Son aylarda tv tartışma programlarında özellikle terör örgütlerinin propagandası yapılmaktadır. Dikkatle izlediğinizde bu programlardaki bazı konuşmacılar eli kanlı terör örgütleri PKK, PYD, FETÖ vs. gibi terör örgütlerine tek bir kelime bile söyleyemezken, bunların gerçek yüzünü ortaya çıkartmak için örnekler vermeye çalışan diğer konuşmacıların da sözlerini kesmektedirler.

Terör bağlantıları yüzünden görevden alınan HDP’li belediye başkanlarını masum göstermek için adeta birbirleriyle yarışmaktadırlar.

Hendek olaylarında belediye araçlarının bizzat belediye çalışanları tarafından terör hizmetinde olduklarını görmezden geliyorlar.

HDP’li belediyelere ait araçların teröristlere taşıdıkları yardımlar konusunu dinlemek bile istemiyorlar.

Aslında her işin kendi içinde bir dengesi var. Kahraman Mehmetçik yurt içinde ve dışında teröristlerin inlerine girerek onların sesini kestikçe, gazeteci kılığındaki bu ucuz kahramanlar tv programlarında seslerini yükseltiyorlar.

Amaçları Mehmetçik karşısında son nefeslerini veren teröristlere cesaret vermektir.

Bütün terör örgütleri batı tarafından kurulur, finanse edilir, kullanılır ve zamanı gelince yok edilir. İlk defa batı tarafından finanse edilen PKK, PYD ve FETÖ terör örgütleri görevlerini tamamlamadan Türk Milleti tarafından köşeye sıkıştırılmış ve onlara verilen görevi yapamaz hale gelmişlerdir. Bu durum içteki ve dıştaki terör sevicilerini oldukça rahatsız etmekte ve güvenlerini sarsmaktadır.

İçteki demokrasi maskesi altına sığınmış kimliksiz batı kuklaları ise , 40 yılda kırk bin can almış bir terör örgütünü masum göstererek suç işlemekte, bunları terör propagandası yapmak suçundan içeri attığınızda ise ‘’Türkiye’de basın özgürlüğü yok’’ yaygarası kopartmaktadırlar.

FETÖ terör örgütüne yapılan her operasyonda fikir ve düşünce dünyasında asla bir araya gelemeyecek insanlar bir anda FETÖ’ nün avukatı kesilebiliyor.

Son zamanlarda özellikle dini motifler üzerine kurgulanmış yeni bir senaryo sahneye sürülmek isteniyor. Sokak ortasında baş örtülü bayanlara aleni bir şekilde saldırı yapılıyor. Bir partinin genel başkanı yurt dışı bir göreve tarifeli uçakla giden Diyanet İşleri Başkanı için ‘’özel uçakla gitti’’ yalanını söyleyebiliyor.

Muhalefetin ağır toplarından Berhan ŞİMŞEK yine bir tv programında ,Diyanet İşleri Başkanı ile aynı uçakta yolculuk ettiğini, ona bir şeyler söylemek istediğini, ancak nezaketsizlik olur diye söylemediğini , beyan ediyor. Diyanet yetkilileri tv programıma katılıyor ve başkanın o gün genel merkezden hiç çıkmadığını söylüyor. En kutsalımız camilere bilinçli olarak ayakkabı ile giriliyor.

Bu ve buna benzer olaylar ülkemiz üzerinde oynanan tehlikeli oyunları anlatmak için yetmez mi?

Ülkemiz Savunma Sanayiinde, Doğu Akdeniz’de, Suriye’ de ve Dünya’nın dört bir yanında hamleler yaptıkça, Türk ve İslam düşmanları içerideki işbirlikçilerini devreye sokarak aziz milletimizin sinir uçlarıyla oynamaya devam etmektedirler.

Yerini çoktan siyasi çöplükte almış ve geri dönüşüm özelliğini kaybetmiş siyasi kuklalar ise yine ağababalarının emriyle her ihtimale karşı parti kurma çalışmalarına devam etmektedirler.

İki aydır Diyarbakır annelerinin sesini duyamayan demokrasi, barış ve kardeşlik maskesi altına saklanmış bu zavallılara, vatanı, milleti ve özgürlüğü için canını seve seve veren bu aziz Türk Milleti zamanı geldiğinde gereken dersi vereceğine inancım tamdır.

Rabbim mazlumların ve masumların ana yurdu, islamın ve insanlığın son kalesi Türkiye’nin ve aziz milletimizin yar ve yardımcısı olsun.

Nazmi KARAHASANOĞLU

maranda