Ben bildim bileli diyeceğim o ki; Yalova‘nın sahibi yok! Ben bu iddiamı birçok kez yazılı olarak dile getirdim ancak karşı çıkan olmadı, evet diyende olmadı yani sukut ikrardan gelir derler. Karşı iddiası olan varsa ispat eder, gerekeni yapardı ki bugüne kadar Yalova’nın sahipsizliği gün gibi ortada. Hangi partiden olursa olsun asıl-vekil-yetkili-etkili (büyüklerimiz) Yalova için ne yapmışlar ki? Hiçbir şey yapmamışlar gibi gözüküyor buradan bakınca itirazı olan delilleri ile ispatlasın derim.

Yıllar yıllar öncesinden beri yapılan toplantılar, tartışmaları hatırlıyorum. Yalova ne şehri olacak, ne yönde ilerleyecek. Evet, sanayi şehri mi olacak, tarım şehri mi olacak yoksa turizm şehri mi? Yıllar boyunca şehri yönetenler buna karar veremediler herkes kendine göre bir yön çizdi, kimi bilişim dedi, kimi çiçekçilik ve tarım, kimi ise turizm termal ve her biri kendi tarafına doğru çekti durdu. Ortada birbirine kuyruklarına bağlı farelerin birbirlerini çekmeleri yüzünden önlerindeki peyniri yiyememeleri gibi sürekli bir çekişme-didişme devam edip gidiyor.

Evet, hiçbir tane aktif çalışan OSB’si olmayan bir şehirdir Yalova. Adı olan yapımı devam eden birkaç tane ihtisas OSB projesi var ve henüz sona ulaşan olmadı. Hangi OSB sonuca ulaşırsa ulaşsın sonucu iyi mi olur kötü olur onu da bilen yok, çünkü neden bu kadar çok OSB var sorusunun cevabını bilen yok. Bence her etkili-yetkili kendi yandaş-yoldaşının istek arzu ve çıkarları doğrultusunda hareket ederek bu kadar çok OSB oluşmasına katkı sağladı.

Bu OSB’ler Yalova ve halkına ne katkı sağlar kimse sormadı. Bir kısım insanlar emlak-arsa satıp komisyon alma derdinde, bir kısımda buradan bir şeyler alıp rant sağlamak peşinde. Bu OSB’ler Yalova sanayicisine ve esnafına ne katar, Yalova’dan kaç tane KOBİ kaç tane sanayici, iş adamı bu OSB’lerde yer bulur hiç kimsenin umurunda değil. Yalova sahipsiz olunca herkes pastandan payını alıp yemek derdinde. OSB’ler bu kadar uzun zamandır neden kurulamadı? Başladı da neden bitmedi bu OSB’ler? Cevap çok basit, istimlak edilen yer fiyatları; OSB yönetimleri bedavaya yer almak istiyor, halkta çok yüksek fiyatlar olamadan istimlak için razı olmuyor, mahkemeler devam ediyor pazarlıklar sürüyor. Büyük şehirlerde hali hazırda var olan sanayi alanlarındaki yerlerini metresi 1500-1600 EURO lardan satan sanayiciler Yalova’daki OSB’ler için metresi 15-20 TL den yer almak istiyor. Yalova’da kurulan 4-5 OSB içerisinde YTSO üyesi olup ta fabrika – yer sahibi üye sayısı bir elin parmaklarını geçer mi bilmem. Zaten çoğu ihtisas OSB ve Yalova da o ihtisasa sahip işletme yok. Yani bu OSB’ler Yalova sanayicisi için değil büyük şehirlerden gelen sanayici için yapılıyor, Yalovalı da burada işçi olur işte olur biter.

Yine bu yapılan OSB’lerin bazı temel ihtiyaçları olacak bunlar ile ilgili bir çalışma, planlama – raporlama her neyse var mı diye bakarsak sonuç hüsran olur. Hiçbir şey yok saldım çayıra Mevla’m kayıra gidiyor. Kurulan OSB’ler için, su ihtiyacı var, atık suyun arıtılması sorunu var, çevre kirliliği – çöp vb. ile ilgili sorunlar, gerekecek enerji ihtiyacı, yol ulaşım ve bu nüfus yükünün getireceği diğer sorunlar şile ilgili neden herhangi bir çalışma hazırlık yok. Yalova’da zaten su, enerji, çevre kirliliği, ulaşım trafik problemi gibi kronik problemlerimiz devam ederken, ciddi bir planlama yapılmadan sadece arsa satıp rant elde uğruna sırf yandaş-yoldaş bazı firma ve kişileri tatmin etmek uğruna Yalova gibi küçük bir ile bu kadar OSB’yi plansız programsız yapmak cinayettir.

Uzun bir dönem Yalova’yı yöneten Beyaz Yalovalılar, öz Yalovalılar, has Yalovalılar, bilumum Yalovalılar, şu an nerelisin dendiğinde taaaa uzak şehirleri söyleyip te Yalova’yı yönetenler – yönetmiş olanlar. Bu işlerin vebali hepimizin boynuna bilesiniz. Yalova’yı sahipsiz bulup öksüz çocuk muamelesi yaparak bu kadar zalimce – hırslar ile yapılanların hesabı elbet bir gün sorulacaktır. Yalova’mız Marmara’nın incisidir. Burası Atatürk’ün benim kentimdir dediği kenttir. Dünyanın en güzel termal suyuna, en güzel yeşil orman hattına sahiptir. Üç büyük kentin ortasında kaçıp sığınacağınız bir sığınaktır. Bu şehir ketum değildir, bağnaz hiç değildir. Hangi şehirden hatta ülkeden gelmiş olursanız olun, sizi dışlamaz adam gibi adamsanız burada bir yeriniz olur size kucak açar bu şehir.

Ama ne yazık ki benim gençliğimden beri bu şehir hep sahipsiz kaldı. Her grup, her hizip, her yöre, her etnik grup kendine göre en iyi olanı egoistçe istedi, aldı ve yaptı. Zaman yanlıştan vazgeçme zamanıdır. Lütfen bir bakın ne yapıyoruz neden yapıyoruz diye? Yanlışın neresinden dönülse kardır. Ne diyeyim Yalova’ya sahip çıkmalı hep beraber, başka Yalova yok bilesiniz ve ihanet etmeye devan ederseniz eninde sonunda şehir de sizden hakkını alır elbet kısa çöpün uzun çöpten hakkını aldığı gibi.

Bir şehirde en önemli üç şey: kanalizasyon, hamam ve kütüphanelerdir. Kanalizasyon şehrin kirini, hamam bedenin kirini, kütüphaneler de ruhun kirini temizler. - Fatih Sultan Mehmet