Düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Demokrat Parti Yalova İl Başkanı Ahmet Özsümer, ”Yöneten değil, yönetilen, talep eden değil, önüne konana razı bir Yalova olduk, çıktık” dedi.

Özsümer açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Özsümer, ”Bedelini tüm Yalova ödüyor”

“Demokrat Parti Yalova teşkilatı olarak, yerel seçimler sürecin de göreve geldik, seçim atmosferinde, değerlendirme imkânı bulamadığımız, Yalova’mızın son yıllarda yaşadığı yönetim zafiyetini ve sıkıntıları kamuoyu ile paylaşmak için bu gün sizler ile bir arada bulunuyoruz. Maalesef son yıllarda göreve gelen iktidar partisi temsilcileri, kendilerini Yalova’nın, Ankara’daki temsilcileri olarak görmek yerine, Ankara’nın, Yalova’daki temsilcileri olarak görmek gibi bir zafiyet içindeler. Halktan uzak, makam odalarına kapanmış, korumalar eşliğinde hareket eden, sorgulamaya, sormaya çekinen, siyasi anlayışın bedelini tüm Yalova ödüyor.

Özsümer, ”Yalova belediyesi hepimizin”

Yalova Belediyesinin avukatlığına soyunmadık” diyerek sözlerine başlayan Demokrat Parti Yalova İl Başkanı Ahmet Özsümer, “Geçen dönem YASKİ için verdiğimiz mücadeleyi Yalova biliyor. Basın toplantılarımız devam edecek, sadece Yalova Belediyesi değil, Yalova’daki tüm belediyelerin ve yerel yönetimlerin takipçisi olacağız ama Yalova Belediyesi hepimizin, kaybettik diye cezalandırmak doğru değil, Yalova Belediyesi güçlü olmalı, kim yönetirse, yönetsin.

Meclis çoğunluğu bizde diyerek, kredi talebini engelleyelim, zor durumda bırakalım, yönetemez duruma düşürelim, belediye yönetimine kayyum atansın zihniyeti, mağlubiyeti içine sindirememe ve intikam alma içgüdüsü ile hareket etmekten öteye geçemeyen ucuz siyasettir. Yalova’nın bütün sorunları bitti, bir Yalova Belediyesi mi kaldı. Borcu olmayan belediye var mı da, Yalova Belediyesi’ne ekonomi ve tasarruf dersi veriyorlar? Bu bütçeyi siz onaylamadınız mı, özel kalem bütçesinde imzanız var mı, yok mu?

Özsümer, ”Belediyenin borcu 50 milyon az olurdu…”

2014 yılında belediyeyi, kendi elleri ile hediye edenler, bu gün siyasetçilik oynuyor. 2014 seçimlerinde gül gibi geçiniyordunuz, şimdi ne oldu? Geçen dönem, sadece, SGK borcuna karşılık mahsuplaşması talep edilen ve mecliste ret edilen, emniyete tahsis ettiğimiz binayı devretseydik, emniyete tahsisi SGK yapsaydı ne olurdu? Belediyenin borcu en az 50 milyon az olurdu, zoraki gurup kararlarıyla oluşan kamu zararının hesabını kim verecek?

Yasaların Belediye Başkanı’na verdiği şirket yönetimini belirleme yetkisini, genelge ile meclise devir etmek ayrı bir garabettir. Belediye, çalışanlarına maaş ödeyemez, yaptırdığı işlerin karşılığını veremez duruma düşerse, bunun siyasi vebali döner dolaşır bu zihniyeti bulur.

Özsümer, ”Borçsuz bir belediye devralmak istiyoruz”

Hayırda varız diyorsanız bir araya gelin, Yalova Belediyesinin kamuya tahsis ettiği mülklerin bir bölümünü, kamu borçlarına karşılık mahsuplaşma yoluna gidin, zaten bu mülkleri resmi kurumlar kullanıyor. Belediyeler bütçeleri ile bina yapıyor, iyi niyetli olarak kamudan tahsis talebi geldi mi tahsis ediliyor, ama kamu borçları devam ediyor, üstüne üstlük birde faiz çalışıyor. Borçlanan kim? Yalova halkı. Borcu yönetilebilir seviyeye çekin. Bunu iktidar partisinin belediyeleri yapıyor. Biz 4 buçuk yıl sonra, sandıkta, borçsuz bir belediye, devralmak istiyoruz.

Özsümer, ”Alternatif çevre yolu, yılan hikâyesine döndü”

Yalova da siyasi iradenin atanarak göreve gelen bürokrattan farkı kalmadı. Bunun sebebi, belki kongrelerde dahi, atanarak göreve gelmelerinden olabilir. İşleyen kurumlar dahi deneme yanılma yöntemiyle iş yapamaz duruma getirildi. Sorgulama, inisiyatif koyma, Yerel iklimimize uymayan keyfi tasarrufların uygulanmasına dahi, bırakın hayır demeyi, efendim bir kez daha düşünseniz deme lüksleri bile yok.

17 ulaştırma bakanı görmüş, Yalova-Armutlu otoyolu. 2002’de Binali Yıldırım Ulaştırma Bakanı olduğunda 47 yaşındaymış, 4 dönem bakanlık yapmış, 1 dönem başbakanlık, 1 dönem TBMM Meclis Başkanlığı, aralarda da 3 defa büyükşehir belediye başkan adayı olmuş, 45 kilometrelik yol inşaatı hala devam ediyor. Yıldırım bu gün 64 yaşında. Soran var mı? Yok. Ama Dörtyol’a köprülü kavşak yapıldı mı, koşturan koşturana, sanki fotoğraf çektirme alanı. Alternatif çevre yolu, yılan hikâyesine döndü, akıbeti belli değil. Üst ölçekli planlar bahane edilerek 5 yıldır birçok konu öteleniyor, hal böyle olunca belediyelerin eli, kolu bağlanıyor.

Özsümer,”Talep patlaması yaşarız artık”

Çadır okullarda Türkiye’nin ilk 3 ili arasına giren Yalova’nın eğitimde esamesi okunmuyor.

Deprem sonrasında yıkılan, güçlendirme geçiren eğitim kurumlarımızın olduğu, öğrencilerimizin çadırlarda, prefabrik binalarda eğitim aldığı dönemlerde Yalova eğitimde Türkiye’nin önde gelen illeri arasındayken, bu gün geldiğimiz yer ortada.

Ama Iraklı göçmenlere, apartmandan bozma binayı okul yaptırmaya, meteoroloji arsasına okul binası dikmeye gelince, bir günde zoraki aldırılan gurup kararları da gördük. Aman ha, sakın itiraz etmeyin talep Ankara’dan geldi. Resmi kurum talebi tartışılamaz, onlar Yalova’yı bizden iyi bilirler.

Üniversite ayrı bir alem, her yıl öğrenci sayısı azalan tek üniversite. Ama neyse büyük sorun çözüldü, girişi köprü altından kurtarıldı, bir kaç yüz metre geriye taşınıyor. Talep patlaması yaşarız artık.

Özsümer, “400 yataklı hastane, Suriyelilere yetmez”

“Şimdi diyecekler ki, sağlıkta daha ne yapalım, 400 yataklı hastane yapıyoruz.

Hastaneyle yatıyoruz, hastaneyle kalkıyoruz, ihalesi yapılıyor, hepsinden ayrı açıklama ’İhalesini yaptık’, inşaat şantiyesi kuruluyor, yine aynı manzara, ardı ardına açıklamalar, ’Bak yapılmayacak diyordunuz, gördünüz mü’, hafriyat çalışmaları başladı, Eyfel Kulesi sanki, onunda önünde resim çektirmeyen kalmadı. O hastane bittiğinde Yalova’da yaşayan Suriyelilere yetmez. Ve en komiği hastane yapılıyor, söylenen 2 bin kişiye istihdam sağlayacağız, sanki fabrika kuruyorsunuz. 5 yılda, daha hastane temelini atamadılar, Biz Yalova’yı 1 senede il yaptık. Yalova Devlet Hastanesi’nde bazı hayati önem taşıyan bölümlerde ya doktor yok, ya da tek bir doktor hizmet vermeye çalışıyor, ondan da direk randevu alamıyorsunuz, başka bir doktorun havale etmesi lazım. Birçok doktor özel hastanelere transfer oldu.

Hasta odalarını gezip resim çektireceğinize, makam odasında halk günü yapacağınıza, gündüz devlet hastanesinin polikliniklerini, akşamları acil servisi gezin, vatandaş ne durumda bir bakın.

Özsümer, ”2 yıl içinde devreye soktuk…”

Yalova’nın bize göre öncelikli konularından biri, geçen 5 yıl siyasi ön yargının aşılamadığı konulardan biri. Geçen dönem YASKİ’de Güneş Enerjisi Santralini kurmadan önce ilk projemiz, deprem de kopan derin deşarj hattının yenilenmesi olmuştu. 2 yıl içinde devreye soktuk ve şu an kıyıdan 1000 metre açığa ve 40 metre derinliğe, atık sularımız arıtılarak deşarj ediliyor. Ancak kanalizasyon hatlarına ciddi anlamda yağmur suyu ve içme suyu hatlarında ki kaçaklardan dolayı temiz su karışıyor. Ayrıca içme suyu isale hattı artık ömrünü tamamlamış durumda. Ne durumda olduğu belirsiz borular ile evlerimize içme suyu veriliyor. Belediye elindeki imkanlar nispetinde lokal müdahaleler yapsa da, hazırladıkları isale hattı projesinin en kısa zamanda hayata geçmesi önem arz etmektedir. Bu konuda belediye, Yeşil Körfez Su Birliği işbirliğine, bizim belediyemiz, onların belediyesi demeden devlet desteği, sağlanmalıdır. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği ‘Şerde fren, hayırda destek olacağız’ ifadesine, bu konuda bari uymalarını temenni ediyoruz.

Özsümer, “Kentsel dönüşümde, çivi çakılmayan bir Yalova”

2009 yılında göreve geldiğimiz de şehrin göbeğinde, depremin en derin izlerini taşıyan Hacı Mehmet Ovası önceliğimiz olmuştu. Enkaz halinde ki binalar, kapanmış sokaklarıyla, izbe, karanlık bir ova. 3 defa sırf siyaset yapma uğruna yaptığımız planlar mahkemelere taşındı, iptal edildi, yılmadık yeniledik, 2 uçuk kat ve yüzde 30 olan imar planlarını 3 kat ve yüzde 40 olarak değiştirdik. O günler de ‘Ölüm ovasını imara açıyorlar’ dediler, bu gün adı Adnan Menderes Mahallesi ve o gün mahkemeye verenler, bu gün örnek mahalle ilan etti. Ardından Bağlarbaşı Mahallesi’nde kentsel dönüşüm projesi hazırlandı, ihalesini yaptık, kazma vuracağımız dönem seçimler geldi proje rafa kalktı. Çok emek verilen bu projenin devlet tarafından yapılması için devreye girdik, bu gün geldiğimiz nokta, kârlı bulunmamış. Emniyet güçlerinin en çok mesai verdiği bölgede kârlı değil diye devlet kentsel dönüşüm yatırımı yapmıyor, sokakta uyuşturucu içip komaya giren gençleri toplamak, silah sesleri eşliğinde uyumak daha ucuz herhalde. Cumhurbaşkanı, alan bazlı kentsel dönüşüm diyor, bakıyoruz, belediye 4 kat ısrarını her yerde sürdürmeye devam ediyor, o da haklı, tek başına sorumluluk almak istemiyor. Çevre Şehircilik Bakanlığı bu işi ne zaman bizden alacak diye bekliyor, meclis çoğunluğu olan iktidardan da tık yok, aman ne halleri varsa görsünler, bu topa girmeyelim diyerek kulaklarının üstüne yatıyorlar, deprem yaşamış, 40-50 yıllık binalar cephelerini yenileyip ayakta durmaya çalışıyor. Deprem yaşamış binalardan en kısa zamanda kurtulmamız lazım, bu konuyla ilgili teşvik edici plan notlarının acil alınması lazım. Hem hayat kurtaracak hem de belediye ve sektöre taze kan olacak bu konuya öncelik verilmesi lazım.

Hiç kimse üst ölçekli plan mazeretinin arkasına sığınmasın. 15 gün sonra birlikte deprem anıtında helva dağıtıp ‘Unutmadık; unutturmayacağız’ diyerek dua etmek çözüm değil.

Özsümer, ”Yalova 17 yıldır, aynı yerde”

Yalova’nın sorunu Suriyeliler değil, ev sahipliğini beceremeyip sessiz kalan, siyasi irade. Yalova da yaşanan şu an ki Suriye ve Iraklı işgali, Ankara'dan gelen her fanteziyi emir olarak kabul eden siyasi zihniyetin eseridir. Yasa, ’Geçici koruma altında olan yabancıların tabi olduğu Kanun ve Yönetmelik maddeleri hiçbir koşul altında Türk vatandaşlarına sağlanan hak ve imkânlardan fazla olacak şekilde yorumlanamaz’  diyor. Yalova’da manzara, evlere şenlik, resmi rakam, kılçıksız 28.000, bir de kaçaklar ve Yalova’nın sahipsizliğinden diğer şehirlerden gelenler ile neredeyse merkezde yarı yarıyayız. Her türlü, iltimas ve imtiyaza sahip bu vatandaşlar şehre çökmüş durumda. Sesleri çıkıyor mu yok. Bu konuyu gündeme kim taşıyor? Yalovalı, Yalovaspor’a gönül vermiş, genç kardeşlerimiz taşıyor. Kısacası, şu an Yalova’ya siyasi irade hakim değildir. Biz, ilçe başkanının, şehrin menfaati için, bakana, genel başkana, başbakana hesap sorduğu bir Yalova’da yetiştik. Cumhurbaşkanımız, ‘AK Parti sırça köşklerde siyaset yapan, halka tepeden bakan siyasetçilerin yeri değildir’ dese de, Yalova 17 yıldır, aynı yerde.”

Haber/Fotoğraf: Oğuzhan Erduran