BBP Yalova İl Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada Ahmet Naci Gürelman’ın il başkanlığına getirilmesi ile ilgili olarak,

“Büyük Birlik Partisi Genel Merkezimizin 16 Nisan Referandumunda Evet kararını açıklamasından sonra

Yalova Büyük Birlik Partisi İl Teşkilatımız Genel Merkezimizin almış olduğu kararı desteklediğini açıklaması üzerine İl başkanımız , Genel Merkezimizin kararını onaylamamış ve kararını Hayır olarak açıklamış, partimizin ve hareketimizin sıkıntıya girmemesi için kendisine ve misyonuna yakışanı yapmış İl Başkanlığı görevinden ayrılmıştır.Kendisine bugüne kadar yapmış olduğu maddi ve manevi desteklerinden dolayı teşekkür ederiz.

Yalova İl yönetimi olarak İl Başkan yardımcımız Ahmet Naci Gürelman’ın İl Başkanlığına getirilmesi ile yolumuza devam ediyoruz.

Bizler Büyük Birlik Partisi olarak Kuruluş umdelerine bakıldığında darbelerle getirilmiş antidemokratik sisteme muhalif, bir partinin alternatifi veya muadili değil tamamen sistemin alternatifi olmayı kendine şiar edinerek Türk siyasi hayatına bir değer olarak katkı sunmuş milletimizin bu kokuşmuş sisteme karşı yükselen çığlığı olmuştur. Bugüne kadar dostunun yanlışına dahi dur diyebilen, düşmanın doğru yaptığı işlerde yanında durma cesaretini gösterebilen tek ve yegâne siyasi harekette Büyük Birlik Hareketidir.

Antidemokratik yollarla Cuntacı zihniyetin ortaya koymuş olduğu 82 anayasası milletimizin âli menfaatleri için değil güç odaklarının payandalığını yapmak için oluşturulmuş bir darbe anayasasıdır. Kurulduğumuz günden bu yana bu anayasanın değişmesi gerektiği ve milletimizle barışık sivil, demokratik, milli ve inanç özgürlüğünü öne alan bir anayasa getirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Bu çerçeve de Türkiye Cumhuriyeti Devleti hükümetlerine defalarca teklifte bulunarak bu sistemin değişmesi için büyük bir çaba ve özveri gösterdik. Tam manasıyla, kâmil anlamda bir değişiklik teklifi sunulmasa dahi ülkemizin içinde bulunduğu kritik durum göz önüne alındığında feraset sahibi her vatandaşımızla aynı ortak görüşün etrafında toparlanmak devletimizin yarınları için çok büyük bir öneme haizdir. 16 Nisan’a kadar devam edecek bu süreçte ülkemizdeki ahlak siyaseti ve milletimizin birlikteliği için temsil makamında olanların kullanacakları birleştirici ve bütünleştirici bir üslup yarınlarımıza güvenle bakmamıza teminat olacaktır.

Tercihini evet ya da hayır yönünde kullanan herkesin bu ülkenin vatandaşı olduğu göz önünde tutularak her kesimin kararına saygılı olunmalı ve milletimiz kutuplaştırılarak uçuruma sürüklenmemelidir. Hareketimiz için de şahsi kararları farklı olan arkadaşlarımızın kararlarına saygı duymaktayız fakat şahsi kararlarının medya önünde hareketimize dair makamlarda parti kararıymış gibi takdim etmekte ne teşkilat yapımızla ne de Türk töresiyle bağdaşmaz.

Görülmektedir ki vatanımız, milletimiz ve gönül coğrafyamız dünyanın kanını emen emperyalist odaklar ve onların işbirlikçileri tarafından büyük bir tehdit altındadır. Gizli veya açık olarak devletimiz bir kuşatma altında, milletimizin varlığı tehlike altındadır.

Devletin bekası ve milletin bağımsızlığı söz konusu olduğunda anadan, yardan, serden geçmek  Büyük Birlik Partili idealist kadrolarının en büyük hasletlerindendir. Bizler için devletimiz, milletimiz, vatanımız ve bayrağımız söz konusu olduğunda bu kutsal değerlerden asla taviz veremeyiz. Ülkemizin yakın siyasi tarihine bakılarak anlaşılabileceği üzere satmayan, satın alınamayan kadrolardan müteşekkil Büyük Birlik hareketi  Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’ndan alınmış emaneti gözbebekleri gibi korumaktadır. Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’ndan bu yana izlediğimiz yol haritası doğrultusunda millet adına ve milletin yanında tavır alışımız devlet ve millet düşmanı bir takım odaklarca engellenmeye çalışılmaya devam etmektedir. Kendilerini basın önünde hareketimizin “ağır topları” parantezinde nitelendirip yıllardır hareketimizde üyelik dahil hiçbir görevi ve bağı olmayan kişilerin açıklamaları alınan kararı itibarsızlaştırmaya yöneliktir. Hareketimizin mensubu olmanın şeref nişanesi olan bir takım sıfatlarla Partimiz adına yapılan açıklamalar camiamız ve milletimiz nezdinde önemsizdir. Emperyalist devletler ve küresel güçler 16 Nisanda yapılacak olan referandumdaki sistem değişikliğine karşı çıkarak Türkiye’nin iç işlerine müdahale etmekte,ülkemizi ekonomik ve siyasi baskılarlar altına almakla tehdit ediyor,  bu minvalde Papa devreye giriyor.

Papa Vatikan’da Hıristiyan Avrupa Ülkeleri liderlerini ağırlayarak İslam’ın son kalesi olarak gördükleri Türkiye’ye toplu resim çektirerek Hıristiyan birliğinin yani Haçlı ittifakının bir ve beraber olduğu mesajını vermiştir.Bu mesaj Hilal ile haçın savaşı olduğunun göstergesidir..Haçlı ittifakının bu mesajına karşılık olarak  aziz milletimiz 16 Nisanda yapılacak olan referandumda ‘’EVET ‘’diyerek  Vatikan’da toplanan bu şer cephesine en büyük mesajı vereceğine inancımız tamdır.

Devletin ve Milletin bekası söz konusu olduğu gün, bugündür.

Bu haçla hilalin savaşıdır. Devlet, millet, vatan ve bayrak için Büyük birlik olma zamanıdır” ifadelerine yer verildi.