Yalova’da 1995 yılında gazetecilik mesleğine başladığım tarihten bu yana, bu kentte gazetecilere yönelik; baskı, tehdit, hakaret, sindirmeleri çokça yaşadım.

Çiftlikköy ilçesinde, 1999 yılında Anavatan Partisinden 3 dönem Belediye Başkanı seçilen, son döneminde kısa bir süreliğine Demokrat Partili olan, ardından 2014 Mahalli Seçimleri öncesi Cumhuriyet Halk Partisi’nden ve 2019 Mahalli Seçimlerinde ise İYİ Parti’den Çiftlikköy Belediye Başkan Adayı olan, son iki seçimlerde sandığa gömülen Metin Dağ’ın bana yönelik sindirme ve baskı politikalarını birçok okuyucum hatırlar.

1971 Yalova’da doğmuş bu kentte 25 yıl boyunca gazetecilik yaparak partili-partisiz her vatandaşımızın hakkı olan kamu yararı gözeterek, Basın Ahlak Kuralları içinde gazetecilik görevini yapmaya çalışan, bu kente yıllarca hizmet vermiş bir kişiliğim.

Yalova’da yaşayan her bireyin, (beni sevsin-sevmesin) haklarını, kanunların gazetecilere verdiği yasalar çerçevesinde objektif bir şekilde korumaya çalışan gerçek bir Yalova ve Türkiye sevdalısıyım.    

Son 30 gündür Yalova Belediyesinde yaşanan, bu cennet şehri gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında olumsuz bir şekilde gündeme yolsuzluklarla gelmesine sebebiyet verenlere yönelik, mesleğim gereği belge ve bilgiye dayalı haberler yapmak zorunda kaldım.

En son, Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman hakkında, 27.02.2020 tarihinde, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan soruşturma dosyasında ‘’İhaleye fesat karıştırmak ve zimmet suçlarından’’ görevden uzaklaştırılma haber ve eleştirilerini, sahibi bulunduğum; Manşet, Çiftlikköy, Çınarcık gazeteleri ile bu gazetelerin haber portalları ve sosyal medya hesaplarımdan yayınladım.  Bu yayınlardan dolayı, görevden uzaklaştırılan Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman’ın belediye başkanlığı döneminde ki maşalarının; taciz, tehdit, hakaret ve iftiralarıyla karşı karşıya kaldım.  

Şu bilinmelidir ki bu tehditler, beni daha da kamçılamakta, görevimin ne kadar önemli ve kutsal bir meslek olduğunu bana hatırlatmaktadır.

Allah’tan başka hiçbir korkusu olmayan, topraktan gelmiş, toprağa gidecek olan bu cana kastedecek kişilerin, geçmişte yapmış oldukları sindirme, yıldırma ve susturma politikalarının bana sökmeyeceğini iyi bilmeleri gerektiğini onlara bir defa daha hatırlatıyorum.

Geçmişte, Hüseyin İnce’ye, Ahmet Yavuz’a, ulusal ve yerel yayınların temsilcileri ve muhabirlerine yönelik yaptıkları eylemlerinin bana sökmeyeceğinin, geçmişte yapılanların ise asla üstünün örtemeyeceklerinin bilinmesini isterim.

Hakkı, hukuku unutup hem suçlu hem de güçlü olduklarını, gazetecilere ve basın özgürlüğüne oba altında sopa göstermeyi kendilerine marifet da sayan Vefa Salman tetikçilerini uyarıyorum.

Her kuşun etinin yenmeyeceğinin bilinmesini, gülü sevenin dikenine da katlanacağı gerçeğini kendilerine hatırlatıyorum.