93 harbi sonrası, Kafkaslar ve Balkanlardan, Anadolu topraklarının farklı köşelerine meşakkatli bir o kadar içinde hüzünlü hikayeler yaşanmıştır.

Yalova tarihi boyunca pek çok kültürle hemhal olmuş, topraklarında onlara yeni yuva kurmuş. Göçe maruz kalan insanlarımız güvenli topraklarına gelene kadar maruz kaldıkları duruma, yolculuğun sıkıntılarına göğüs germiş, Rus ordularının hafızalardan silinmeyecek hareketleri derin izler bırakmıştır.

Batum’dan bu uzun yolculuğa çıkan Mohti Lazları (Mohtiler; Lazca gelen anlamında kullanılmaktadır) ilk olarak Düzce, Sakarya civarlarında kendilerine yeni yuva olacak yerlere gelmişlerdir. Aileler burada yeni yaşamları için gerekli olan evlerinin inşası ve yerleşik duruma geçme işlemine başlamış, bir kısın ailelerde yollarına devam ederek Yalova’ya kadar gelmişler. Burada Kurtköy olarak kurdukları bölgede köylerini oluşturmuşlar.

Göçle gelen insanlarımız beraberliklerinde, kültürlerini; yaşam şekillerini, gelenek, göreneklerini, sanat ve zanaatlarını de getirdiler. Göç öncesi yaşadıkları topraklarda kullandıkları ‘Kalati’ Arka Sepetlerini burada da yapmaya devam ettiler. Taze Fındık dalı sürgünleri, ya da sepet söğüdü kullanarak çok emek verilerek, zahmetle yapılan arka sepetlerini yapmaya devam ettiler.

Sepet form olarak sırtta rahatlıkla yük taşınabilirliği sağlamasından dolayı son yıllara kadar talep görmüş ve yapımı devam etmiştir. Sayılı ustalar tarafından taze fındık dalı şerit hale getirip, suya basılarak çember şeklini rahat alması için bekletilir, kıvama gelen şeritler sepetin dibine yapılan iki ayak olacak iskeletin etrafında formu başlatılır ve bu doğrultuda kullanacak kişinin yapısına uygun yükseklikte bitirilirdi. Fındık dalının tercih edilmesi fındık dalının sağlamlığındandı. Son olarak da kolların geçirilerek sırtta rahat durmasını sağlayan saplar iplik ya da bez’in şerit haline getirilmesiyle saç örgüsü yapılır.

Bu şekilde sepete yük konduğunda sapın omuzları kesmesine mani olunurdu.

Bağa, bahçeye, dağa giderken orağını, çapasını küreğini, azığını koyar. Dönüşte de topladığı ürün ya da hayvanı için kestiği otları koyar evine getirirdi. Sırtında sepetle her attığı adımda yükün ağırlığı ile sepetten tatlı bir nağme gibi ses gelirdi. Sanki adımlara tempo tutardı. (eşlik ederdi)

Sepette fındık dalı kullandığından çok sağlam olur uzun yıllar kullanılırdı.

Bin bir emek, kısıtlı malzeme ile harika ürünler üreten zanaatkarlarımız dan Ahirete intikal etmiş olanlara Allah’tan Rahmet diliyoruz. Anadolu’muzun, topraklarımızın üreten, cefakar, vefakar insanları sayesinde öğrendik, gördük, rahat ettik. Hayatı kolaylaştıran, güzelleştiren ne varsa öğrendik.

Sevgi, saygı ve mutlulukla kalın.