Tamamı bir soluk hayat yaşıyoruz hepimiz.
Yalnızlığın ise insanoğlu için yaşanmaz bir hayat olduğunu hepimiz biliyoruz.
Fikirlerimizle, işimizle, sosyal hayatımızla, inançlarımızla yöresel ve ulusal kimliğimizle aynı ağacın dallarına tutunmuş birer yaprağız hepimiz aslında bu hayatta.
Her gün birkaç yaprak dökülürken hayat ağacımızdan sırasının bize yaklaştığını düşünmüyoruz bile.
Sevgiden yoksun bir dille fikirlerimizi ve ya karşıtlıklarımızı haykırıyoruz en kaba sözleri sarf ederek.
Hepimizin ortak değeri olan ve gözbebeğimiz gibi koruması gereken, bizler için dağlara ölümle, ölümüne mücadele eden kahraman ordumuza en ağır sözleri söyleyebiliyoruz, hayasızca.
Günlük hayatta birlikte olduğumuz hayat ağacında beraber yaşadığımız insanları, bizim gibi düşünmüyor diye en ağır sözlerle tanımlıyoruz.
Siyasetin sevgiden yoksun sivri ve acımasız bir dili sokaklara kadar inmiş, sosyal medya adeta birbirine hakaret eden insanların mesajlarıyla dolup taşıyor.
Herkesin ortak değerlerimize saygı göstermek dışında özgür düşüncelerine saygı göstermek erdemliğini göstermek yerine, bize göre ötekine en ağır sözcüklerle hakaret etmeye devam ediyoruz.
Herkesi ötekileştirmeye ve ya bizleştirmeye çalışırken şu kısacık ömrümüzü kısır ve sonuçsuz tartışmaların odağı haline getiriyoruz.
Şehirleştikçe ve zenginleştikçe yalnızlaşıyoruz. Her geçen gün içimizdeki sevgiyi, paylaşmayı, hoşgörüyü beslemek yerine, kibri, gururu ve bencilliği besleyerek hem kendimizin hem de toplumun mutsuzluğuna katkı sağlıyoruz.
Onlar yıllar önce Anadolu’nun köylerinde yoksulluğun içerisinde dedelerimizin yaşadığı sınırsız mutluluğu yaşamayı beceremiyoruz.
Makam, mevki statümüz ne olursa olsun içimizdeki sevgiyi besleyip çoğaltmadıkça gerçek mutlu hayat hikayemiz asla olmayacak.
Mutluluğun en büyük sermayesi sevgiyi kendimizden, ailemizden, komşularımızdan hatta bize göre ötekilerinden esirgemeyelim.
Sevgi tohumlarını olduğumuz her yere serpip onları, onları beslemeye çalışalım.
Sevgiyi besleyerek oluşturacağımız bir toplumda hepimizin çok daha mutlu bir yaşam süreceğimizi unutmamalı.
Hayat ağacından ayrılma vakti gelmeden son yolcuğumuzda arkamızda bizleri hüzünlü kalpler ve tebessümlü yüzlerle uğurlayacak binlerce dost biriktirenin gayretinde olalım.
Hoşça kalın, sevgiyle kalın.