14 Mart Dünya Böbrek Günü sebebiyle böbrek hakkında bilinmeyenleri açıklayan Sorumlu Hekim Arzu İsmailvelioğlu, “Diyaliz, yarı geçirgen bir membran aracılığıyla hastanın kanı ve uygun diyaliz solüsyonu arasında sıvı-solüt değişimini temel alan bir tedavi şeklidir. Sıvı ve solüt hareketi, genellikle hastanın kanında diyalizata doğrudur ve bu diyalizatanın uzaklaştırılması ile hastada mevcut olan sıvı-solüt dengesizliğini normal değere yaklaştırır. İki türü vardır: Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi. Hemodiyaliz; hastadan alınan kanın bir membran aracılığıyla ve bir makine yardımı ile sıvı ve solüt içeriğinin yeniden düzenlenmesidir. Periton Diyalizi; Damar erişimi sorunları olan, tedaviye cevapsız kalp yetmezliği, kalp kapak hastalıkları olan, 0-5 yaş arası çocuklar, klinikten uzak kalmayı isteyen, bağımsız olmak isteyen hastalarda tercih edilen, karın zarından özel bir kataterle girilerek yapılan diyaliz şeklidir” dedi.

   Tedavinin planlandığı durumlar hakkında İsmailvelioğlu, “Kronik hemodiyaliz tedavisi hastanın kalan böbrek fonksiyonlarına ve diyetle aldığı protein miktarına bağlı olmak üzere haftada 2-3 kez, 4 saat süreyle uygulanır.

   Böbrek fonksiyonlarının %80-90’ını kaybetmiş hastalar, böbrek yetmezliğine bağlı tedavisi önlenemeyen kusma, tedaviye cevapsız sıvı fazlalığı, böbrek yetmezliğine bağlı kanama eğilimi, böbrek yetmezliğine bağlı bilinç bulanıklığı, böbrek yetmezliğine bağlı perikardit hallerinde hastalara diyaliz tedavisi planlanır” açıklamasını yaptı.

İsmailvelioğlu, “Tek böbrek yeterlidir”

    Böbrek nakli gereken durumlar hakkında da İsmailvelioğlu, “Diyaliz ve nakilden başka hiçbir tedavi imkanı kalmayan hastaların yaşam kalitesini arttırması ve kalıcı iyileşme sağlanması için genel olarak böbrek nakli tavsiye edilir. Tek böbrek yeterlidir. Canlı verici olmanın bir zararı yoktur. Yapılan çalışmalarda tek böbreğini bağışlayan insanlarla, aynı sağlık durumunda olup iki böbrekle yaşayan insanları kıyasla uzun yıllar yapılan takiplerde bir fark olmadığı görülmüştür.

    Böbrek hastalarının uygun bir tedavi programı ile çalışma hayatlarına devam edebileceğini ifade eden İsmailvelioğlu, “Bir hemodiyaliz merkezinde diyalize girmeye başladığınızda, size iş veya eğitim programınıza uygun bir tedavi planı sunulacaktır. Diyetisyen eşliğinde öğünleriniz ve menüleriniz planlanarak yapıldığında bir restoranda bile yemek yiyebilirsiniz. Fiziksel hareket, sınırları belirlediğinizde her zaman size faydalı olacaktır” dedi.

Her türlü imkan sağlanıyor

    Yalova Devlet Hastanesi Hemodiyaliz Merkezi’nin imkanları hakkında bilgi veren İsmailvelioğlu, “Yalova Devlet Hastanesi Hemodiyaliz Merkezi’nde 23 adet cihazımız bulunmakta olup, 68 hastamız aktif olarak hemodiyalize alınmaktadır. Kapasitemiz 75 hastadır. Hastalarımızın ulaşımı Hemodiyaliz Merkezimize tahsis edilmiş olan servis aracıyla sağlanmaktadır. Araçlarda yatalak olan hastalarımız için sedyemiz bulunmakta olup hastalarımız tedavi gün ve saatlerinde evlerinden bu araçlarla alınıp tedavi bitiminde yine evlerine bırakılmaktadır” dedi.

    Önlem almak konusunda ise Sorumlu Hekim Arzu İsmailvelioğlu, “Günümüzde check-up dediğimiz rutin kontroller önerilebilirlik açısından çok önem arz etmektedir. Nefrolojik check-up’larımız; Şahısta doğumsal veya sinsi seyreden primer bir böbrek hastalığı ortaya çıkarmak için; diyabet varsa böbrek problemi oluşmadan önlemek ve tedavi etmek için; Hipertansiyonu varsa böbreklerin durumunu araştırmak için yapılır. Sadece ciddi yapılmış ve iyi değerlendirilmiş bir idrar tahlilinin bile böbrek hastalığı tanısı koydurmada iyi bir rehber olabileceği unutulmamalıdır” açıklamalarında bulundu.