Etrafına baktığında hayat her zaman bir şeyler fısıldar sana... Geri dönmen gereken yollar, bir adım daha ileri gitmen gereken yollar... Elini taşın altına koyduğunda bir yorulmuşluk sarar bedenini. Lakin o yorulmuşluktur belki de yüreğine güç olan. Çünkü insan ne kadar yorgunsa o kadar güçlenmiş demektir aslında.
Yitirdikleri, kayıpları, kazançları, sona bıraktıkları, ümit ettikleri ve yiten umutları...
Hepsi bir bütün olarak işliyor yüreğine. Bir yerlerde tıkandığını hissettiğinde yüreğine dönüyorsun ve başlıyorsun uzun uzun anlatmaya ona... Çetin bir ceviz misali zihnini kuşatan düşüncelerin, bir derinlik kaplatıyor içini. Sil baştan yeniden başlamak istiyorsun hayata. Nerden başlayacağını bilemiyorsun tabi. Sanıyorum ki kendinden başlaman gerekiyor. Sadece kendinden...
Buz tutmuş yüreğine bir neşe saçarak başlamak istiyorsun belki de…
Enkaza giden yolların artık birer çiçek bahçesi olsun istiyorsun. Gücünü kendinden alıyorsun en güzeli de bu sanırım. Çünkü herkes gidiyor yüreğin kalıyor…