Zara açıklamasında, “Çınarcık’ımızın güzel insanları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan evvel; önümüzdeki günlerde, bu ulusa armağan ettiği Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayacağımız, partimizin ve devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla ve rahmetle anmak istiyorum.

Saygıdeğer Çınarcıklılar! Cumhuriyet Halk Partisi Çınarcık İlçe Örgütü olarak, kamuoyunu meşgul eden konularla ilgili görüş ve tespitlerimizi ortaya koymak ve sizleri doğru şekilde bilgilendirmek maksadıyla bugün bu basın açıklamasını gerçekleştiriyoruz.

“Özeleştiri bir fazilettir “

Gerçek şu ki; 31 Mart Seçimi’nde Çınarcık Belediyesi’ni kaybetmiş olmamızın ağır sonuçlarını, esnafından emeklisine, belediye personelinden sade vatandaşa kadar hepiniz yaşamaktasınız. Kuşkusuz, tüm partililerimizin, yaşadığımız seçim tecrübesinden çıkarması gereken dersler vardır.

Özeleştiri bir fazilettir. Özeleştiri insana, zümreye, örgüte, partiye; kendi eksiklerini tespit etme, bu eksikleri giderme olanağı sunmaktadır. Her ne kadar 31 Mart seçiminin üzerinde bir ‘şaibe’ bulutu dahi olsa, ilçe örgütü olarak bu özeleştiri sürecini işlettiğimizi, bundan kaçınmadığımızı, engin ferasetine güvendiğimiz Çınarcık halkının bilmesini istiyoruz.

“Merkezi iktidar bir gerileme içerisindedir “

Saygıdeğer hanımefendiler, beyefendiler; hepimizin malumu olduğu üzere, ‘şahsileşmiş’ merkezi iktidar bir gerileme içerisindedir. Yapılan araştırmalar ve kamuoyu oluşturucular tarafından yapılan analizler, bu gerçeği belirgin bir şekilde ortaya koymaktadır.

“Ülke olarak bir çöküş sürecinin içerisinde olduğumuz alenidir”

Siyaset kurumu tıkanmış, toplumun aciliyet arz eden meseleleri çözümsüzlüğe terk edilmiş, ekonomik kriz katlanılmaz boyutlara ulaşmış, dış politikamız bir dizi yaman çelişkiye ve açmaza hapsolmuş bulunmaktadır. Hallaç pamuğuna dönen eğitim ile, bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitiren yargı ile, fonksiyonları elinden alınan Meclis ile, giderek büyüyen sosyal adaletsizlik ile itibar kaybına uğrayan devlet kurumları ile, ülke olarak bir çöküş sürecinin içerisinde olduğumuz alenidir.

“Kongreler düzenlenmesi ve kimseye ceza kesilmemesi, ne kadar adil

Adaletsizlik, tıpkı balık gibi baştan kokmaktadır. Esnafın kepenkleri kapalıyken ve sokakta her garibana ceza kesilirken, ‘lebalep’ kongreler düzenlenmesi ve bu kongrelerde kimseye ceza kesilmemesi, ne kadar adildi? Bu kongreleri her türlü tepkiye ve uyarıya rağmen yapıp halk sağlığını ciddi anlamda tehlikeye atmak, ne kadar sorumlu bir davranıştı? Türkiye bunları yaşadı.

Bu kongreler, merkezi iktidarın halktan kopuşunun delili idi. AKP’nin halkla arasında fersah fersah sosyal mesafe bulunmaktadır. “Tencerelerde ne kaynıyor?” diye umursamayan AKP, durdurulamaz bir kan kaybı yaşamaktadır. Merkezi iktidar yıkılma sürecindeyken, yerel iktidarın bundan nasibini alması takdir edersiniz ki, kaçınılmazdır.

Saygıdeğer Çınarcıklılar; son mahalli idareler seçiminden bu yana, koca bir 2 yıl geçti. Burada, sizlerin huzurunda sormak istiyorum:

“AKP’li Başkan Numan Soyer ve ekibi, seçim sürecinde Çınarcık’ın insanlarına vaat ettiği projelerin kaçını hayata geçirdi?”

Dilerseniz, hep birlikte vaat edilen projeleri hatırlayalım:

-Marina

-Yeni Stat

-Kültür Merkezi,

-Kent Oteli,

-Küçük Sanayi Sitesi,

-Yeni İtfaiye

-Yeni Garaj Amirliği,

-Gençlik ve Spor Merkezi,

-Ay Deresi’nin Islahı,

-Dolgu,

-Ulusal ve Uluslararası Su Sporları Organizasyonları

Bu saydıklarım ‘master’ olanlarıdır. Bir de ‘sosyal doku projeleri’ vardır ki, onlar da nicelik olarak, epey fazladır. Bu projelerin arasında, yazlık açık hava sinemasından tutun deniz yüzeyi temizleme aracına kadar birçok proje mevcuttur.

“Bu verilen takvimlerin hassasiyetle takipçisi olacağız “

Sayın Numan Soyer, geçtiğimiz günlerde yaptığı basın açıklamasında, master projelerle ilgili olarak çeşitli takvimler öne sürdü. Biz Cumhuriyet Halk Partisi Çınarcık İlçe Örgütü olarak, bu verilen takvimlerin hassasiyetle takipçisi olacağız. Görev süresinin kalan kısmında, verdiği büyük sözleri, sunduğu görkemli vaatleri gerçeğe kavuşturacak mı, hep birlikte göreceğiz.

Biz, Çınarcık’ımıza kazandırılacak hiçbir projeye, hiçbir yatırıma muhalefet etmeyiz. Lakin her projenin, her yatırımın, halkın bilgilendirildiği saydam süreçlerle ve kanunlara uygun şekilde hayata geçmesinden tarafız. Saydamlık ve kanunlara uygunluk, bizim için büyük önem arz etmektedir.

“Sessiz kalamayız “

Çınarcık Belediyesi’nin merkezi otoriteden hibe ve destekler almak suretiyle birtakım projeleri gerçekleştirmesine karşı olmayız ama aynı belediyenin borçlarında astronomik artışlar yaşanması, mali tablonun giderek kötüleşmesi karşısında da dut yemiş bülbüle dönemeyiz. Sessiz kalamayız. Demokratik muhalefetimizi hiç çekinmeden yaparız.

Burada bir parantez açarak, bir noktanın altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum: Biz, siyaseti; halka hiçbir katkısı olmayan, çocuksu, yersiz, yıkıcı kavgaların ve lüzumsuz karşı çıkışların mecrası olarak görmüyoruz. Siyaset, erdemli ve olgun insanların harcıdır. Bizim nazarımızda siyaset; sorunları çözmenin, ortak akıl yürütmenin, yapıcı itirazların ve müzakerenin alanıdır. Biz siyasete böyle bakıyoruz.

“Belediyenin borç limitini aştığı tespitinde bulunuldu”

Evet, Çınarcık Belediyesi’ne son iki yılda çok ciddi manada borç kazandırılmıştır. Borç konusundaki yüksek artışı, bizatihi devletin Sayıştay kurumu ortaya koymaktadır. Neyse ki, gece yarısı kararnamesiyle üyeleri değişmeyen bir Sayıştay’ımız var da gerçekleri öğrenebilmekteyiz. Sayıştay’ın en son yayınlanan, Çınarcık Belediyesi’nin 2019 yılına ait denetim raporunda, belediyenin borç limitini aştığı tespitinde bulunulmuştur.

Buradan ilgilileri ‘şeffaflık’ ilkesi gereğince; Çınarcık Belediyesi’nin güncel borcunun ne kadar olduğunu, son iki yılda Çınarcık Belediyesi’nin ne ölçüde borçlandığını açıklamaya davet ediyoruz.

“Çınarcık Belediyesi, Koru Beldesi kadar bile olamadı”

Mevcut başkan, söz konusu basın açıklamasında, bazı belediye personellerini kapının önüne koyacağının sinyalini vermiştir. Pandeminin yarattığı ekonomik kriz ortamında bir belediye başkanının ‘işten çıkarma’ imasında bulunması sahiden de üzücüdür. Ümit ederiz; hiçbir belediye personeli işini kaybetmez, ekmeğinden olmaz, zor duruma düşmez.

‘Pandemi’ demişken, Çınarcık Belediyesi’nin pandemi sürecinde sosyal belediyeciliğin gereklerini yerine getirmemiş olduğunu da belirtelim. Çınarcık Belediyesi bu süreçte, Koru Beldesi kadar bile olamamıştır. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerimizi, pandemi sürecinde sergiledikleri ‘halkçı belediyecilik’ten ötürü, bu partinin bir mensubu olarak canı gönülden tebrik ediyorum.

“Haybeye maaş alan bir müdür “

Sosyal belediyecilik konusunda sınıfta kalan mevcut yönetim, kentin değerli mekanlarından biri olan Tarihi Çınaraltı Çay Bahçesi’nin doğal yapısını bozarak da maalesef sınıfta kalmıştır. Hiçbir estetiklik içermeyen bu betondan yapı, halkımızın önemli bir kısmı tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Ayrıca çay bahçesinin epey süredir hizmet verememesinden ötürü kendisinden gelir elde edilememesi, durumun bir başka vahim boyutu olarak karşımızda durmaktadır. Ne enteresandır ki, henüz hizmet vermemiş olan Çınaraltı Çay Bahçesi’nin ait olduğu belediye şirketinin müdürü çatır çatır maaşını almaktadır. Doğallığı zedelenen bir mekân... Henüz faaliyete girmemiş bir işletme... Haybeye maaş alan bir müdür... Şaka gibi değil mi?

“İsrafın en iyi örneklerini AKP’li belediyelerde görmek mümkün”

Soyer, basın açıklamasının bir kısmında, “Çınarcık Belediyesi’nde israf düzeni son buldu” diyor. Dürüstlükle, açık yüreklilikle söylemeliyim ki; Sayın Avni Kurt’un başkanlığındaki Çınarcık Belediyesi dahil CHP’li bütün belediyeler, tasarruf yanlısı-israf karşıtı bir politika izlemiştir, izlemektedir. Sayın Genel Başkanımızın bu konudaki hassasiyeti ortadadır. Bilakis, israfın en iyi örneklerini AKP’li belediyelerde görmek mümkündür. İsraf, lüks, şatafat, savurganlık AKP’nin en mahir olduğu konulardır. Ne mutlu ki Türkiye, bu zihniyet tarafından yönetilmekten kurtulmanın arefesindedir. Güzel günler yakındır. Tünelin ucunda parlayan bir ışık vardır. Bize düşen, o ışığa, doğru adımlarla yürümektir.

Bu yolda umutsuzluğa asla yer yoktur. Sabahattin Ali, ‘İçimizdeki Şeytan’ kitabının satır aralarında “Dünyada en korkunç şey, ümidini kaybetmektir” der. Biz, Cumhuriyet Halk Partililer olarak ümidimizi asla kaybetmeden çalışmalarımızı sürdürecek, yarınlarımızı kurtaracağız. Lakin yerel seçimden evvel, bir genel seçime gireceğiz. Şüphesiz, bu imtihandan elde edeceğimiz başarı, sonraki imtihanda da elimizi kuvvetlendirecek, bize moral üstünlüğü sağlayacaktır.

Vicdanına virüs bulaşmış ve iyileşmesi kabil olmayan bu iktidardan kurtulacağız.

Bizler, evvela memleketimiz için, sonra Çınarcık için gayret sarf edecek, ter dökeceğiz.

“Durmayacağız “

Berkin Elvan’ın, Ali İsmail Korkmaz’ın ve yitirdiğimiz diğer çocukların anaları, kederli yüzleriyle bu ülkenin sokaklarında gezerken...

Hak ve özgürlüklerimiz sınırlandırılırken... Demokratik değerlerimiz ayaklar altına alınırken... Yargı, siyasal iktidarın sopası haline gelmişken...Siyasal iktidara yakın kimseler variyetlerine variyet katarken, kimileri ise, patatese/soğana muhtaç hale gelirken...

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bizlere miras kalan ‘cumhuriyet’in kazanımları yok edilmek istenirken, elbette ki, bizler de bir şeyler yapmalıyız. Vurdumduymaz olamayız, üç maymunu oynayamayız, elimiz kolumuz bağlı duramayız. Durmayacağız! Azimle, inançla, özveriyle, kararlılıkla çalışacağız.

“Unutmayın”

Tarihe, zulmü alkışlayanlar değil, zulme başkaldıranlar damgasını vurur. Toplumunu, şehrini ve memleketini düşünenler, şahsi menfaatlerini düşünenlerden her zaman daha kıymetlidir. Ve yine unutmayın: İyiler, dürüstler, adiller daima kazanır; ışık karanlığa daima diz çöktürür.

Sözlerimi tamamlarken; tüm Çınarcıklı hemşerilerime hayırlı ramazanlar diliyor, basın açıklamamızı sabredip dinlediğiniz için her birinize teşekkürlerimi sunuyor, içinden geçtiğimiz pandemi sürecinde sağlığınıza sıhhatinize dikkat etmenizi diliyorum. Saygılarımla.” ifadelerine yer verdi.