Geçtiğimiz hafta başı 2019-2020 eğitim ve öğretim yılı açılışı, Çiftlikköy Sultaniye Şehit Baçerettin Özgür Ortaokulu’nda yapılan törenle gerçekleşti.
Eğitim ve öğretim yılının ilk gününde, Yalova il ve Çiftlikköy ilçe protokolünün de katılım gösterdiği açılış töreninde bir kaç konu dikkatlerden kaçmadı.
Adı üstünde, Milli Eğitim’in yeni eğitim-öğretim yılı açılıyor. Bu açılışta yapılan folklor gösterilerinden bir tanesi, bizim gelenek, görenek ve yöremize ait olmayan bir gösteri. Davetlilere dayatılırcasına izlettirildi. Hem de büyük bir şaşkınlık içinde...
Davetlilerin, ‘Bu da ne’ dediğini hisseder oldum.
Bizim kendi yörelerimizin halk oyunlarını öğretecek eğitmen mi kalmadı Yalova’da...
Hangi ülkeye, hangi millete ait olduğunu çözemediğim bu folklor gösterisi, tüm protokol mensupları ve davetliler tarafından pek hoş bulunmadığını gönül rahatlığı ile söyleyebiliyorum.
İkinci şaşkınlık yaratan gösteri ise yerel sanatçı tarafından kemençe ile yapılan müzik oldu. Adam kemençesinin yaylarına değer değmez ‘Eyvah’ dedim. Bir ağıt olan, dinlerken insanın gözyaşlarına boğulacağı bir türkü seslendirmez mi kemençeci...
Tüm protokol ve katılımcıların beklediği hareketli bir Karadeniz türküsü yerine böylesine dertli mi dertli, içinde devletin bir kurumu olan Cerrahpaşa Hastanesini eleştiren bir türkü ile devleti temsil eden idarecilerin gözünün içine baka baka ağıtlar yakması, yine MİLLİ bir gün olarak gördüğümüz eğitim-öğretimin açılışına gölge bırakan ikinci vaka oldu.
Diğer bir konu ise ayakta programı takip eden kadınların varlığıydı...
Lafa gelince kadınlar; ‘Annedir, eştir, evlattır, kardeş, teyze, hala, anneanne, babaannedir’ diyoruz ya...
Ama bu önemli dediğimiz değerlerimizi saatlerce ayakta, bu tür etkinlikleri izlettirmeyi de kendimize yakıştırmasak. 50-100 adet sandalyeyi kadınlarımıza çok görmesek. En ön saflarda onlara yer ayırsak...
Aynı etkinlikte, çift plastik sandalyede oturmayı kendisine marifet sayan sözde erkek dediğimizi utandıracak bir uygulamayı hayata geçirsek...
Çok mu zor bunları yapmak..?
