Kooperatifleri her alanda görebilmekteyiz. En yaygın olanları Konut Yapı Kooperatifleri ve işyeri kooperatifleri. Küçük birikimlerle ev ve işyeri sahibi oluyorsunuz. Güvene dayalı birlikteliğin temeli iyi ve yerinde karar verebilmekte yatıyor. Genelde yöneticilerin fedakarca işleri üstlenmesi ile adeta eskilerin tabiri ile İMC usulü yardımlaşma ile ortaya çok güzel sonuçlar çıkıyor. Köşe yazımda köylerimizde bu konuda nelerin yapılabilirliği üzerinde duracağım.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Bireysel olarak hangi alanda üretici olunursa olunsun sonuç alabilmek hep zordur. Tohumluğun temininden, yetiştirmeye, ekime, biçime, toplanmasına, satışına, pazarlanmasına kadar her aşaması zorluklarla dolu. Birçok etmenle mücadele etmek gerekiyor. Küçücük bir mikrop koca arazideki ürünü mahvedebiliyor. Yağmurun fazla yağması, güneşin kavurucu sıcağı hep olumsuzlukları beraberinde getirebiliyor. Bazı yıllarda aynı türden ekimin fazla olması ile arz fazlası ürünün fiyatları dip seviyeye indirebiliyor. O zaman da tarladan mahsulü toplamanın maliyetini bile karşılayacak gelir elde edilemiyor. Dışsal risklerin bu denli fazla olduğu tarım alanında kooperatif birlikteliklerinin daha fazla yaygınlaşması gerekiyor. Aslında zor olanı pazarlamada. Ürün tarlada 1 TL iken nihai tüketici 5 TL ye alıyor. Aradaki eller ciddi paralar kazanırken köylü maalesef emeğinin karşılığını almada bile çoğu kez zorlanıyor. Zaten işin püf noktası burada. Üreticiden tüketiciye zincirin halkası ilk elden oluşturulmalı. Bir köy yetmeyebilir ama bir ilçenin alanını kapsayan birliktelikler ile inanıyorum ki pek çok problem daha kaynağında oluşmadan halledilebilir. Öncelikle ölçeğin getirdiği maliyet azalışı ürünün daha az maliyet ile elde edilmesini sağlayacaktır. Bunun dışında siz 1 tonluk bir ürünü satamazsınız ama 10 tonluk ürünü kolaylıkla satabilirsiniz. Pazarda tutunabilmek hep ölçekle ilgilidir. Ama sabır gerektirir, güven gerektirir. Profesyonel yönetim tarzı ve yaklaşımı gerektirir. İlk yıllarda istenen seviyeye ulaşılamayacaktır belki ama devam eden yıllarda istikrar ve devamlılık ile ciddi yol kat edilecektir. Bunun örneklerini Yalova ilimizde görüyoruz. Araştırıp deyim yerindeyse bilenine sorduğumuzda onlardaki tecrübe ve kat ettikleri zorlu yolculuğun tecrübesini sizlere vereceklerdir. Sermayeci köyü ve bir zamanlar muhtarlığını da başarı ile yürütüp günümüzde de Altınova ilçemizden İl Genel Meclis Üyesi seçilen değerli kardeşim Resul Çiftçi bence iyi bir örnek. Çileğin adeta markalaşmasında büyük emeği olan Çiftçi, özetle beraber olmayı, güveni, dayanışmayı ve sabrı ile köyüne kooperatif ile güzel hizmetleri yapmış ve yapmaya da devam eden yaklaşımıyla belki de her köye kurulması önerilebilecek kooperatifinde heyecan ve canlılığı görüyorum. Her köyden bir Resul Çiftçi anlayışında emeğini karşılıksız verebilecek hemşerilerim olmalı, olabilmeli. Her köyümüz en uygun ürününde markalaşmaya layık. Armutlu’dan Altınova’ya köylerimiz cennetten birer köşe…

Gelecekte köylerimizin önemi ve değeri daha da artacak. Bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Çünkü doğal olana, doğal kalabilene olan rağbet her geçen gün artıyor. Bizler de bu önemin ve doğal kalmasının gereğini çok iyi biliyoruz. Pandemi ortamında tüm dünyayı etkisi altına alan bir virüsten herkes dersini almıştır sanıyorum. Kimse doğaya rağmen geri dönüşü olmayan yola giremez, kimse de buna izin vermez. Maliyeti insan sağlığı ile ödenecek kazanca kimse göz dikmesin.

Evet, köylerimizde üretim, satış konularında uzmanlaşmış daha fazla kooperatifleri görmek temennim. Bu konuda tarafların bir araya geleceği her türlü oluşuma da bir vatandaş olarak bilgi ve deneyim birikimimle destek vermeye hazır olduğumu beyan ediyorum. Kurumsal yapıların elde edileceği her kooperatif inanıyorum ki gelecekte köylerimizin daha fazla güçlü olmasını sağlayacaktır. Bu birliktelik ile makro planda pek çok karlı yatırımlar da beraberinde gelecektir. Başka bir yazımda buluşana kadar kalın sağlıcakla…