“Bana göre dünyanın en güçlü devleti Almanya” diyerek sözlerine başlayan Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, ”Arabada 10 tane marka saysak 8’i Almanya’ya ait. Onun dışında sistemini mükemmel kurmuş, oturtmuş ve disiplini harika olan bir ülke. Bizim Türkler de o sisteme ayak uydurmuş durumda ve zaten ayak uydurmak zorundalar” dedi.

Salman, ”Absürt bir yaklaşım, doğru bir yaklaşım değil”

Suriyelilerin ülke genelinde ciddi sorunlara yol açtığını ve konu hakkında en kısa zamanda ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini belirten Salman, “Suriyeliler ciddi bir sorun ülkemizde, Yalova’da olmak üzere giderek de artmaya başladı. Tehlikeli boyutlara ulaşır mı? Ulaşabilir. Bu konu hakkında belediye olarak bizim yapabileceğimiz pek bir şey yok. Bu bir devlet politikası. Şimdi artık geri nasıl göndeririz tartışmaları başladı. Bizim de Almanya giden insanlarımız ilk başta sorun yaşamış tabii ki de ama oranın kurallarına uymak zorunda olduğunu anlayınca artık bir Alman gibi yaşıyorlar. Belli bir yaştakiler de hala aynı hastalık var. Tutup da arabanın içinden dışarıya pet şişesi atmak yine Türkler de var. Yere bir izmarit atmak, yine bizim Türklerde var. Belli bir genç yaşta olan jenerasyon da yok belki ama bizim ülkenin alışkanlığından geçmiş insanlar. Bu konular ne yazık ki devam ediyor. İşte Suriyelilerin de buraya geldiği zaman uyum sağlaması lazım. Çimlerde oturup nargile içmemesi lazım. Bu konuda bize gelen şikayet çok fazla. Ben işin pek fazla ekonomik kısmına katılmak istemiyorum. Çünkü biraz geçmişe gidersek eğer, Almanya da Türk tabelaları dolu, Türk işletmeler dolu. Bana geliyor diyor ki ruhsat verme. Öyle bir şey yok, nasıl ruhsat vermeyeceğim. İnsanlar koşulu sağladıysa, kanun hakkıyla ben vermek zorundayım. Adam yarın mahkemeye gider mahkemeyi kazanır. Absürt bir yaklaşım, doğru bir yaklaşım değil” ifadelerine yer verdi.

Salman, ”Yani aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık”

  “Zamanında emlak sektörüyle başladılar. Emlakçılar yanlarına Arapça biliyor diye Arap personelleri aldı. Bu personellerden bazıları belli bir süreç içerisinde kendilerine ortak buldu. Ondan sonra buradaki sistemi öğrendiler, gördüler. O zaman kendileri dükkan açtılar. Bu sefer de bizimkiler bağırmaya başladı. Yani para kazanırken iyiydi. İyi de para kazanıyorlardı. Ama ne zaman ki kendi ekmeklerine dokunmaya başlayınca, başladılar bağırmaya. Sadece emlak için söylemiyorum bunu. Emlakçılıkla başlayıp diğer sektörlere de bir sürü mülteci çalışır durumda. Bir şey daha var. Şu an onları rahatsız etmiyor ama yarın öbür gün rahatsız etmeye başlar. Seçim döneminde özellikle gördüm. Fatih Caddesi’nde de, İstanbul Caddesi’nde de. Çünkü ikisi de ticaretin yoğun yapıldığı yerler. Müşterilerin çoğu Arap. Örneğin geçen bir balık işi yapan kardeşlerimiz geldi ve dediler ki bize gelen 75’i Arap kökenli. Onlar tarifeye bakmadan sipariş veriyor. Bizim Türkler geldiğinde tarifeye bakıp en ucuzu seçip öyle sipariş veriyor. Onlarda olmasa yandık diyor. Zor bir durum, kötü bir durum. Yani aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. Bundan sonrası için ne olur. Sayı Yalova’da çok ciddi, yani Bolu’da Tanju Özcan ‘Suriyelileri burada istemiyorum’ dedi. Adamın ne ırkçılığı kaldı, ne insan düşmanlığı kaldı ama ondan başka olumlu tepki de oldu. Topu topu Bolu’daki mülteci sayısı 2-3 binlere indi. Yalova’da 30 bini geçmiş durumda. Belediye açısından zorluğunu söyleyeyim. 262 bin nüfusa göre Yalova, beldeleri, ilçeleri, merkezi iller bankasından pay alıyor ama 300 bin kişiye hizmet götürüyor. Burada en fazla mağdur olan tabi ki ben oluyorum, Yalova Belediyesi oluyor” ifadelerini kullandı.

Salman, “Sahilde devamlı bir sorun”

 Salman açıklamasının devamında, “32 Mart Mahalli Seçimlerde tekrar Yalova Belediye Başkanı seçildikten sonra Avrupa’da bazı kentleri hafta sonu tespit etmeye gidiyoruz. Cumadan gidip iki gece kalıp, kent yaşamını, belediyecilik hizmetlerini, altyapısını, üstyapısını inceliyoruz. Bu konuda Almanya’dan bayağı bir şey öğrendik. Ziyaret ettiğiniz belediye başkanları oldu. Çok gezen mi bilir, yoksa çok okuyan mı sorunusun cevabı çok gezendir. Öğrendiğimiz bir kısım şeyleri de burada da denemeye çalıştık.

Her yerde olduğu gibi bizim kentimizin de trafik sorunu var. Şu an kentte trafik sorunu olan asıl yerler 4 tane mahalleden oluşuyor. Bunlar ise; Süleyman Bey, Fevzi Çakmak, Rüstem Paşa, Bahçelievler mahalleleri. Zamanında buralar planlanırken kentin bu kadar büyüyeceğini düşünmemişler mi? Sokaklar, caddeler dar. Biz şimdiden 50 yıl sonrasını düşünmeliyiz. Ben imar planını yapacak müdürüme ‘Burada asla ve asla 12 metre aşağısında sokak, 20 metreden aşağısında cadde istemiyorum’ diye belirttim. Yeni açılacak yerde okuldan camiye, pazar yerinden polis karakoluna, sağlık ocağından katlı otoparka kadar her şeyin planlı olması gerek. Zaten Yalova’mız Bursa yoluna doğru da büyüyecek” diye konuştu.

Haber: Oğuzhan Erduran