Konumuz spor olunca günümüzde gelişen spor olaylarının kısa değerlendirmesini paylaşmak istiyorum. Bizim için erken biten Avrupa Futbol Şampiyonasına katılma hakkını elde edemeyen A Milli takımımızın sergilediği performansı hepimiz görmüştük, bu konuya girmek istemiyorum, fakat nasıl oluştuğu konusunda görüşlerimi aktarmak istiyorum.

Önümüzdeki hafta başlayan UEFA Uluslararası B ligi 3. Grupta mücadele eden A Milli takımımız ilk maçında kendi sahamızda Macaristan’a 0-1 mağlup olurken, İkinci maçını deplasmanda Sırbistan ile oynadı.

Bu müsabakada da 1 puan almış gibi gözükse de 2. yarıda bir kişi eksik kalan ev sahibi Sırbistan’ı mağlup etmeyi maalesef başaramadık. Bu iki sonuçtan sonra Türkiye Uluslararası Ligi B Grubunda kaçıncı olur diye şimdiden merak edilmeye başlandı.

Günümüzde şu bir gerçek ki, başta Futbol Federasyonu ve kulüplerimizde görev yapan seçilmiş teknik adam ve ekiplerin şu an ki futbolun ihtiyaçlarını karşılayacak kapasitede olmadıklarını, Milli Takımımız ve kulüp takımlarımızın, ülkemizdeki ve uluslararası müsabakalarda aldıkları sonuç ve performansları bize bunu gösterdiği kanısındayım.

Konuya hakim olamayan birileri tarafından kulüplerin başına getirilen ve onların görevlendirdikleri sorumluların kurdukları ve beslendikleri bu sistemin futbolun ihtiyaçlarını karşılamadığını ama futbolun onların ihtiyaçlarını karşıladığını hepimiz görmekteyiz.

Konuya sıcak bir örnek verecek olursak, bizden daha kısıtlı imkanlara sahip olan Galler, İzlanda’nın yaptıklarını hepimiz gördük. Ben bunların başarısının sebeplerini biraz araştırdım. Lobiler, menajerler ve birilerinin adamı olarak değil, yaptıkları işlerde başarılı olan konusunda deneyimli olan kişilere görev vererek bu başarıları elde ettiklerini gördük.

Ama ülke olarak maalesef söz sahibi yetkili kişilerin yetkilerini yanlış kullanmalarının sonuçlarını ülke olarak başarısız sonuçlarla ödüyoruz. Bundan sonra da günü kurtarmak için yetkililer tarafından ‘Yeniden yapılanmaya gideceğiz bunun hesabını soracağız’ gibi laflarla yola devam etmeye çalışıyoruz.

Yukarıda söz ettiğimiz sistem maalesef ki ulusalda nasılsa, yerelde de aynı devam ediyor. Bütün bunlar başarısız kişilerin başarısızlıklarını örtüp unutturmak adına beslendikleri ve bunlara bağlı kişi ve kuruluşların gündem değiştirme ve kendi sistemlerinin kazanacağı çalışmaları bir takım kulağa hoş gelen söylemlerle kamuoyuna anlatmaya çalışıyorlar.

Bu yaptıkları çalışmalar ile kendi kurdukları sistem ve içindekiler kazanıyor olabilir. Fakat başta ülke futbolu ve yereldeki futbol olayı gittikçe batağa saplanıyor. Bu sadece futbolla sınırlı değil kısa bir örnek ile yazımı sonlandırmak istiyorum geçtiğimiz yılda düzenlenen Avrupa Atletizm Şampiyonasında Türk Milli takımı adına yarışan 50 sporcunun 16 sının devşirme olduğunu biliyor muydunuz ve şimdilerde de bu sporcuların bazılarının da dopingli olduğu belirlendi? İşte gelinen nokta.