Değerli okurlarım, Yüce Rabbimize şükürler olsun ki, kameri yılın ilk kandiliyle bizleri memnun edecek. Kasım ayının 19. günü aynı zamanda Rebiyülevvel ayının 12.gecesi olan Mevlit kandilini idrak edeceğiz. Bu gece insanlığın yüz akı sevgili peygamberimizin cihanı teşriflerinin yıl dönümü olarak bize yeniden heyecan verecek.

   14 asır önce kâinatın en önemli olayı vuku buldu. İnsanlık imdadına koşacak kurtarıcısına miladi 571 yılında rebiyülevvel ayının 12. gecesi kavuştu. Gecenin sabahında, güneş ufuktan doğmadan bir nur dünyaya teşrif etti. Doğudan batıya bütün alemin nurlara büründüğü ilahi değişimin tecelli ettiği o gece olağanüstü haller meydana gelmişti. Mecusilerin ateşi sönmüş, Kisra’nın sarayının sütunları devrilmiş, sava gölü kurumuş, Kabe’nin hüzün sebebi olan putlar yerle bir olmuştu. Zulüm ve cehalet bataklığında kendini kaybetmiş insanlığın, kendine dönmesini sağlayacak bir nefes ve kurtuluş ümidi olacak peygamberimiz ilahi bir lütuf olarak gönderilmişti. Nitekim onun(sav) doğumu Allah’ın en büyük nimetlerinden biridir. Bu husus kuranda 'Ey Muhammed biz seni ancak alemlere Rahmet olarak gönderdik. And olsıun ki Allah müminlere içlerinden  ayetlerini okuyan onları  arındırıp temizleyen, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. Oysa onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler.(Ali imran suresi 107 Enbiye s.129)Ayetleri ile beyan edilmiştir. Bundan dolayıdır ki bizler de müminler olarak her yıl bu kutlu zamanda onun aziz hatırasını yad ederiz.

   Sevgili peygamberimizin doğumunu anmaktan gaye onun örnek hayatını anlamaktır. Anmaktan anlamaya çalışmaktır asıl olan. Onun insanlığa getirdiği evrensel değerlere sahip çıkmak ve insanlık onuruna yakışır bir hayat sürebilmektir. Nitekim Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim buyurarak bu gerçeğe işaret etmişlerdir. Giderek bencilleşen, yalnızlaşan, çıkara haz ve zevk merkezli bir hayat anlayışına yönelen çağımız insanının, onun yüce ahlakından ve rehberliğinden istifade etmesi kaçınılamaz, ihmal edilemez bir gerçekliktir.

    Ayrıca bu gece sebebiyle, İslam âleminin kan ve gözyaşıyla çevrelenmiş, hüzün dolu bahtsızlığına derman olacak bir hayatı ihsan etmesi için yüce Allah’a dua etmeliyiz. Ümmetin içine düştüğü bu buhrandan kurtuluşu için peygamber sevgisinin dilimizi ve hayatımızı kuşatması dileklerimizi ileteceğiz cenabı Allah’a. Ülkemizin içinde bulunduğu zor ve sıkıntılı sürecin geride kalarak her türlü şiddet, ihanet ve teröre karşı  daha dirençli ve azimli olmamız gerektiği düşüncesiyle yaşamayı  arzu etmeliyiz.

   Mevlit kandilini fırsat bilerek nasıl bir ümmet olduğumuzu sorgulayarak, gönül aynamıza bakarak, kaybettiğimiz değerlerimizi yeniden kazanma telaşı içinde olmalıyız. Onun ümmeti olduğumuz için Rabbimize şükretmeli sevgimizi saygımızı yeniden tazelemeli, neslimize insanımıza onu tanıtmanın heyecanını yaşamalıyız.

   Peygamber tasavvurumuzu da yeniden gözden geçirmek gibi mühim bir meselemiz vardır. Mübarek hayatının her anını hakkın, insani değerlerin daha iyi anlaşılması yolunda yaşamış bir zirve şahsiyet olarak bugün ve kıyamete kadar aynı kıymette olan tavsiyeleriyle önümüzü aydınlatmaya devam edecek olan Hz. Peygamberin hayatımıza yansıyacak öğütlerine kulak vermeliyiz. Sünneti içselleştirmek ve hayata taşımak yerine, şekil üzerinden tarife çalışmak alışkanlığından vazgeçilmelidir. Hedefe ulaştıracak sebepleri kutsallaştırmakla zaman kaybettik. Ve böylece asıl olanın hedefe varmak olduğunu unuttuk. Sünneti günümüz gerçeğine taşımak ve hayata katmak yerine, sakal boyu ölçmeye kalktık. Dişlerimizin temizliğini sağlayacak bir sebep olan ve o zamanın diş fırçası sayılan misvakın ne kadar kutsal bir ağaç olduğunu ispatla yorgun düştük. Mümin kardeşliği birilerine yetmemiş olsa gerek, benden değilsen ehli dalaletsin naraları attık.

“Komşusu açken tok uyuyan bizden değildir”,

Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz. Birbirinize sırt çevirmeyiniz.

Birbirinize haset etmeyiniz.(ve benzeri) sünnetlerine kulak tıkadık.

Yıllarca kutlu doğum etkinliklerini anma programı gibi idrak ettik, anmakla yetindik, anlamaya zahmet etmedik. Programlar rutine bağlanmıştı, heyecan kaybına sebep oldu. Ümmetiz dedik, biriz beraberiz dedik, süslü konuşmalar koca koca salonların duvarlarında kayboldu ve şimdi vicdanlar değer üretmezse ne hale gelirmişiz onu konuşuyoruz. Peygamber(As.) ne buyurmuşsa, tersini yapmanın nasıl bir perişanlık olduğuna şahit oluyoruz. Saygıyı, sevgiyi, merhameti, şefkati, dürüstlüğü, onurlu bir hayatı emeğe saygıyı, alın terinin kutsallığını, kul hakkını sünnetten saymaz, hayata katmadan yaşarsak; Mevlidi nebi sadece bir gecelik merasim olarak hatırlanır. Bu duygu ve  düşünceyle, Mevlid kandilinin milletimize,  insanlığa, siz değerli okurlarımızın  yüreğine, hayatına, huzur, sağlık  ve bereket getirmesini, sevgili peygamberimizin sevgisi  etrafında  birleşmeye vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz eder, kandilinizi şimdiden  tebrik ederim.