Günümüzün en büyük israfı bence “Zaman israfı”. Evet, zaman israfı farkında bile olunmayan ciddi bir kayıp. Cep telefonuyla adeta bütünleşmiş gençliğimiz için o güzelim yıllar maalesef cep telefonu ekranına sıkışıp kalmış… Sabahları işe giderken duraklardaki her yaştan gencimize bakın. Yürürken, minibüste ellerinde cep telefonuna adeta kilitlenmişler… Bence bağımlılık seviyesinde artık. Bazılarında tedavi edilecek düzeye gelmiş durumda maalesef. Pandemi ortamında evlerde uzaktan eğitim alan çocuklarımızda bu tehlike daha da artmış durumda. Her biri odalarında EBA ‘dan bir şeyler öğrenmeye çalışırken bilgisayar ekranlarından dünyaya açılıyorlar. Bu açılımda zamanı ne kadar verimli kullanıyorlar, ya da ne kadar yerinde kullanabiliyorlar? Her bir ebeveyn olarak bunun farkındalığı günümüzde önem arz ediyor. Sosyal medya bazı gençlerimizde maalesef eğitim öğretimin önüne geçmiş durumda. Zamanın bereketliliği de ayrı bir boyutu. Saatler geçiyor ama her yönüyle yorulmuş beyinler gecenin geç saatlerine kadar uyanık kalıp öğlene kadar uyuyan, biyolojik saatin tam tersine, yorgun yatıp yorgun kalkan gençlere üzülüyorum. Sihirli bir değneğim olsa da cep telefonu ekranlarından şöyle diyebilsem; “Hey gençler, zamanınızı sanal dünyada israf etmeyin, gerçek hayata dönün…”

Evlerde zaten ayrı odalarda geçen yaşama bir de kişisel bilgisayarlar ya da cep telefonlarından gelen yoğun bombardıman sonucu aynı aile yemekte bile bir araya gelemez oldu. Hani bir espri var: “Elektrikler kesildi, evdekilerle tanıştık, iyi insanlarmış…”

Öğrenci velisi sıfatı ile okulların gerekli tedbirler alınarak kademeli olarak açılmasına destek veriyorum. Görülen, öğrenciler daha fazla itina gösteriyorlar ve bu itinayı evlerine de taşıyorlar. Seyreltilmiş eğitim yöntemi ile sosyal mesafe, maske, hijyen sihirli formülünü yaşayarak tüm ülkede daha fazla etkin olmasını da sağlamaktalar.

Okulların kademeli açılışı zaman içinde çocuklarımızın da hayata daha iyi bağlanmalarına, cep telefonu bağımlılığından soyutlanarak arkadaşları ile gerçek hayatı yaşamalarını sağlayacaktır.

Konuyu daha da genellemek mümkün. Zaman israfında inanıyorum ki Bakanlıklar düzeyinde çalışmalar yapılarak STK’lar kanalı ile toplumu daha fazla bilgilendirerek ciddi mesafe kat edilecektir. İsrafta bilincin kazandırılması çocuklarımızda küçük yaşlarda üzerinde önemle durulması ile daha etkili olacaktır. Kitapla her yaşta bireyin daha fazla buluşması lazım. Doğa ile hobiler ile hayvan sevgisi ile…

Eğitimcilere büyük görev düşüyor yine… Başka bir yazımda buluşana kadar kalın sağlıcakla…