İletişimin bu denli anlık ve hızlı olduğu dönemde cep telefonu ekranlarımıza düşen ve bir süre sonra da doğru yada yanlış olduğunu sorgulamadığımızdan bilinç altına yerleşen imajlar, veriler bombardımanındayız…

Deneyin.

Örneğin buzdolabına ihtiyacım var diye ortamda birkaç dakika arkadaşlarınızla konuşun. Kısa zamanda cep telefonu ekranınıza buzdolabı reklamları düşmeye başlamıyor mu?

Nasıl oluyor bu derseniz gayet net. Demek ki sesler ortamdan alınıyor, değerlendiriliyor ve bunun sonucunda da bize geri dönüş yapılıyor. Algı yönetimi en güçlü silah. Arap baharı denen oluşumla ülkelerde kaos ve kargaşanın sonucu uzun yıllar sürecek savaşlar ve sonrasında da sözüm ona kurtarıcılar gelip ülkeleri işgal etmediler mi, yönetim değişiklikleri olmadı mı?

Patates, soğan, yağ ve son olarak da şeker üzerinden öyle bir algı oluşturulmak istendi ki. Neredeyse ekmek bulunamayacağı yalanı ile topluma verilmek istenen güvensizlik ve kaos planları devrede olmadı mı?

Küresel ekonomik krizden bizim de etkilenmemiz gayet doğal. Enerji maliyetlerinin yükselmesi, pandemiden dolayı tedarik zincirindeki kopmalardan dolayı lojistikte meydana gelen aksamalar ile maalesef belirsizliğin tüm dünyaya hakim olması, bazen da stratejik belli ürün girdilerindeki üretim ve tedarik sıkıntıları adeta piyasaları kilitlemişti.

En somut örneği chip de meydana gelen sıkıntı otomobil üretim piyasasının ciddi sıkıntılara yol açmıştı. Bu da fiyat artışları ile karşımıza çıkmadı mı?

Pek çok örnek verilebilir bu süreçte. Lakin üretim ve tedarik zincirinde hiçbir sıkıntı olmayan kalemlerde meydana gelen fahiş fiyat artışının kabul edilebilir tarafı yok. Ben hakkımı helal etmiyorum. Ne oldu da sebze meyvede fiyat artışları neredeyse 4-5 kat oldu?

Tarlada 2 lira olan tarımsal bir ürün tezgahta 20 lira olur mu?

Arada birileri götürüyor lakin onların da hesabı görülür. Osmanlı’da fiyat artışları konusunda o günün şartlarında nasıl bir narh uygulaması varsa günümüzde de ürün bazlı sektörel  bazlı ve yaptırımı da olan uygulamaların daha etkin olması lazım. Yoksa sosyal medya terörist trolleri gibi piyasanın da canına okumaya devam ederler.

2023 ve 2024 seçimlerine bu algı yönetimi ve troller ile gireceğiz.Yalanın ve yanlışın yayılma hızı ile doğru olanın yayılma hızı çok farklı. Yalan hızlıca yayılır, doğru olan da belki de onda biri hızı ile yayılır. Ekrana bir kere düştü mü inanırız. Sonrasında da katmerleşir. Milyonarca liralık yatırım yapılır, bir yalan haber bu yatırımı gölgelemeye yeter. İnanırız ki yapılan yatırım kazandırmaz, ya da bizim kesemizden bir şeyler gider…

Otoyollar, köprüler, havaalanlarında bu senaryoyu görmüyor muyuz?

Yap-İşlet-Devret modeli tüm dünyada etkin şekilde uygulanırken biz takılmışız, köprünün parasını köprüden geçmeyen vatandaş ödüyor yalanına…

Siyasi söylemler ile yatırım ve hizmetler gölgelenmek isteniyor. Yapmayın, zamanında ilk Boğaziçi köprüsüne de karşı çıkılmıştı, ne gereği var diye….

Dünya gelişirken, ihtiyaçlar çeşitlenirken ve hızlı bir şekilde teknolojik devrimler yaşanırken, buna ayak uyduramayan ülkeler maalesef işgal ediliyor. Türkiye’nin silah sanayiinde İha’lar, Siha’lar ile geldiğimiz nokta bizim her zaman her yerde masada yer almamızı sağlamıyor mu?

Ukrayna-Rusya krizinde, Türkiye barışçıl ve uzlaştırıcı rolünü tüm dünya kabul etti. Türkiye eski Türkiye değil. Gençler, şeker ve yağ yalanlarına lütfen itibar etmeyiniz. Güçlü ve lider ülke Türkiye var. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve çalışma arkadaşlarının bu başarısına sonuna kadar destek veriyoruz. Ekonomik bir savaşın da içinde olduğumuz gerçeğini de lütfen görünüz.

Geçmişte 300 Spartalı imkansızı başarmış ve kat kat fazla olan karşı güce karşı zafer elde etmişti. Günümüzde 300 trol de aynı stratejik çalışma ile maalesef ülkelere sanal operasyonlar düzenlemekte. Çok okuyup yaklaşımlarımızı geniş perspektifte tutmak lazım. Yetkililerin açıklamaları bizim itibar edeceğimiz bilgilerdir. Bilgi kirliliği ve karması karşısında doğru olanla yalan olanın ayırt edilmesinde hassasiyet göstermemiz gereken zaman diliminde inanıyorum ki troller kirli emellerine ulaşamayacaklar.

Başka bir yazımda buluşana kadar kalın sağlıcakla…