Mahalli İdareler Genel Seçimi adaylarının yavaş yavaş netleştiği süreçte hepsi birbirinden değerli adaylara yönelik olacak bu köşe yazım. Biraz erken düşünülüp kaleme alındığının farkındayım. Ülkemizin her bir köşesinde seçilecek olan yöneticilere sosyal sorumluluk, gönül belediyeciliği, hak- hukuk paradigması açısı ön plana alınarak duygularımı düşüncelerimi paylaşacağım. Kader ve kısmetin neleri getireceği elbette bilinmez. Yalova’mız için, ülkemiz için, her şeyden önce bu görevlere talipli olmuş, “Ben de bu şehir için varım “ deme cesaretini gösteren aday-aday adayları için hayırlı olanın tecelli etmesini Mevlamdan diliyorum. 

Muhtarından belediye başkanına kadar artık sana emanet bu şehir.
Kurdun kaptığı kuzunun da vebali artık senin boynunda.
Aç yatan bir yavrucak, üşüyen bir bebe varsa sen yatağında rahat olamayasın.
Onu bulup doyuracak, ısıtacaksın.
İşsize iş, aş isteyene de aş sağlayacaksın.
Hastanın ilacı, dertlinin dermanı olmayı hedefleyeceksin ki koltuğun hakkını veresin.
Makamlar gelip geçicidir ama vebali kalıcıdır.
Sana oy verenin de vermeyenin de temsilcisisin
Başarının sırrı parti rozetini beş yıllığına çekmeceye koymakla başlayacak.
Kapın sonuna kadar, twitter’in, facebook’un, telefonun 24 saat açık olsun.
Kapalı kapılar ardında karar almayasın ki şaibe bulaşmasın.
Dalkavukların çevreni sarıp vatandaşla arana perde olmasına izin verme.
Hep sokakta, düğünde ve cenazede ol ki vatandaşın ayağına gidesin
Bu koltuğun sana emanet olduğunu unutma ki koltuk hastalığı başlamasın.
Devletin kasasını cebindeki para kadar aziz bilesin ki hesaplı olasın.
Halkın hizmetkarı olmak için daha çok şeyi bilesin ve daha çok göresin…

Emanete vebal getirme ki sen de emaneti verdiğinde yaradana rahat hesap verebilesin

Personelin eğer seni anlar ise senin enerjine enerji katacaktır.
Ama seni anlayamaz ise kambur üstüne kambur olacaktır.
Onun için personeline hep değer ver ve onları her yönden destekle.
Yoksa bu gemiyi karaya oturtursun
Emaneti emanet ederken de aynı hassasiyeti gösteresin.
Karar alırken danış ki en doğru karara ulaşabilesin.
Dalkavuklar rehberin olursa burnun pislikten çıkmaz.
Meclisinde akil insanlar olsun ki akıllı hareket edesin.
Gönül bağı kurmadan başarılı olamazsın.
Gönül bağını da menfaat umanlardan değil, çevresine rıza gösterenlerden seç.
Makamın fildişi kuleler yerine halkın mekanı olsun ki yanlış yapamayasın.
Sana ulaşamayan doğrular bilesin ki yanlışlar barajına takılır.
Bu baraj gün gelir seni silip süpürür.
Kimseye tepeden bakma ki alçalma.
Tepeden tepetaklak düşenler bir daha doğrulamaz.

Halkın meclislerinde bulunursan yanlışlarını anlarsın.
Zengin sofraları yerine fakir sofralarını seç ki açlığın ne olduğunu unutmayasın.
Açlığı unutmaz isen aş ve işin kıymetini bilip ona göre çalışırsın.
Hak, hukuk ve adaleti hep gözet ki adil olasın.
Boğazından yanlış geçmez ise doğruyu bulursun.
Ama bir kere geçerse bilesin ki burnuna halka geçmiş demektir.
Bu halka da seni oynatır dümbelekle.
Bu toplumun hamalı olasın ki hizmet edebilesin.

Doğru ol, dimdik dur ama dik başlı olma.
Eğilme, bükülme ama esnek ol.

Sana verilen vekaletin vebali işte bu kadar ağır.
Vebal ağır ama sana hizmet etmeyi Mevla nasip etti.
Bir hayır duası, bir dertlinin tebessümü belki de seni kurtaracak.

Bu gök kubbede bir hoş sada bırakabilirsen ne mutlu sana.