Hayatımızda yeme içme, barınma gibi temel ihtiyaçlarımız neyse iletişimde en temel ihtiyacımızdır. Üstelik insanın temel gıdasıdır. En alışılagelmiş cehalet iletişimsizliktir. Kişi nahoş üsluplarıyla keskin bir cehaleti seçer...

Kültür bir çorba ise iletişim onun tuzudur.  Nahoş üslup iletişimin köprüsünde asılı kalmış bütün yolları kapatan bir direktir. İletişim adab-ı muaşerettir, kültürdür, erginliktir... İnsan ilişkilerinde en temel nokta tam da budur.

İletişimi bir ihtiyaç olmaktan çıkarıp bir inziva haline getiren her birey toplumun kısırlaşmış yalnızlığına mecburdur.  İletişimin olmadığı yerde iyi bir anne baba iyi bir dost iyi bir girişimci en önemlisi de iyi bir insan olamazsınız.

İyi bir insan olmayan ise her yerde ya hiç yoktur ya da sadece fiilen vardır. Evrende, hayatta, evinizde, işinizde nahoş üslubu tercih ediyorsanız bu durumda bütün kültürel değerler sizi yener. Siz ise sadece izlersiniz...

İletişiminiz iyi olduğu ölçüde başarılı, huzurlu ve değerli olursunuz.  En baş etken, kendinizden olan iletişiminizdir. Kendinizi sorgulamazsanız eleştiremezsiniz bunu topluma uygulamanız olası değildir. Her şeyde önce kendinden başlamalıdır insan... Kendisindeki birçok şeyin yansımasıdır insan.