirlikçi bir iktidarın gayri milli politikaları sonucunda Türk milletinin geleceği başka merkezlerden kurgulanmaya başlanmış, Türk milletinin birlik ve dirliği tehditlere maruz kalarak; bir arada yaşama iradesi tehlikeye düşmüştür.

  Türk milletinin tamamının birlik duygusuyla ortaya çıkardığı milli mücadele ruhunu, millet olma kararlılığını, bir ve bütün olma idealini sorgulayan ve zedeleyen iktidardan kurtulmak artık milli bir görev ve zorunluluk haline gelmiştir.

 Milli hâkimiyetin, bağımsızlığın, bugüne kadar hiç olmadığı kadar siyasi çıkar hesaplarına alet ve feda edildiği bu dönemde, haysiyet yoksunu işbirlikçilerin tasfiye edilmeleri için demokratik bir fırsat çok yakında bizleri beklemektedir.

 

Bu günümüzü gelecekle birleştirecek; birlik, beraberlik ve devamlılığımızın güvencesi şüphesiz gençler olacaktır. Lider Ülke Türkiye’ye ulaşmak için yüreğinizdeki vatan ve millet sevgisi; bağımsızlık ve özgürlük duygusu, çalışma ve başarma azmi milletimizin dünya durdukça var olacağının en büyük ispatıdır.

 Bütün zorluklara rağmen, Aziz Milletimiz şanlı Türk Bayrağının dalgalandığı topraklar üzerinde bölücü ikna odaları oluşturulmasına asla göz yummayacak bunlara karşı gerekli mücadeleyi de sonuna kadar sürdürecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle aziz Milletimizin bayramını bir kez daha en içten duygularımızla kutluyor; Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, şükran, ve minnetle anıyorum’dedi.