“Birlikte ağlamak, birlikte gülmek çok mu zor?”

Spastik Engelliler Federasyonu Başkanı Murat Arslanhan açıklamasında, “Yolların, kaldırımların, binaların, toplu taşıma araçların, kamusal alanların vb. erişilebilir olması bu amaç doğrultusun vizyon belirleyip çalışmak çok mu zor?

Kültürel ve sanatsal faaliyetlerde fırsat sunmak, katılımı sağlamak, sanatçı yetiştirmek çok mu zor?

Mesleki eğitimde başarı, Akademik eğitimde başarı, sosyal beceri kazandırmak çok mu zor?

Birlikte çay içmek, birlikte spor yapmak, birlikte çalışmak, birlikte okumak, birlikte ağlamak, birlikte gülmek çok mu zor?

“Gerekli olan tüm koşulların oluşturulması gerektiğine inanmaktayız”

Engelli sorunları, engelli bireylerin insan haklarının korunması ve bu bağlamda engelli kişilere karşı ayrımcılığın ortadan kaldırılması ile birebir ilişkilidir.

Türkiye Sakatlar Konfederasyonu ve Spastik Engelliler Federasyonu olarak, engelliler açısından nihai amacın, engelli kişilerin kamusal yaşamın her alanına tam ve bağımsız kişiler olarak katılımı, çalışma alanında fırsat eşitliğinin sağlanması ve kişisel gelişim olanaklarından eksiksiz yararlanabilmeleri için sağlık, eğitim, istihdam ve bilgi teknolojileri hizmetlerine tam olarak erişimlerinin sağlanması ve kalıcı kılınması için gerekli olan tüm koşulların oluşturulması gerektiğine inanmaktayız.

“Bu ayrımcılığın ortadan kaldırılması en önemli gündem maddelerinden olmalıdır”

Engellilerin sorunlarının, ayrımcı düzenleme ve uygulamalardan kaynaklandığı ortaya çıkmaktadır. Burada söz konusu olan ayrımcılık, daha çok engelli kişilerin özel durumlarının kamusal düzenleme ve uygulamalarda hesaba katılmamasından kaynaklanan bir ayrımcılıktır. Türkiye’nin en köklü sorunlarından biri olan ve hayatın her alanında karşı karşıya kaldığımız bu ayrımcılığın ortadan kaldırılması Türkiye siyasetinin en önemli gündem maddelerinden biri olmalıdır.

Türkiye’nin, Engellilerin İnsan Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin ilk imzalayıcılarından birisi olması önemli bir adımdır.

Uluslararası insan hakları sözleşmelerini imzalamak önemli bir yükümlülüğü de beraberinde getirmektedir.

“Sorunların çözümünde eller vicdanlara gitmeli, o vicdanlar sorumluluk almalıdır”

Bu yükümlülük, engellilere karşı ayrımcılığın önlenmesinde etkili bir mücadelede bulunulacağına ve engellilerin insan hak ve özgürlüklerinin korunacağına ilişkin sözleşmenin yaşama geçirilmesidir.

Bunun gereği olarak bir an önce sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesi için hukuki, idari ve uygulama düzeyinde bir eylem programının hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Tüm bu desteklere rağmen yıllardır biriken engelli bireylerin ve ailelerinin ortak sorunları olan; eğitim, sağlık, istihdam, erişilebilirlik ve sosyal yaşam konularında hala eksikler olduğu görülmektedir. Bu nedenle, engelli sorunları mümkün olduğunca gündemde tutularak, bu konudaki toplumsal hassasiyetin güçlendirilmesi gerekmektedir. Çünkü engellilik, sadece sağlık meselesi olmayıp, aynı zamanda hukuki, sosyal ve ekonomik yönleri de bulunan çok boyutlu bir konudur. Bu nedenle sorunların çözümünde toplumun tüm kesimleri, üzerine düşen rolleri üstlenmeli, eller vicdanlara gitmeli, o vicdanlar sorumluluk almalıdır. Ancak bunlardan sonra engellerin aşılacağına inanıyoruz.

“Her şeyi devletten beklememek gerek”

Tabi bir de her şeyi devletten beklememek gerek. Engelli olmak bir seçim değil. Engelli olmak bir insanlık hali. O nedenle; toplum olarak bizde belki görmeyenlerin yerine görerek, kalpten duyarak, daha emin adımlar atarak, zihnimizi yorarak, bizim ve çevremizdekilerin yaralarını sararak, birazcık sağduyu ve duyarlılıkla Engelsiz Türkiye’ye doğru yol alabiliriz. 

Seçilmişlerden ve atanmışlardan beklentimiz bellidir.

Engelsiz bir kent, Engelsiz bir Türkiye için zorlaştırmayın kolaylaştırın.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle, tüm engelli vatandaşlarımıza ve fedakâr ailelerine mutlu bir gelecek diler, engelleri ortadan kaldırmak için mücadele eden herkesi tebrik eder ve saygılarımı sunarım” ifadelerine yer verdi.