Başta Sözcü gazetesi olmak üzere bazı medya organlarının oluşturmaya çalıştığı "FETÖ'cü başkana ödül verildi" algısı üzerinden yürüttüğü kampanyaya dayanak olarak gösterilen davanın içeriği ortaya çıktı.

Subaşı Belediyesi'nden yapılan yazılı açıklamada;

"Subaşı Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'la ilgili yargı süreci şöyle gelişti: 

Şenol Fışkın, isimli şahıs Subaşı Belediyesi'nden tarım arazisine düğün salonu yapmak için ruhsat talebinde bulundu. Talebi reddedilen Şenol Fışkın, önce Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'a rüşvet iftirası attı. Rüşvet yalanı ortağının ifadesiyle çürüyen Şenol Fışkın bu kez de Volkan Yılmaz'ı 'FETÖ'cü diye şikayet etti.

Mahkemenin yaptığı soruşturmada Volkan Yılmaz'ın Bylock kullanmadığı, Zaman Gazetesi aboneliğinin olmadığı, Bank Asya'da hesabının olmadığı FETÖ'nün yurt ve dershaneleriyle alakasının olmadığı ortaya çıktı .

Konuyla ilgili olarak AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya'dan açıklama geldi.

Kaya açıklamasında "Bu gün siyasi rant devşirme peşinde olanların yayınladığı Subaşı Belediye Başkanımızla ilgili haberleri yakından takip etmekteyiz. Söz konusu haber üzerine yapılan incelemelerde iddia sahibi kişinin gayri yasal talebinin belediyeden karşılık bulamamasından kaynaklanan husumet olduğu görülmektedir. Nitekim mahkeme zabıtları da bu doğrultudadır.

AK Parti olarak FETÖ ile mücadeleyi maalesef tek başımıza yürütüyoruz. Ancak bazıları siyasi amaçla Türkiye’nin iç ve dış düşmanlarından medet ummaktadırlar. Bu oyunlarına gelmeyeceğiz.

Partimiz, FETÖ ile mücadeleyi her alanda yürütmektedir. Bu güne kadar yaptığımız soruşturmalarda 7 belediye başkanı 48 meclis üyesini ihraç ettik. Türkiye genelinde AK Partili Belediyelerdeki tüm personeller başkanlarımız tarafından FETÖ iltisakı yönünden incelenmiş, tespit edilenlerin ilişiği kesilmiştir.

Bu çalışmalarda hukuki süreç beklenmeksizin, partimiz disiplin kurulu kararıyla işlem yapılmaktadır.

Diğer partilerinde kendi içlerinde FETÖ temizliğini yapmalarını bekliyoruz. Ancak hala bir şey yaptıklarını görmedik. Nitekim muhalefetin FETÖ ile ilişkilerini kendi partili vekilleri de zaman zaman ikrar etmiştir." dedi.

İddialarla ilgili geniş bir açıklama yapan Volkan Yılmaz, asılsız iftiraları yargıya taşıdığını belirterek kendisi üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yıpratılmaya çalışıldığını söyledi.

İşte Yılmaz'ın açıklamasının ilgili kısmı:

Şikâyetçi Şenol Fışkın, Karanfil kafenin kiracısıdır. Yer sahibi ise Mehmet karanfildir. Bu kafe tarım arazisi üzerinde ve kaçaktır. Bağ evi olarak yapılan bu yapı kır düğünlerinde kaçak olarak kullanılmaktadır. Şenol Fışkın 2016 Nisan ayından bu kaçak kafeye düğün salonu ruhsatı almak için başvurdu. Ancak kendisine burasının bağ evi olduğunu ruhsat verilemeyeceğini söyledik. Ayrıca tarım arazileriyle ilgili Yargıtay kararını da bildirdik. Bunun üzerine beni tehdit etti. Bu kişi aynı zamanda subaşı HDP sandık başkanlığı yapmıştır. Arazi sahibi ise CHP’lidir.

Şenol fışkın tehditle ruhsat alamayacağını anlayınca 21 Temmuz 2016 da rüşvet iddiasıyla hakkımda şikâyetlerde bulundu. Ancak rüşvet iddiasını toprak sahibi Mehmet Karanfil’in mahkeme ifadesi çürüttü. Bunun üzerine davacı Şenol Fışkın da rüşvet alınmadığını ifadesinde belirtti

İftiradan bir şey çıkaramayan Şenol Fışkın 15 Temmuz’dan sonra şikâyetlerini FETÖ üzerinden sürdürmeye kalktı. Söz konusu yurdun elektrik parasını yatırttığım iddiasının savcılık soruşturmasında tamamen iftira olduğu ortaya çıktı. Çünkü savcının talebiyle alınan HTS kayıtlarında yurt yöneticileriyle görüşmem ya da yurdun yakınlarında bulunmam söz konusu değildir. Ayrıca yurt yöneticilerinin de bizi aramadığı subaşı belediyesine gelmediği teknik takiplerde ortaya çıkmıştır.

Söz konusu iddia tamamen asılsız bir iftiradır. Ayrıca mahkeme aldığı ifadelerde benim bu yurt faturasını ödettirmediğimi ortaya çıkardı. Bahsi geçen kız çocuğu Z.K’yı lise öğrencisi olduğu dönemde bilirim. İlçemizin sakinidir anne babası yoktur. Kendisine bu kişi değil bizzat ben yardım ettim. Arada sırada 200/300 lira hesabına yatırdım. Bununda kayıtları mevcuttur.

Ayrıca Mahkemenin yaptığı soruşturmada Bylock, Zaman Gazetesi aboneliği ve Bank Asya hesabım olmadığı yurt ve dershanelerle de hiçbir alakam olamadığı ortaya çıktı.

Söz konusu iddia sahipleri HDP’li ve CHP’li kiracı ve yer sahibinin basına yaptığı manipülasyondur. Bu konunun takipçisi olacağız. Mahkeme kayıtlarına dahi bakmadan ve bizim görüşümüzü dahi almadan siyasi amaçla taraf olan basın kurumlarının peşini bırakmayacağız. Ayrıca Söz konusunu kişiler hakkında açılan davalarımız da vardır. Hukuk önünde herkes hesap verecektir. Burada asıl hedef ben değil asılsız iftiralar üzerinden partimi ve Sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hedef alınmaktadır. Herkes bu iftiraların bedelini adalet önünde ödeyecektir." İfadelerine yer verildi.