İstanbul her mevsim olduğu gibi yılın bu aylarında da dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Erguvanlar patlamış, çiçekler açmış, martılar deniz üstünde turlar atarak dolaşıyor. Turistler sıcaklar başladığı için yavaş yavaş akın ediyorlar İstanbul’a.

   Dünyada İstanbul kadar güzel kaç şehir vardır? Kültürlerin bu kadar harmanlandığı ve bu harmanla yeni bir sentez oluşturup bunu ruhunda bulunduran nadir şehirlerden biri.

   Turistlerin en çok akın ettiği yerlerden biri Galata civarı. Oranın tarihi yapısı ve Galata Kulesi insanın ilgisini cezbetmeyecek gibi de değil. Galata Kulesinin enteresan hikayeleri de vardır. Misal Ümit Yaşar Oğuzcan’ın oğlu Vedat, Galata Kulesi’ne çıkarak intihar etmiştir. Oğuzcan, bu intihar üzerine son derece elemli bir şiir kaleme almıştır. Burada bu şiirden bir parça sunmak gayet yerinde olacaktır.

“Küçüktü bir zaman
Kucağıma alır ninniler söylerdim ona
Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni
Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat

6 Haziran 1973
Galata Kulesi’nden bir adam attı kendini
Bu nankör insanlara
Bu kalleş dünyaya inat
Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat”

   Bu acı vakanın ardından yazılan bu şiir edebiyat tarihimizde iz bırakmıştır. Galata civarı aynı zamanda çoğu şairin ilgisini çekmiştir. Ece Ayhan şiirlerini okuyan biri okuduğu anda bu civarın şiirlerinde yer kapladığını görecektir. İlhan Berk de şiirlerinde Galata’dan beslenmiş, Galata’ya özel bir ilgi duymuştur. Nerede okuduğumu hatırlamıyorum, şöyle kalmış aklımda: İlhan Berk çok büyük bir deprem olduğunda bütün Galata yıkılırsa yeniden eskisi gibi inşa edilmesi için bir harita bile hazırlamış. Zaten Galile Denizi kitabında (yeni bir kapakla tekrardan yayımlandı bu sene) Galata’nın izlerini okuduğumuz anda hissederiz.

   İstanbul’un sadece Galata civarı bile dünya üzerinde hatırı sayılır yerlerden biridir. Gezginler, turistler akın akın bu civara gelir, buranın havasını teneffüs ederler. Bizler de bu ülkede yaşayanlar olarak yanı başımızda duran tarihin en güzel şehirlerinden birini fırsat buldukça ziyaret etmeyi unutmayalım, onu yalnız bırakmayalım. Nasıl diyordu Yahya Kemal Bir Başka Tepeden şiirinde:

 “Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
  Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
  Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
  Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

  Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
  Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
  Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yada
  Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.”