Yalovalı olmak , yada göç edip geldiğiniz yaşadığınız şehirde sizi o şehrin insanı kabul etmeleri ne kadar zaman alır. Dost meclislerinde sıkça duyduğum serzenişlerden biri de 50 yıldır buradayız hala Yalova’lı kabul etmiyorlar sözüdür. İnsanların sahiplenme duyguları ve o şehrin nimetlerinden yalnızca ben faydalanayım dürtüsü ile sarıldıkları şehir milliyetçiliği anlayışının bence faydadan çok zararı var.
İster Yalova - İstanbul – Bursa Kocaeli vb. gibi çok göç alan batı şehirlerinde olsun isterse göç almayan orta ve doğu Anadolu şehirlerinde olsun , ben daha eski şehirliyim milliyetçiliği o şehirde yaşayan insanların vaziyet kaybetme korkusu ile ortaya çıkardıkları yanlış bir anlayıştır. Herhangi bir şehirde benden önce ikamet ediyor olman yada benim senden önce ikamet ediyor olmam birbirimize karşı bir üstünlük yada zafiyet anlamını taşımaz. Taşımamalıdır , vaziyet – konum korumak sosyal statüleri pekiştirmek yada ticari , siyasi avantaj sağlamak için ben daha eski bu şehirliyim söylemi hem cahili hem de zorba bir söylemdir.
Bazı şehirlerde buna Yalova da dahil kendini o şehrin lordları sanan biz bu şehrin sahibiyiz diye börümbörüm gezinen bir takım insanlar mevcuttur. Hatta burada bunlara beyaz Yalova’lılar deniyor. Zamanında babaları yada dedeleri tarafından bir takım imtiyazlar ve zenginlikler elde etmişler ve bunun kendilerine ilelebet verilmiş bir hak olduğunu düşünmektedirler. Birileri her kim olursa olsun onların ticari , siyasi , kültürel yada başka bir yönden menfaatlerine ortak olmaya – veya rakip olmaya kalkarsa hemen şehircilik kalkanını öne çıkarıyorlar. Yalovalılığı ön plana çıkararak siyasi , ticari , toplumsal imtiyaz elde ediyorlar. Aslında bu sadece Yalova için geçerli değil küçük ölçekli tüm şehirler için geçerli bir durumdur. O şehrin eşrafı olmak , o şehrin yerlisi olmak , o şehrin tanınan köklü ailelerinden gelmek kişiye türlü türlü avantajlar sağlamaktadır.
İşin bir başka tarafı da şehirlerde kurulmuş olan hemşehri dernekleridir. Şehir ölçeği ile değerlendirdiğimizde Yalova en çok dernek olan illerde ilk sıralarda yeralamaktadır. Oldukça fazla göç alan bir şehir olması sebebi ile onlarca hemşehri derneği etrafında göçmenler biraya gelerek şehirde vaziyet ve söz sahibi olmak için mücadele etmektedirler. Aslında bu tür dernekler asli amaçları olan yardım ve dayanışma çerçevesinde kalsalar ciddi faydalar oluşturabilirler. Ancak dernekler önce siyasi çıkarcılık sonrasında da maddi çıkarcılık konusunda efor sarfettikleri için şehrin tüm grupları arasındaki ayrımcı çizgileri daha da belirginleştirip. Şehirde bir ortak duygu , ortak akıl oluşmasının önündeki en büyük engel olmaktadırlar. Üstelik yıllardır burada yaşayan insanlar Yalova da sırf kendi hemşehrilerine verilen imtiyazlardan faydalanmak için hiçbir zaman Yalova lı olamayacaklardır. Nerelisiniz diye sorsanız 30 yıldır Yalova da oturan biri hala göç etiği yada doğduğu şehrin adını söylemeye devam edecektir.
Şehirli olma bilinci yaşadığınız şehre ne katabildiğimiz ile doğru orantılıdır , şehrimizde yaşayanlara ve bizden sonra da burada yaşayacak olanlara ne miras bıraktığımız dır önemli olan. Şimdi düşünmemiz gereken ve karar vermemiz gereken bir noktadayız. Ya aynı şekilde devam edip kısır çekişmeler ile keşmekeş ve kargaşa içinde kavga ederek yaşayıp gideceğiz. Yada yeniden bir elif deyip yaşadığımız şehirdeki herkesi bu şehre olan sadakat ve faydaları ile kabullenip – değerlendirip bu şehri daha medeni , daha yaşanabilir bir hale getirmeye çalışacağız. Hem şehrimize hem insanlığa olan borcumuzu ödemek için göstereceğimiz bu çaba bizden sonrakilere iyi bir şehir miras bırakma yolunda atacağımız adımlardan biridir.
Kimdir Yalova lı ; Bu şehre karşı vefa borcu bilendir , bu şehir için çalışan çabalayandır , bu şehir için dertlenip fayda üretmeye çalışandır. Şehrin değerlerini birlerine peşkeş çekmekten çok geleceğe miras bırakmak için çalışandır. Kendini bu şehre ait hisseden ve doğduğu yer kadar doyduğu yere saygı gösterip sahiplenendir.
Eğitimgörmüşaklınişareti, herhangibirdüşünceyeonukabuletmedenönceaçıkolmasıdır.
Aristoteles(Mö. 384322)
