Başlıkta kullandığım bu soruya, acaba kaç siyaset yapan kişi doğru cevabı verir?

31 Mart Mahalli Seçimlerinde belediye başkanı olacak adaylar, tüm siyasi partiler tarafından belirlendi. Özellikle iktidarda olan AK Parti’den belediye başkanı olmak için kıyasıya bir yarış yaşandığını iki aylık süreçte gördük.

Belediye başkanlığına, il genel meclis ve belediye meclisine aday olmak için her türlü eleştiriye maruz kalma uğruna, gelenek, görenek, adalet ve hatta inançlarından ödün verenler, bu makamların kazanılması, kazanılan bu makamlara seçildiğinde vicdanen; ‘Ben bu makama yakışıyorum, bu makam benim hakkımdı, benden daha donanımlı biri yoktu. Her türlü zorluğu rağmen ben bu görevi layıkıyla yaparım. Her partili vatandaşıma, seçim döneminde beni en çok eleştiren kişiye dahi gidip, iş yerlerinde, evlerinde kucaklarım. Kin, nefret, rant ve haramdan uzak kalarak görevimi yaparım’ diyebiliyorsa, bu kişiler bu mevki ve makamları hak etmişler diyebilir, kendilerine, ‘Allah yardımcınız olsun’ diyebiliriz.

Bunu söyleyemeyenler, zafer sarhoşluğu içinde güç zehirlenmesi yaşayan adaylarının vah haline. Bu mevki ve makamların bir gün sonu olduğu asla unutulmamalı, belediye başkan adaylığı ve diğer makamlar için seçilenler, Allah rızası için seçildikleri görevlerinin hakkını vermelidirler.   

Dava adamının kırık çizgisi olmaz

  Belediye başkan adayları belirlendi. İster A partili, ister B partili fark etmez. Bir partide yöneticilik yapmış, mevki ve makam sahibi olmuş. Partim, davam diyen siyasetçiler, adaylık başvurularında bulunmuş ama aday gösterilmeyen arkadaşlar, makam için, rant için, kişiye kırgınlık ve küskünlük için partinizi, davanızı yarı yolda bırakmayın.

  Siyaseti her daim kirli yapanlarla aynı kulvarlarda bulunmayın. Kendinizi başkaları için kullandırılmayın. Geçmişte sizin mensubu olduğunuz partiye oy veren vatandaşa olan saygınızı yetirmeyin. Çizginizi düz tutun. Ne yapıyorsanız yapın, yaptığınız şey öncelikle Allah rızası için olsun…