Toplumsal ihtiyaçlarını karşılamak için etkileşen, belli bir coğrafi mekanda yaşayan ve ortak bir kültürü paylaşan pek çok sayıdaki insanın oluşturduğu birlikteliğe toplum denir. Toplum bir arada yaşayan insanların oluşturduğu bir bütün olması hasebiyle önemlilik arz eden bir kavramdır.

Toplum içinde yaşayan insanlar birlikte yaşamalarından dolayı birtakım kurallara ihtiyaç duyarlar. İnsanın olduğu yerde kurallar olmazsa olmazdır. İnsanların birbiri ile olan ilişkileri kurallarla belirlenmezse kargaşa meydana gelir ve kaos ortamı oluşur. Toplum içerisinde bir arada yaşayan insanların birbiri ile olan ilişkilerini düzenleyen kurallar bütününe ise "Hukuk" denir. Hukuk ve toplum ilişkisi o denli önemlidir ki; ne hukuku olmayan bir toplum düşünülebilir, ne de toplumu olmayan bir hukuk. Bugün tüm dünya devletlerine baktığımız zaman hepsinin bir hukuk düzeni vardır. Her hukuk devleti kendi gelenek ve görenekleriyle örtüşecek şekilde hukuk yapısı ve yargı düzeni dizayn ederler.

İnsanlar ne kadar uyum içerisinde yaşasalar da toplumun fertleri arasında bazı anlaşmazlık ve menfaat çatışması meydana gelmesi kaçınılmazdır. Günümüzde insanın içinde bulunduğu küçük veya büyük gruplar daima ihtilaf doğuran münasebetlerin cereyan ettiği teşekküllerdir. Bu noktada insanların sorunlarını çözmek, haklı ile haksızı ayırt etmek hukukun görevidir. Hukuk elbette oldukça önemli bir kavramdır; lakin var olan hukukun adaletli ve doğru uygulanması, en az varlığı kadar önemlidir. Bize toplumun bir ferdi olarak düşen vazife hukuk kurallarına riayet etmek, kurallara aykırı davranmamak ve şahsi menfaatlerimiz için başkasının hak sahasına müdahale etmememizdir. Biz toplum olarak bu bilinci kavradığımız zaman hukuki kurallar da daha güçlü bir yapıya kavuşacak ve bunun neticesinde huzurlu bir toplum yapısı meydana gelecektir. Toplumun bir ferdi olarak üzerimize düşen en büyük vazife hak, hakkaniyet, adalet gibi kavramların işlerliğini sağlamak adına gayret göstermektir. Toplum ilişkilerimizi ve insanlarla olan iletişimlerimizi ne kadar kuvvetlendirirsek o kadar güçlü bir toplum yapısı ve buna bağlı olarak da güçlü ve işlerliği olan bir adalet sistemine sahip oluruz. Toplum ve Hukuk yapısı güçlü olan bir devlet, dış ilişkilerinde daha somut adımlar atan ve dünya siyasetinde söz sahibi olan bir devlet haline gelir.