Fikirlere dayanıp sorumluluk almak yerine sloganlara tutunup mutlu yaşamak gibi yeni bir kültür oluştu güzel ülkemde. Değer verdiğimiz kutsal saydığımız hemen her şey sloganlara büründü. Bilmeye gerek yok artık özümsemeye okumaya kendini sorumlu görmeye gerek yok slogan at yeter. Her şeyi sloganlaştırmak en kolay çözüm yolu çünkü.

Nerede başladı bu vahim slogan çılgınlığı bilemiyorum ama son yıllarda dayanılmaz bir hal aldı, çünkü kutsal saydığımız hemen her şey sırf popüler olmak uğruna sırf birkaç oy devşirmek uğruna slogan olup duvarlarda boy gösterdiler. Üstelik kutsallarımız değerlerimiz sloganlaştıkça kalplerimizden zihinlerimizden uzaklaştılar. Sadece kostüm ve maske oluverdiler.

Global internet çağında hemen her şey zaten değersizleştirilmiş durumdayken, büyük idealler kutsal değerler birkaç kelimenin üzerine yapıştırılıp allanıp pullanıp slogan olarak yerlerini aldılar kişisel sanal duvarlarımızda. Her konuda bir fikrin olsun hemen bir slogan at yeter her şeye. Özellikle de sloganlarında vatan, millet, din gibi büyük kutsal kelimeleri kullan işte en çok beğeniyi sen alırsın. Hatta toplumda siyasi, ahlaki, kurumsal ve bireysel yerini de sağlamlaştırmış olursun. Aman dikkat, sloganlar günün anlam ve önemine, birilerinin dümen suyuna da uygun olsun ki sonradan sıkıntı yaşamayasın tabi ki altına amin yazmayı da unutma. Ayrıca slogan atınca düşünmek zorunda da kalmazsın, üstelik bir kere slogan atınca sorumluluğun da kalmaz ve yine sloganlar ile asli görevlerini de yerine getirmiş olduğunda dolayı rahatça uyuyabilirsin artık. Slogan en kolay tanıtı pazarlama tekniklerinden biridir, güzel slogan atarsan kendini de iyi pazarlamış olursun.

Sloganlardan fikirlere geçmek ise çok zor bir süreçtir, çünkü düşünmek için önce okumak gerekir, okumak derken sadece kitap okumaktan bahsetmiyorum. Hayatı okumak, evreni okumak, yaşadığın çevreyi okumak, yaşadığın zamanı okumak insanı ve insanlığı okumaktan bahsediyorum.

Fikir üretmek, dertlenmek yaşadığımız hayata karşı sorumluluk hissetmeyi gerektirir oysaki sorumluluk zor ve sevilmeyen bir duygudur. Hele ki öyle ya da böyle yaşadığımız dünyadaki kötü şeylerden de dolaylı-dolaysız sorumlu olduğumuz bilmek – kabul etmek kimsenin istemediği bir görevdir. Çünkü düşünmek insanların gerçeklerle yüzleşmesini sağlar boş büyük sloganlar ise çoğu zaman gerçeklerden kaçmanın en kolay yoludur.

Sloganlara boyanmış sanal dünyada söylendiğinin aksine gerçekten hüsrana uğrayan kaybeden kişi kendini (nefsini) hüsrana uğratandır. İnsan olmanın dayanılmaz yükünü taşıyamayıp aşağılara gitmek çukurlara girmektir hüsrana uğramak. İnsani değerler sadece zamanın şartları ile ilgili değildir aynı zamanda bulunduğunuz sınıfsal özelliklerle de doğrudan ilgilidir. Sloganlara boyanıp Ahlak, Hak, Adalet, Sevgi gibi temel insani değerleri unutmak unutturmaktır hüsrana uğramak.

Kapıldığımız slogan atarak her konuyu sloganlara tutundurmak hastalığımızın ilacı, yaratılış diyalektiğimizde bulunan yüksek insani değerleri yüceltmekte bulunacaktır. Sloganları bırakıp aklıselim ile düşünüp ahlaklı bir yaklaşım ile hakka uygun adilane bir tavır takınmak en doğru yol olacaktır. Sorumluluklarımızı slogan atarak değil kendimizi bizden daha büyük iyi bir şeyin parçası olarak görmekle yerine getirebiliriz.

Allah'ı unutup da Allah'ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın onlar, yoldan çıkan kimselerdir. Haşr -19