1999 depremini yaşamış bir İl olarak deprem denince Yalova’da hemen herkesin çok kötü anıları olduğu bir gerçek. 1999 depreminde birçok kayıplar verdik, büyük acılar yaşadık, ardından bu kayıpların sebepleri ile ilgili suçluları bulduk, sonra onları yargıladık, cezalar verdik. Birçok insan Yalova’yı terk etti gitti. Varını yoğunu sattı. Birçok kişi az, orta ya da ağır hasarlı binalarını yok pahasına sattı ve şehri ter ketti. Kalanları ise sonrasında günlerce konuştuk, tartıştık, yazdık, çizdik. Bir daha bu acıların yaşamayalım diye kararlar aldık.

Yerelde merkezi yönetimdeki tüm kurumlarımız kararlar aldı, kanunlar çıkartı ve uygulamaya başladık sanırım. Birkaç yıl depremle yattık, depremle kalktık. Her günümüz deprem oldu. Peki, sonra ne oldu? Şu anki gerçek durum nedir? Allah korusun yeniden bir deprem olsa halimiz ahvalimiz ne olur?

Depremden hemen sonra hasarlı binalarını satıp Yalova’yı terk edenlerin binalarını, bir kaç açıkgöz geleceği gören emlakçı ve sözde yatırımcılar satın aldılar. Çünkü çok ucuz hatta komik rakamlara satıldı bu binalar. Ardından bu binalara güçlendirmeler yapıldı hatta birçoğu makyajlandı. Bir kaç yıl sonra da yabancılara, unutanlara, hikayeyi bilmeyenlere satıldı bu binalar. Tabi o yatırımcı arkadaşlar çok zengin oldular çünkü çok karlı bir yatırım yaptılar. 1’e aldıklarını yirmiye otuza sattılar. Şimdilerde o binalarda binlerce insan yaşıyor. Rahat mutlu huzurlu, bilenler bilir bu dediklerimin gerçek olduğunu.

Yine hem yerel hem de genelde çıkarılan kanunlar gereği ilimize bir kat sınırlaması getirildi. Bence çok mantıklı olmasa da büyükler düşünmüş, bir tedbir almışlar. Tabi ki bir yapı denetim sistemi kuruldu, yeni yapılacak tüm yapıların yeni deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılması sağlanması amacı ile ciddi bir çalışma başlatıldı. Ancak eski binalar ne olacaktı yani, depremi yaşamış ve depremde hasar almamış ya da az hasarlı binalar ile ilgili planımız var mıydı? Ne yapılacaktı ne yapmalıydık? Mimar ve mühendislerin görüşü eski binaların kentsel dönüşüm çerçevesinde yenilenmesiydi, çünkü hem zamansal olarak miadını doldurmuş olan yapılardı bunlar. Hem de gözle görülmese de bu büyüklükteki bir depremden bir şekilde etkilenmişlerdi. Üstelik zamanla yapısal olarak daha da eskiyecekler ve sağlıklı kullanım ömürlerini de yıllar geçtikçe yitireceklerdi.

Çok emin değilim, elimde ciddi veriler yok ancak sanırım deprem sonrasında Yalova’da sadece eski binaların %10-15 civarı bir yenilenme oldu. Onlarda bir kaç katlı eski yapılar. Yani benim bildiğim beşer onar katlı binalardan çok azı yenilendi. Halen Yalova da büyük bir çoğunluk özellikle şehir merkezinde deprem öncesi eski binalarda ikamet ediyor.

Peki, Yalova şehir olarak depreme karşı nasıl hazırlandı, olası bir depremden sonra ciddi bir aksiyon planımız var mı? Varsa bu planı kimler biliyor, Yalova halkının kaçta kaçı depremden sonra neler yapacağı konusunda bir bilgiye ve bilince sahip? Okullarımızda yılda kaç kez deprem bilinci ile ilgili eğitimler seminerler yapılıyor, şehrimiz için yapılan ulusal ya da uluslararası kaç tane deprem ile ilgili proje, seminer veya etkinlik var? Mesela Yalova Üniversitesi deprem ile ilgili yılda kaç tane proje yaptı ya da yapıyor?

Gerçek şu ki insanlar balık hafızalıdır ve unuturlar, önemli olan konularda bir kez bilgilendirme yapmak yetmez, sürekli ve sürdürülebilir bir deprem risk yönetimi yapmak gereklidir. Her yıl birkaç kez deprem ile ilgili etkinlikler yapılmalı deprem tehlikesi sürekli ön planda tutularak Yalova halkının dikkati deprem konusuna sürekli çekilmelidir.

Deprem önleyebileceğimiz bir doğal afet değildir. Ne yaparsak yapalım deprem olacak bizim yapmamız gereken şey olması kesin ama zamanı belli olmayan bu deprem olayı ile ilgili korunma tedbirlerimizi almak aksiyon planlarını yapmaktır. Deprem olacak ve deprem olduktan sonra depremin olası zararlarını hafifletmek ve depremden en az can ve mal kaybı ile çıkmak için neler yapmamız gerektiği konusunda projeler üretmek zorundayız. Yalova gibi deprem bölgelerinin tamamında sürekli ve sürdürülebilir bir deprem risk yönetimi için hep çalışacak sürekli teyakkuz halinde bulunacak ve şehrin tüm sakinlerini depreme karşı dingin bir biçimde hazırda tutacak bir ‘Deprem Risk Yönetim Merkezi’ oluşturmaktır. Hemen bugün olacakmış gibi şehrimizin tüm organlarını yönetecek ve süreklilik arz eden biçimde, görevlerini ciddiyetle yapacak kişilerden oluşan bir ekip oluşturulmalıdır. Yeterlilik sahibi, siyasi – ticari çıkar gözetmeyen bu ekip Yalova’nın tamamını her yönden olası bir depreme hazırlamalıdır. Depremle mücadele disiplini bir askeri ordu disiplini gibi olmadır. Nasıl ki ordumuz hemen şimdi düşman saldıracakmış gibi savaşa hazır bekliyor ise Yalova depreme bu ciddiyet ile her zaman hazır durumda olmalıdır.

Anlıyorum ve biliyorum ki şehrimizin birçok sorunu var ancak bence bu sorunları bir öncelik sırasında koymak çok önemli bir yönetim problemi, en son acı deprem felaketleri göstermiştir ki Yalova’nın birinci öncelikli sorunu depremdir. Dostlarımız, akrabalarımız, bizler olmazsak, oturacak evlerimiz çalışacak işyerlerimiz olmazsa, şehrimizin parkları çiçekleri olsa ne fayda.

Evet, bir gerçek ki bugüne kadar yapmadık, sebepler suçlular önemli değil bundan sonrasını düşünmek lazım hiçbir zaman geç kalınmış değildir. Hemen şimdi şapkamızı önümüze koyup düşünüp karar alıp başlamamız lazım. Deprem olup onlarca binlerce kayıp olduktan sonra suçluları bulup cezalandırmak giden canları – malları geriye getirmeyecektir. Bir daha hatırlatıyorum ki Yalova’nın birinci öncelikli sorunu depremdir, bir an önce depreme karşı hazırlıklarımız yapmalıyız. Siyasilerin, yönetenlerin, yetkili ve etkili olan herkesin Yalova için sorumluluğu budur.