Hayatı değer üzerinden okur Müslüman, fiyat üzerinden değil. Hiç bir pahaya değişilemeyecek değerleri vardır onun.

Ve bu değerlerin kaynağı Allah’tır.

İnsanın hiçbir dünyevi menfaate feda edilmeyecek kadar kıymetli anlam dünyası olmalıdır.

Hayatın yaşanabilir oluşunu bu değerler üzerinden okuruz bizler.

Gerçek zenginlik, böylesi alınıp satılmayan pazarlık sebebi yapılmayan, fıtrat özelliklerine sahip olmaktır.

Zira insan sorumlu olarak gelir dünyaya, günahkâr olarak değil.

İslam’ın en temel özelliklerinden biri, insanın doğuştan temiz oluşuna vurgu yapmasıdır. Hristiyan öğretinin ilk günah dayatmasını bu anlamda reddeder Kur’an.

İrade hürriyetine vurgu yaparak. İnsanın yaptıklarından tam sorumlu olduğunu ilan eder.


“Allah insanı akıl ve irade gibi hakkı bâtıldan ayırma yetenekleriyle donatmıştır. İnsan bu yeteneklerini kullanarak gerçeğin ve iyinin arayışı içinde olmaz, aksine bâtılda ısrar ederse kalbi iyice kararır. Allah’ın onu zorla doğru yola sevk etmesi mümkünse de bu durum O’nun vermiş olduğu yetki-sorumluluk, ceza-mükâfat düzeniyle uyuşmaz. Bu yüzden, “Gerçek, rabbinizden gelendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin”(Kehf s.29) buyurulmuştur.

Bu yüzden sorumluluk bilinci iradidir, gönüllülüktür. Zorunlulukla izah edilemez.

Tam ehliyet, tam irade hürriyeti demektir.

Dolayısıyla kişi dünyasını ve ahiretini bu özgür irade zemini üzerinden kazanacak veya kaybedecektir.

Vahiy,Kişinin şahsi çabasının değerini yaptıkları ile değerlendirir.(Necm suresi 39.)Bu yüzden hiçbir zorlamayı kabul etmez. Hakkın ve batılın ayrımından bahseder(Bakara s.256)

Allah, yeryüzünde rol dağıtmamış, aksine rolleri tanıtmıştır. Bu tanımlama üzerinden kişi, tarafını belli eder. Kabul veya reddeder. Mümin veya münkir olur. Tam irade hürriyetiyle kazanır veya kaybeder. Bu yüzden yaptıklarının sonuçlarından kendisi sorumlu olur.

Bu sebeple de sorumluluğundan doğan kusurlara itiraz yolu kapanmıştır.

Sorumluluk bilincini en iyi tarif eden kavram takvadır.

Ve takva Allah’ın cennetine layık kullarının en bariz özelliğidir.(Araf suresi 26)

Sahip olduğumuz tüm nimetlerin sorumluluğu konusu ayrıca bir imtihan vesilesidir.

Bu sınavı herkes gücü yettiğince başarmakla mükellef tutulmuştur.

Daha iyi ve güzel(değerli)iş yapanları sınamak için Rabbimiz verilen sorumluluğa denk bir sınavdan bahseder. (Mülk s.2)