Savaşlardaki galibiyetler ve devrimleriyle dünyaya örnek olan büyük lider Atatürk’ün 102 yıl önce 23 Nisan 1920’de kurulmasına önderlik ettiği, Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi de aldığı ve onayladığı kararlarla tıpkı lideri gibi bir ülkenin kaderini değişmesinde etkili oldu.

Geçmişe karışmış bir devrim hikâyesi

23 Nisan 1920 tarihsel olarak ulusumuz, devletimiz ve ülkemiz için kilit bir öneme sahip. Niye denilecek olursa, geçmişe küçük bir yolculuk yapmamız gerekecek. Çünkü bu geçmişe karışmış bir devrim hikâyesi.

Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisini belirleyen Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) ile Anadolu ve Trakya her türlü işgale açık bir duruma gelmiş, bu antlaşmasının hemen ardından da işgaller başlamıştı. Yurdun dışardan ve içerden amansız saldırılara uğradığı, artık milletin yaşama gücünün giderek tükendiği, Türk tarihinin bu en zor döneminde ulu önderimiz başkomutan Mustafa Kemal Atatürk devreye girer. Atamızın önderliğinde ‘Ya istiklâl ya ölüm” ilkesi ile ülke bütünlüğünü korumak, ulusal egemenliğe dayalı tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için tüm ulusça Kuva-i Milliye ruhuyla çok cepheli milli bir mücadeleye girilmiş, halk düzenli ordularla omuz omuza mücadele vermiş, çok büyük fedakarlıklarla arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin harcıyla da zafer kazanılmıştı.

 Kurtuluş Savaşı, Gazi Mustafa Kemal'in başarılı yönetimi ve 102 yıl önce 23 Nisan 1920’de kurulan Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde alınan kararlarla gerçekleştirildi. Bu kararlar arasında 20 Ocak 1921'de ilk anayasanın kabulü, 12 Mart 1921'de İstiklal Marşı'nın kabulü, 1 Kasım 1922'de Saltanatın kaldırılması da var. Öte yandan 24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması, 13 Ekim 1923'te Ankara'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti oluşu, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyetin ilanı ile Gazi Mustafa Kemal'in Türk devletinin Cumhurbaşkanı seçilmesi yine bu Mecliste onaylanarak kabul edildi.

Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920 tarihinde kurulması

Osmanlı Devleti'nin İtilaf Devletleri'nce işgaline direniş göstermek üzere Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Türk demokrasi tarihinin en önemli dönüm noktasını oluşturan Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920 tarihinde kurulması ise şöyle gerçekleşir...

12 Ocak 1920 tarihinde son defa açılan Meclis-i Meb’ûsan, yeni Türkiye Devleti’nin temel taşını oluşturacak Misak-ı Millî Beyannamesi’ni onaylayıp 17 Şubat’ta ilân etmesinden memnun kalmayan İtilâf devletleri 16 Mart’ta İstanbul’u resmen işgal ederler ve bazı mebusları meclisten alıp Limni ve Malta’ya sürerler. Padişah, üyelerinin çoğu dağılan ve 18 Mart’ta kendi iradesiyle çalışmalarına ara veren Meclis-i Meb’ûsan 11 Nisan’da tamamen kapatır. İstanbul’un işgali Mustafa Kemal Paşa’ya düşündüğü tedbirleri uygulama fırsatını verir. Erzurum’dan mebus seçildiği halde İstanbul’a gelmeyen Mustafa Kemal, 17 Mart’ta Hey ‘et-i Temsîliyye adına bir bildiri yayımlayarak ülke yönetimine el konulduğunu ve meclisin Ankara’da toplanacağını duyurur. 19 Mart’ta da bir genelge çıkarıp seçimlerin hangi ilkeler çerçevesinde yapılacağını bildirir. Böylece vatanın bütünlüğünü ve milletin özgürlüğünü halka dayanarak kurtarmanın yolunu açar. Türkiye’nin yeni yasama organı Birinci Büyük Millet Meclisi, İstanbul’dan kaçıp Ankara’ya gelen mebuslar ve yeni seçilen üyelerin katılımıyla 23 Nisan 1920’de düzenlenen merasimle açılır. Meclisin açılmasıyla birlikte Türk devriminin bir parçası olan ve Türk toplumunu çağdaşlaştırmayı amaçlayan, diğer yenileşme ve reformların da önünü açan Cumhuriyet yönetiminin alt yapısı da atılmaya başlanır...

Milli Egemenliğin ilanını simgeliyor

Türk demokrasi tarihinin dönüm noktasını oluşturan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluş mücadelesinin en önemli safhalarından birisi olan Meclis, Osmanlı’nın dinsel/geleneksel kökenli “kişisel egemenliğinin” sona ermesini ve “Milli Egemenliğin” ilanını simgeler. Asli görevi yürütmeyi denetlemek olan ve yasama erkini kullanan Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal devlet organı olan TBMM’nin varoluşunun temel dayanağını "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" ilkesi oluşturur.

Kurulmasından bir yıl sonra bayram olarak kutlanmaya başladı

Birinci Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı 23 Nisan 1920 tarihinden bir yıl sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk, '23 Nisan' gününün bayram olarak kutlanmasına karar verir. TBMM'nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan 23 Nisan Millî Bayramı ve 1 Kasım 1922'de Saltanatın kaldırılmasıyla, önce 1 Kasım olarak kabul edilen, sonra 1935'te 23 Nisan Millî Bayramı'yla birleştirilen Hâkimiyet-i Milliye Bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin 1927'de ilan ettiği ve ilki Atatürk'ün himayesinde düzenlenen 23 Nisan Çocuk Bayramı'nın kendiliğinden birleşmesiyle de Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı oluşarak, TC ve KKTC’de resmi bayram niteliğinde kutlanmaya başlanır.

Manastır Askeri İdadisi tarihimizde çok büyük öneme sahip bir okul

Çağdaş bir ‘ulus-devlete geçişin temellerini hem savaş kazanarak hem de reformlar yoluyla atan Cumhuriyet’imizin kurucusu Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, kazandığı savaşlardaki başarısında etken olan 1896-1899 yılları arasında askeri eğitimini aldığı Makedonya’daki Manastır Askeri İdadisi’nden bahsetmek istiyorum sizlere. Eğer Atatürk o okulda eğitim almamış olsaydı, oradaki eğitimi sırasında Meşrutiyet yanlısı fikirleri olan İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye subaylar sayesinde devrimci kişiliği gelişmeseydi, belki de sıradan bir subay olarak yaşamını sürdürecekti. Belki de biz emperyalist bir ülkenin mandası olacaktık. O yüzden Manastır Askeri İdadisi tarihimizde çok büyük öneme sahip bir okul. Herkes günün birinde gidip o atmosferi solumalı.

Günümüzde Manastır Milli Enstitü ve Müzesi olarak hizmet veriyor

1848 yılında Osmanlı Devleti zamanında yapılan bu tarihi binayı ilk olarak 2015’de, ikinci kez 2016’da üçüncü ve son kez ise 2017’de sekiz ülkeyi kapsayan Balkanlar gezisinde ziyaret ettim. Her üç ziyaretimde de daha kapısında yoğun bir duygu seline kapıldım. İmkânı olan herkes günün birinde gidip o atmosferi solumalı. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün yetişmesinde ve düşüncelerinin olgunlaşmasında önemli rol oynayan Manastır Askerî İdadisi, şimdilerde Manastır Milli Enstitü ve Müzesi olarak hizmet veriyor.

1899 yılında 7348 öğrenci numarasıyla 18 yaşında başarıyla tamamlar

Atamız, Selanik Askerî Rüştiyesi ’ni başarılı bir şekilde bitirdikten sonra Manastır Askerî İdadisi ‘nin imtihanlarına girmiş ve başarılı olmuş. Böylece doğduğu Selanik’ten ilk defa ayrılarak Manastır şehrine gelmiş. Manastır, Selanik ile birlikte Osmanlı Devleti’nin Batı’ya açılan önemli şehirlerinden. Atamız Aralık 1898’in ilk yarısında son bulan sınavların sonucunda her dersten tam not alarak 54 mevcutlu üçüncü sınıfı ikinci olarak bitirip diplomasını almış. Aslında not defteri incelendiğinde sınıfın iki birincisi olduğu görülüyor. Listede birinci gösterilen Selanikli Ahmet Tevfik Efendi ile ikinci sırada yer alan Mustafa Kemal’in notları aynı. Her ikisi de “beher dersin tam numarası” olan 420 toplam not ile mezun olmuşlar. Atamız Manastır Askeri İdadisi’ni 1899 yılında 7348 öğrenci numarasıyla 18 yaşında başarıyla tamamladıktan sonra İstanbul Harp Okulu’nda eğitimine devam eder.

II. Meşrutiyet ve devamında Cumhuriyet döneminin önde gelen askeri ve siyasi kişiliklerinin yetişmesine katkı sağlamış

Manastır şehri ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün öğrenim gördüğü yıllarda 3. Ordu’nun da merkeziymiş. Çok kültürlü yapısıyla dikkat çeken Manastır şehrinin bulunduğu Makedonya’nın diğer bir özelliği de II. Abdülhamit karşıtı, Meşrutiyet taraftarlarının yoğun olarak yaşadıkları bir yer olması. İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimlerinden Resneli Niyazi Bey'de burada okumuş. Resneli Niyazi Bey, II. Abdülhamit’e Meşrutiyet’i ilan ettiren ayaklanmanın liderlerinden ve ayrıca İstanbul’da patlak veren 31 Mart İsyanı’nı bastıran Hareket Ordusu’nda yer alan Cumhuriyet’in önemli figürlerinden birisi. Şehir, 33 yıl Osmanlı devletini yöneten Padişah II. Abdülhamit'e karşı oluşan muhalefet hareketinin askerî kanadının toplandığı yere dönüşmüş, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin yayın organı Neyyir-i Hakikat Gazetesi de burada yayımlanmış. 1908'deki II. Meşrutiyet ilanına yol açan gelişmeler de burada başlamış. Manastır Askeri İdadisi, ayrıca Enver Paşa, Ali Fethi Okyar, Kazım Özalp, Kazım Dirik, Ahmet İzzet Furgaç, Hafız Hakkı Paşa, Cafer Tayyar Eğilmez, Nuri Conker, Fuat Bulca gibi II. Meşrutiyet ve devamında Cumhuriyet döneminin önde gelen askeri ve siyasi kişiliklerinin yetişmesine katkı sağlamış. Şehir 33 yıl Osmanlı devletini yöneten Padişah II. Abdülhamit'e karşı oluşan muhalefet hareketinin askerî kanadının toplandığı yere dönüşmüş, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin yayın organı Neyyir-i Hakikat Gazetesi de burada yayımlanmış. 1908'deki II. Meşrutiyet ilanına yol açan gelişmeler de burada başlamış. Ayrıca Mustafa Kemal’in Manastır Askerî İdadisi’ndeki bazı öğretmenleri de Meşrutiyet yanlısı fikirlerden etkilenmiş İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye olan subaylarmış. Bu durum ordu ve memleket meselelerinin Manastır İdadisi’nde konuşulmasına neden oluyormuş. Genç Mustafa Kemal de bu sayede memleket meselelerini öğrenme imkânı bulmuş.

Mustafa Kemal: Eğer Kitabet hocamız imdadıma yetişmeseydi, ben de şair olup çıkacaktım

Manastır Askeri İdadisinde Mustafa Kemal’i en çok etkileyen arkadaşlarından biri olan Ömer Naci, kendisine edebiyat ve şiir merakı aşılamış. Genç Mustafa Kemal’in dönemin vatan ve hürriyet şairi Namık Kemal ve Türkçü şairi Mehmet Emin Yurdakul’un şiirleri ile tanışmasında da etkili olmuş.

ATATÜRK, yıllar sonra 14 Eylül 1931’de yaptığı bir konuşmasında Mehmet Emin Yurdakul ile ilgili: “...Şair Mehmet Emin Yurdakul’un ilk kez Manastır Askerî İdadîsinde öğrenciyken okuduğum ‘Ben bir Türk’üm, dinim, cinsim uludur.’ dizeleriyle başlayan manzumesinde bana ulusal benliğimin gururunu tattıran ilk anlatımı bulmuştum...” ifadelerini kullanmış. Mustafa Kemal hatıralarında şiirin kendisine cazip göründüğünü ve arkadaşı Ömer Naci ile bu konuda birlikte çalıştıklarını yazar. Ve şöyle devam eder: “Kitabet hocamız Alay Emini Mehmet Asım Efendi, bir gün beni yanına çağırarak, “Bak oğlum Mustafa, şiiri filan bırak. Bu iş senin iyi asker olmana mâni olur.” Dedi. Eğer Kitabet hocamız imdadıma yetişmeseydi, ben de şair olup çıkacaktım. Çünkü hevesim vardı.” Bütün derslerden başarılı olan Mustafa Kemal'in şiirle uğraşmasının genel başarısına engel olacağına inanan Kitabet öğretmeni, öğrencisine şiirle uğraşmamasını öğütlemeseydi ve genç Mustafa Kemal de kendisine çok çekici gelen şiir merakına karşı öğretmenini dinlemeseydi belki de ismi bir ülkenin kaderini değiştiren bir başkomutan değil de vatan sevgisi şiirleri yazan bir şair olarak anılacaktı.

Özdilek Yalova’da 16. yıl coşkusu Özdilek Yalova’da 16. yıl coşkusu

Mustafa Kemal, Tarih öğretmeni Topçu Kolağası Mehmet Tevfik (Bilge) Bey'in de etkisiyle, Fransız İhtilali'nin temel ilkelerinden biri olan hürriyet kavramı ile de Manastır Askeri İdadisinde tanışmış. Kolağası Mehmet Tevfik Bey’in Atatürk’ün derin tarih bilgisi ve bilincinin oluşmasında önemli katkısı olmuş. Manastır Askeri İdadisi, arkadaşları ve öğretmenleri sayesinde Atatürk’ün fikirlerinin oluştuğu, zihninin geliştiği, vatan sevgisinin, bir vatan stratejisinin, bir vatan ve bayrak bilincinin geliştiği okul. Manastır, bir ülkenin kaderinin değiştirilmesine katkısı olan bir şehir.

Fulya OMAÇ / Manastır – Bitola / MAKEDONYA